053**: Şu an anayasanın bilmem kaçıncı maddesine göre suç işliyor muyum bilmiyorum ama
053**: Umurumda da değil gerçi
053**: İşliyor muyum acaba ya?
053**: OFF NEYSE NE DİYORDUM
053**: hatırladım
053**: normalde de bu kadar suratsız mısın yoksa
053*...
Masanın üstündeki kitabı sırt çantama atarken bilgisayarımı açıp, camdan dışarıya baktım. Kar şiddetini arttırmış camlara çarpıp duruyordu.
"İda hazır mısın?"
"Hayır!" odasından bağıran kardeşim beni asla şaşırtmazken yatağımın üstündeki valize baktım. Annemin gönderdiği senaryo örneğini sarı zarfın içine koyup valizin üstüne bırakırken odamdan çıktım.
"Çay yapacağım isteyen var mı?"
"Ben su koydum, kaynamıştır." diyen Melodi elindeki havluyla saçlarını kurularken mutfağa girdim. "Biriniz İstanbul'un hava durumuna baksın, burada fırtına kopsa orada yaprak kımıldamıyor."
"Ben baktım uçağın indiği saatlerde yağmur bekleniyor sadece."
"Spor ayakkabı giyerim o zaman." diyen Melodi'ye destek verip üç fincan çay hazırladım. Kahve beni kendime getirse de çay hastası bir insandım. Günün her saati çay içerek huzur bulabilirdim.
Kahveye de haksızlık yapmayayım uykusuz gecelerimin kurtarıcısı olan hep oydu.
Fincanları tepsiye bırakıp şekerliği de yanına eklerken küçük salonumuza giriş yaptım. Melodi'nin valizi olduğu belli olan karışık valiz salonun ortasına bırakılmıştı.
"İda kıyafetlerini çok abartma." kulağındaki küpeyi değiştirirken yanıma geldi. Üzerinde siyah şortlu etek ve siyah bir kazak vardı. Altına uzun çorap giydiği için sevinsem de gözlerimi devirdim. "Ya gecenin bir saati ineceğiz, kimse görmez bizi. Git tayt falan giy."
"En son böyle dediğimizde kameraların ortasına düştük."
"Olsun daha sade giyin, insanlar iyice burnu havada olduğumuzu sanacak ya." gözlerini üstümde gezdirip gülümsedi. "Pijamalarınla mı geleceksin sen?"
"Hayır bir şeyler giyerim, daha vaktimiz var." diyerek ayaklarımı orta sehpaya uzatıp çayımdan bir yudum aldım.
"Hem, pijamayla gelsem ne yapabilirsin ki?"
"Ben yapmam da annem kalpten gidebilir." diyerek masanın üstündeki kurabiyelerden bir parça ısırdı. Sarı saçlarına kulaklarını örtecek bir bandana takmıştı, tüylü olduğu için sıcak tutmasını umuyordu sanırım.
"Gidip pantolon giyersen pijamalarımla gelmem." diyerek omuz silktim. Onu tehdit etmeye bayılıyordum.
"Of bayılıyorum sanki süslenmeye he."
"Ne oluyor size yine?" Melodi'de benim gibi pijamalarıyla gelip yanıma çökerken İda şaşkın şaşkın ikimizi izliyordu. "Lan uçağa geç kalacağız hazırlansanıza."
"Tamam be cırlama, iki dakikada giyiniriz." o da yanımıza çökerken derin bir nefes alıp eteğinin kemerini çözdü. "Kırmızı kazağımı giyeyim mi?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.