Selamlar güzel bulutlarım.
Bölümün gecikmesinin sebebini isyan ederek söylüyorum ki, hatta bilen biliyor, evren bölüm yazmamam için elinden geleni yaptı. Ne zaman bugün yazacağım desem bir sorun çıktı ve yazamadım. Sizi bekletmek istemezdim ama oldu bir kere.
+Bundan sonra yazacağım smutoneshotum var, Long Time No See, ona da bakabilirsiniz bu hafta içinde atmayı planlıyorum. Ayrıca Still With You adlı ficime bakarsanız çok sevinirim. Reklam yapmayı seviyorum evet.
Hatalar olabilir, asla kontrol etmedim, bir avucucu vakasını daha yaşarsak affediverin.
jdodşwösndud
Sizi maviliyorum.
Miyav
"Kader eşi nedir?"
Jeongguk, oturduğu sınıfın içinde, arkadaki masalardan birinden gelen soruyla birlikte ilk önce elinde tuttuğu tahta kalemini olduğu yerde sabit tuttu. İlk tepkisi buydu, bu sesin kime ait olduğunu çözmek için birkaç saniye ayıran zihni, Louis'in sorduğunu kavradığı anda ise kalemin kapağını çevik bir hareketle kapatarak öğrencilerine doğru dönmüştü.
Bugün, biraz yorgun hissediyor olsa bile son dersini en iyi şekilde vermek istiyordu ama bu beklenmedik soru karşısında kaşları ilgiyle havalanmıştı. Yavaş ve emin adımlarla, sakin bir şekilde ela gözlü çocuğa yaklaşırken ise, dudakları merakla aralandı. "Bunu neden bana soruyorsun Vuitton?" Diye sordu, çocuğun beyaz ve geniş masasının önünde durduğunda. Yanında, cam tarafında oturan arkadaşı biraz geriye çekilmişti. Louis ise dudaklarını ısırmış, biraz utanarak bakışlarını kaçırmıştı.
"Sizin bunu daha iyi bileceğinizi düşündüm Bay Jeon." Dedi sonunda çocuk, parmakları çillere sahip olan güzel burnunu kaşırken. Pek dikkat çekici bir alfa değildi, ama iyi biriydi ve Jeongguk için onu değerli biri yapan şey derslerine gerçekten dikkat ediyor olmasıydı. "Bunu sürekli söylüyoruz, herkesin bir kader eşi vardır diye ama kimse bize bunun ne olduğunu açıklamadı." Diye devam ettiğinde, ela gözleri bir süre etrafta dolanıp sonra yeniden öğretmeninin gözlerinde durdu. "Dürüst olmak gerekirse, kendi kader eşimi bulmaktan çok korkuyorum. Ya onu tatmin edemezsem? Ya kaybeder ve ona zarar verirsem? Ya bana uygun biri değilse? Bu sorular peşimi bırakmıyor."
Tam o sırada, üç ön sırada elinde kalemi ile her şeyi çizimler eşliğinde defterine not alan Taehyung'un uzun parmakları, bir anda hareket etmeyi bıraktı. Tüm sınıfın sessizliğe gömüldüğünün farkındaydı ama dönüp bakmamıştı neden böyle bir soru sorulduğuna. Ama şimdi Louis'in söylediği cümlelerle gözleri irileşmiş, yerinde dikleşirken biraz daha dikkat kesilmişti. Yanağına yasladığı eli hareketlenip saçlarını geriye taradığında ise yanında oturan Olivia ile göz göze geldi, bu kızla aynı masaya düşmüş olduğuna inanamıyor olsa da umursamadı.
Jeongguk, başını anlayışlı bir şekilde sallayarak ellerini yasladığı masadan uzaklaşmış, yeniden, lâkin bu sefer hızlı adımlarla tahtanın önüne gelmişti. Kalçaları, masasına yaslanıp yarı oturur pozisyona geldiğinde elleri birbirine bağlandı biraz çapraz bir şekilde. Herkesin onu izlediğini fark ettiğinde gözleri yavaşça sınıfın içinde dolandı, en son kendisine baktığını henüz fark ettiği Taehyung'un masmavi gözleri ile kesişti bakışları.
"Sahip olduğunuz her şey, sizin içinizde yaşayan kurdun dürtüleri sayesinde ortaya çıkar." Dedi bakışları esmer çocuktan ayrılıp, diğerleri ile göz kontağı kurarken. Doğru kelimeleri seçmeyi deniyordu. "Kurdunuz, yılda iki kez dolunayda dönüşüm geçirerek gerçek bir kurt bedenine sahip olmanızı sağlar. Ayrıca eğer kontrol etmeyi öğrenirseniz bu kurda dönüşme işini sıklaştırabilirsiniz. Ayrıca bu kurt, size ruhunun enginliği sayesinde özel güçler verir. Kişiden kişiye değişir ama bazılarımız aynı veya benzer güçlere sahip olabiliriz. Her gücün bir kullanım alanı vardır. Bunları zaten biliyorsunuz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEEDY
WerewolfTaehyung, Jeongguk'un dokunuşlarına olan muhtaçlığının farkında değildi. !omegaverse¡ [170320]