04

60.6K 2.5K 381
                                    

Selaaam ben geldim! Yorumlarınızı ve yıldızlarınızı bekliyorum. Ayrıca eğer isterseniz beni takip edebilirsiniz! 💜😋😘

İyi okumalar 😚

***

Ada, şirketin önüne geldiklerinde şoförün onu ne zaman alması gerektiği sorusuna, beklemesine gerek olmadığını söyleyerek karşılık verdi. Kitaplarını arabada bıraktı, çantasını alıp elbisesinin açılmamasına dikkat ederek arabadan indi. Dönen kapıdan içeriye girdiğinde onu güvenlik karşıladı.

"Merhaba, Ada Hanım. Hoş geldiniz."

"Hoş bulduk, kolay gelsin."

Birçok şirket yemeğinde tanıştığı, bir araya geldiği insanlar ona selam verdiğinden gülümseyerek hepsine karşılık vermeye çalıştı. Abisi de babası da şirketin her zaman bir aile sıcaklığında, birbirine kenetlenmiş insanlardan oluşmasını savunduğundan insanlar birbirlerini tanıyor ve özellikle patronları ile ailelerine büyük bir saygı ve sevgi ile yaklaşıyordu.

Ortak kullanılan asansöre binerek ağabeyinin bulunduğu kata çıktı. Asansör kapısı açılıp dışarıya adım attığında sekreter sandalyesini ittirip gülümseyerek hemen ayağa kalktı.

"Hoş geldiniz Ada Hanım."

"Hoş bulduk Nesrin. Abim müsait mi?"

"Şimdi bir toplantıda fakat sonuna geldiler, birkaç dakika içinde burada olurlar. Yine de beklerken odasına geçin isterseniz."

Ada, başını sallayarak genç kadını onayladı. Ağabeyinin odasına girip kapıyı yavaşça arkasından kapattı. Burasını en son hali ile ilk kez görüyordu. Aslında her şey hala aynı sayılırdı yalnızca eşyalar olabilecek en az sayıda tutulmuş, daha açık renkler kullanılarak oda çok daha geniş, ferah bir görüntü kazanmıştı. Bir de kenarda duran büyük masa odanın tam ortasına, manzarayı arkasına alacak şekilde yerleştirilmişti.

Masanın önündeki yeni, siyah deri koltuklara oturup çantasını önündeki sehpaya bıraktı ve bacak bacak üstüne atıp önündeki dergi yığınından bir tanesini çekip aldı. Ağabeyinin işi her ne kadar çabuk bitecek dense de onu her zamanki gibi uzun süre bekleyeceğini düşünüyordu...

Oturup dergisini karıştırmaya yeni başlamıştı ki Nesrin yalnızca birkaç saniye içerisinde elinde kocaman bir limonata bardağı ile geri döndü.

"Çok sevdiğinizi hatırladım, ferahlarsınız."

"Çok teşekkür ederim, zahmet etmişsin."

"Ne demek."

Ağabeyinin Nesrin'i neden bu kadar sevdiğini ve yıllardır yanında tuttuğunu çok iyi anlıyordu çünkü Nesrin çok disiplinli bir çalışan olduğu kadar çok ilgili, sevecen bir arkadaştı.

Ona gülümseyerek tekrar teşekkür ettikten sonra limonata bardağını elinden aldı. Nesrin çıkarken kapıyı arkasından sessizce kapatmayı unutmamıştı.

Limonatasının pipetiyle bir süre oynayıp bardağın içindeki buzları şıngırdattıktan ve nane yaprağının süzülüşünü sıkıntıyla seyrettikten sonra soğuk içecekten birkaç yudum daha aldı ve bardağı masanın üzerine geri bıraktı. Hava öylesine sıcaktı ki bardağın dışı yol yol süzülen su damlalarıyla kaplanmıştı.

ZOR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin