Jeon Jungkook, iş ortağının evine yatılı kalmak için gittiği sırada arsız bir çocukla karşılaşacağından tamamen habersizdi.
"Sınırlarını zorluyorsun."
¤ Texting, smut ¤
"Derdin ne küçüğüm?" Sıcak nefeslerine ev sahipliği yapan dudaklarıma doğru fısıldamıştı ama içimi titrettiğinden bir haberdi, öpüşmekten kızaran dudaklarıma bir buse kondurmuş ardından da elleri arasında kaybolan belimi kavradığı gibi yatakta yana doğru dönmüştü böylelikle omuzlarına sıkı sıkı tutunurken, heybetli bedeninin altında ezilmeye başladım.
"Derdim sensin.." Aynı fısıltıyla karşılık vermiş ve duştan sonra giydiği siyah, pamuklu bornozunun hâkim olduğu sırtına çıplak bacaklarımı dolamıştım.
Şirketten gelmenin verdiği yorgunlukla direk duşa girmişti ve ben de dediğimi yapmak adına, babamın içeceğine uyku hapı kattım, birkaç dakika sonra uyumaya başladığında da koşarak yukarı kata çıkmış ve sadece boxerımla kalınca Jungkook'un yatağında uzanmaya başlamıştım, iş yorgunluğunu atması için kolları arasında dakikalardır rahatlatmaya çalışıyordum.
"Baban aşağıda bilmem kaçıncı rüyasını görüyor." Tekrardan dudaklarıma uzanmış ve dili arasına kıstırdığı alt dudağımı sertçe emmeye başlamıştı zaten hiçbir zaman yumuşak değildi, omuzlarında gezinen parmaklarım ani bir istekle yanaklarını kavramış ve tuttuğum yerden destek alarak suratını sanki imkanı varmışcasına iyice kendime doğru çekiştirmiştim.
Avuç içlerimi dolduran yanaklarını bütün arzumla beraber okşuyorken, belimi sıkı sıkı kavrayan tek elini çekerek, bornozunun bol kemerini tek çekişte çıkarmıştı.
Dillerimiz birbirine çarpmış resmen damağını keşfe çıkıyordum, zevkin esiri olan salyalarımız birbirlerine karışıyorken kısıkça inledim ve bu sefer de bir anda Jungkook'u omuzlarından ittirerek yan tarafa doğru düşmesini sağladım.
Gösterdiğim çaba karşısında şaşırsa bile içine saklamış, yastığa çarpan başıyla beraber boylu boyunca yatağın üzerinde çıplak kalan bedeniyle uzanmaya başlamıştı ve ben de fırsattan istifade hızlıca karın kaslarının üzerine oturdum
"Çıkarsana sen şortunu." Üzerime uzandığı sırada tekrardan geriye doğru ittirdim ve sırıtarak, iddialaşır bir şekilde cevap verdim.
"Yooo.." Altımda sadece minik siyah şortum vardı ve gerçekten de onu delirttiğine emindim.
Ardından da kalçalarımı geriye doğru kaydırdım ve penisine sürtünmeye başladım, Jungkook ise dili yanağının iç kısmında geziyorken belimi kavramıştı ve bir yandan da sürtünmelerime yardımcı oluyordu.
"Sana söylediğim cümleyi hatırlıyor musun?" Bir anda doğruldu ve kucağında oturur pozisyona gelmiştim ama daha ne olduğunu idrak dahi edemeden kucağına almasıyla, yataktan kalkması bir olmuştu. "Çekecek bir cezan var, diye hatırlıyorum." Boynuna gevşekçe kollarımı dolamış ve hemen dibimde duran keskin surat hatlarına bakmaya başlamıştım.
"Baban sabaha kadar uyusa bile her ihtimale karşı sessiz ol tamam mı, benim küçük sevgilim?" O kadar baştan çıkarıcı bir şekilde bakıyor, dudaklarını ikidebir yalıyor ve baskınlığını belli ediyordu ki ona uymaktan başka çarem kalmıyordu.
"Bir cevap alamadım." Dibimde duran suratına bakmaya öyle bir dalmışım ki dudağıma kondurduğu buseyle kendine gelmiştim, "Sert ol ve becer beni, Jeon." Gözlerine bakarak ciddi bir surat ifadesine takındığım zaman çapkın bir şekilde sırıttı.
Dakikalar sonra ise göğsüm denk gelecek şekilde siyah çalışma masasına yatırmıştı, bedenimi ardından da bir çırpıda minik şortumu, bileklerime kadar indirdi ve kendi bornozundan da kurtuldu.
"Dolgun kalçaların.." Elleri arasında tuttuğu kalça yanaklarımı okşarken geriye doğru çekiştirmiş ve iyice dışarı çıkmasını sağlamıştı, "Islak rüyalar görmemin tek sebebi olabilir."
Başımı çevirerek, yanağımı da masaya yasladım ve ıslanan deliğime zevkle sürtünen kalın penisine karşı gözlerimi sıkıca kapattım, dakikalar önce sessiz olmamı söylemesine rağmen bu çok zordu çünkü daha şimdiden kesik kesik inlemeye başlamıştım.
"İstiyor musun?" Bir eli, kalça yanağımı okşuyor ve arada şaplak atıyorken, tuttuğu penisinin başını art arda kaygan deliğime sürtüyordu.
Alt dudağımı dişledim ve sıkı sıkı kapalı olan gözlerimle beraber başımı bir anda hızlıca sallamaya başladım.
"E-evet.." Beni zirveye çıkarmasına, bir kez daha özel kılmasına çok ihtiyacım vardı, "Duyamadım." Diye de ekledi ve kalça yanağıma sertçe şaplak attığı sırada zevkten titreyen ellerim tutunacak yer arıyordu, daha fazla oyalanmayarak masanın başına tutunmaya başlamıştım. "Lütfen, içimi doldur hatta her yerime sıçrat sadece seni hissetmek istiyorum."
Tatmin olmuşcasına kahkaha attı, karşısında onun için erimem, görsel bir şölen olmalıydı ardından da yalvarmak için dudaklarımı tekrardan aralasam da içime bütün gücüyle bir anda girmesi, buna engel olmuştu.
Bedenim anında gevşemeye başlamış hatta masadan sarkan bacaklarım titriyordu, ona bağlı olma hissini tekrardan hissetmek dudaklarımın aralanmasını ve zevkin en güzel tonunun dökülmesine sebebiyet vermişti.
Sertti ve gerçekten de acıması yoktu.
Kalça yanağımı yana doğru gererek kendime iyice yer açıyorken, diğer eli de çoktan belime tutunmaya başlamıştı çünkü yaptığı sert gel-gitler yüzünden bedenim her içime girişinde yukarılara doğru kayıyordu.
Sadece gözlerimi kapatmış, her seferinde tatlı noktama vurmasının zevkini yaşıyordum hatta aralık dudaklarımdan akan salyam bile umrumda değildi sadece istediğini elde etmenin huzurunu yaşamama her içimi doldurduğun da kesik kesik inlemelerim eşlik ediyordu.
Kaslı baldırları geriye doğru çıkıyor ve deliğimden kayıp giden penisiyle tekrardan öne doğru geliyordu, nefes alış verişleri hızlanmıştı ama inlemiyordu sadece düzenli bir şekilde nefes alıyor ve zevkle geri veriyordu.
Tatlı noktama arka arkaya vurmasıyla dakikalardır kapalı olan gözlerim aralanmış ve sanki bulutların üzerindeymiş gibi hissettiğim rahatlığı belli edercesine, uzunca inlemiştim.
Ona aittim, bunu her seferinde belli ediyordu.
Kalça yanağıma sertçe şaplak attı ve hareketlerini sanki imkanı varmışcasına daha da hızlandırmıştı, sallanan bedenim yüzünden, hareket edişimde sınırlarını zorlayan penisim ikidebir masaya sürtünüyor ve bu da daha da zevke gelmemi sağlıyordu.
"B-boşal-lacağ-mmm.." Öyle bir sertlikle içime girmişti ki boğukça inlemiş ve yere doğru boşalmıştım saliseler sonra da içimi bir sıcaklık doldurmaya başladı.
"Serttin." Dedim, mayışmanın verdiği etkiyle ama ondan aldığım karşılık çok farklı olmuştu,
"Seni seviyorum, Kim Taehyung."
-
ARANIZDA PHOTOSHOP (FOTOŞOP) yapmayı bilen var mı? Ühühü.. kitap kapağı için acil lazım 😢😢😢
Sizi seviyorum..🍭👄
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.