35- Komedinin de hüzünlü bir yanı vardır

175 28 36
                                    

İnsanlar kalbin ifade etmek istediklerini bazen dillerine geç vururlar. Bizim olan, her gün kullandığımız bir bedenimiz olsa da bazen beden dilimizi ya da duygularımızı kendimiz bile anlayamayız. Belki de anlamamak işimize gelir ve biz de anlamamış gibi yapmayı yeğleriz. Ancak öyle ya böyle bu anlamsızlıklar silsilesinde bir şeyleri geç idrak eder oluruz.

Evren, Aras'ın kendine taktığı sıfatla şaşırırken Cem ondan daha da şaşkındı. "N-nasıl?" dedi adam. "Siz... Sevgili misiniz?"

"Öyleyiz." diye kızın elini kendine güvenerek tuttu Aras ve parmaklarını kenetledi. Cem'in gözleri ellerine inerken yutkundu. "İki yıl kadar oldu. Siz sormadan söyleyeyim, akıl hastanesinde tanıştık ama gördüğünüz gibi artık ikimiz de aklı başında insanlarız."

"Bilmiyordum." Cem bozulmuş ifadesini gizleyerek kıza baktı birkaç saniye. Ardından "Mutluluklar." dedi. Yanlarından geçip gittiğinde Aras kızın tepkisini bekleyerek ona baktı. Belki de Evren ona bir güzel haddini bildirirdi. Ancak sandığının aksine kız gülmeye başladı. Elini karnına koyarak gülerken sırtı duvara değiyordu. Aras da siniri bozulmuş bir şekilde güldü.

"S-suratını gördün mü?" diye kahkahalarının arasından konuştu kız. "Bembeyaz kesildi. Bu yüzü görmek için bunca yıl beklediğime inanamıyorum!"

"Ne?" Aras da güldü. "Ben kızacağını sanıyordum."

"Cem'den beni kurtardığın için sana teşekkür edebilirim ancak." diye karşılık verdi Evren. Gülüşü hafiflerken adamın gözlerine baktı. "Beni yine kurtardın sevgili erkek arkadaşım." Bir an hüzünlendi. "Keşke sadece teyzemin adamı olduğun için olmasaydı." Ellerini kendine sardı. "Neyse, hava soğudu üşütmeden içeri girsek iyi olur."

"Bekle." Aras kızın kolunu tuttu. "Böyle mi düşünüyorsun? Sırf Nevin Hanım için bunları yaptığımı mı sanıyorsun?"

"Öyle değil mi zaten?"

"Değil." Aras başını iki yana salladı. "Hiçbir zaman olmadı. O doktoru postaladığımda, seni o uçurumdan aldığımda, Atilla'nın seni boğmasını engellediğimde, o yangında ya da şimdi... Hiçbir zaman sen bir iş değildin Evren. Belki öyle görmek istemiştim ama öyle değildin. Şimdi dönüp geçmişe baktığımda buna emin oluyorum."

Evren aldığı itirafla şaşırdı ama mutlu da olmuştu. Yanakları sebepsiz kızarırken dişlerini göstererek bunu gizlemeye çalıştı. "Yalnız Cem bizi sevgili sandığına göre herkes öyle zannedecektir."

Aras omuz silkti. "Kendi tercihleri."

"Ya babama söylerse? Korkmuyor musun?"

Aras başını yana yatırdı. "Beni korkutan tek şey sana bir zarar gelme ihtimali." Evren bu ikinci cümleyle içinde bir şeylerin sarsıldığını hissetti.

"Beni kendine aşık etmeye mi çalışıyorsun yoksa?" diye şakaya aldı Evren onu. "Öyleyse başarmak üzeresin, benden söylemesi."

Aras da güldü. "Kulağa hiç de fena gelmiyor." Gözlerini çevirdi. "Bana aşık olursan en azından artık Cem denen o adama karşı bir şey hissetmediğini düşünürüm."

"Sen Cem'e niye taktın ki?" Evren ona doğru bir adım attı. "O geçmişte kaldı, hiç açılmayan bir sayfa sadece."

"Sana olan bakışlarını sevmedim sadece. Kahramanın olarak seni korumak benim görevim, unuttun mu?"

Evren tebessüm ederek koluna girdi. "Öyleyse içeri girip planımıza devam edelim, kahramanım. Henüz alınmamış bir intikam söz konusu."

Ertesi gün, Aras erkenden Evren'in evinin önüne geldiğinde aklı kızdaydı. Onu burada, annesinin ve neredeyse kendisinin celladıyla aynı yerde bırakmak içine sinmiyordu. Evren onu gördüğünde hızla içeri aldı ve masaya oturdu. Babasının bakışları ikisinin arasında bir şey olduğu izlenimi verse de aslında ikisinin de derdi bambaşkaydı. Bu sabırsızlık kızı görmek için olduğu kadar koruması gerektiği içindi ama adam Aras'ın kendince olan sebeplerini şimdilik bilmiyordu. Her şey ispatlanana dek nasıl isterse öyle düşünebilirdi de zaten.

Belirsiz SonsuzlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin