Ertesi gün olduğunda Hakan heyecanla kalktı yataktan. Dün Koray'ı arayamamıştı ve ne olduğunu öğrenememişti bir türlü. Hızla kahvaltıya indi ve yine Esma'yı okuluna bırakıp Koray'ın evine doğru yola koyuldu.
15 dakikalık bir yolun sonunda Koray'ın evine vardı. İçeriye girdiği zaman yine aynı kadroyla karşılaştı selam bile vermeden direkt daldı konuya:
"Eeee? Bulduk mu ne zaman gidiyoruz? Hangi mahalle çabuk hadi!"
"Hakan biraz sakin olur musun?"
Hakan şaşırmış bir şekilde Koray'a baktı:
"Nasıl sakin olayım Koray? Sonunda kızın ailesini bulduk evleri var gidip babasıyla komşularıyla konuşalım işte?"
Koray sinir ve hışımla yanlarındaki masanın üzerinden ayna aldı ve Hakan'ın yüzüne tuttu:
"şu haline bakar mısın Hakan? Gözlerin şişmiş ve kıpkırmızı olmuş. Hapisten çıktığından beridir bu işle uğraşıyorsun farkında mısın daha 5 gün oldu ve bu işten kafanı kaldırmıyorsun. Önce kendi hayatını düzene sokman lazım. Ayrıca evin kesin konumunu belirleyemedik. Evet bir ev bulduk ama kesin değil. Biz bilgileri kesinleştirene kadar evde kalıp kendine zaman ayırman gerekiyor."
Hakan şok olmuş bir şekilde Koray'ın yüzüne baktı. En yakın arkadaşıydı ve bu işi ne kadar çözmek istediğini bile bile onun eve gitmesini mi söylüyordu?
"ama Koray ben bunu bekliyordum kaç gündür haberin var değil mi?"
"Olmaz mıyım beraber çalıştık ama senin iyiliğin için zaten sensiz gitmeyeceğiz bak biz burada senin ve Esma için çalışıyoruz ama senin de biraz kendinle ilgilenmen lazım."
Çaresiz kabul etmişti Hakan ve eve doğru yola koyulmuştu. Evin kapısına varınca anahtarını almak için elini cebine attı. Cebini kurcaladı ama anahtarı bulamadı. Sabah evden öyle bir heyecanla çıkmıştı ki anahtarını alamamıştı. Kapı ziline bastı ve kapı açıldı. Hakan başını kaldırdığı anda şaştı kaldı çünkü kapıyı açan ne annesiydi ne de evdeki çalışanlardan birisi.
Kapıyı siyah saçlı ela gözlü hafif açık tenli güzel bir genç kız açtı. Yaklaşık Hakan'ın yaşında bir kızdı. Kız çekinerek konuşmaya başladı.
"merhaba siz Hakan olmalısınız ben Esra. Lütfen içeride konuşalım."
Hakan aynı ifadeyle salona geçti ve oturdu. Kız konuşmaya başladı:
"Anneniz ile annem arkadaş biz size ziyarete geldik..."
"annelerimiz arkadaşsa sıkıntı yok bana siz diye hitap etme sen diyebilirsin."
"Peki. Birlikte buraya misafirliğe geldik ama çalışanınız rahatsızlanıp bayıldı ve annem ve Gülcan teyze onu hastaneye götürdüler sen gelirsin diye ben de kapıyı açmak için ne olur ne olmaz evde kalmamı söylediler.ayrıca kardeşin de varmış onun için de kaldım bir bakıma."
"Anladım. Acıktım ben sen de bir şeyler yemek ister misin?"
"Fark etmez..."
"Fark etmez olur mu misafirsin sen bekle ikimize de bir şeyler hazırlayayım."
"Tamam ben de yardım edeyim."
Birlikte mutfağa geçtiler yemek hazırlayıp yediler,sohbet ettiler ve bulaşıkları bile beraber topladılar.
Saat 4 gibi Esma eve geldi ve Esra ile birlikte oyun oynayıp vakit geçirdiler. Akşam saat yedide de annesi ve Esra'nın annesi Selime hanım eve geldiler.
"Çalışan da tam hastalanacak vakti buldu canım. Bu hafta bir çok iş vardı hepsi zar zor halledilir tek başıma."
"Bir şey olmaz Gülcan ben ve Esra'da sana yardıma geliriz işler hemen biter."
"Yaa? Ay çok saol vallaha güzel olur."
Onlar Kapıda konuşurken sesi duyan Esma koşarak kapıyı açtı. Annesini görünce hemen sarıldı. Annesi gülerek Selime Hanım'a döndü:
"Bu da bizim ufaklık teyzesi."
Daha sonra Hakan da yanlarına geldi.
"Bu da abisi Hakan "
"Memnun oldum efendim."
"Ben de canım saol ."
Hep birlikte biraz daha sohbet ettikten sonra Esra ve annesi kalkıp gittiler. Onlar gidince yemek yediler ve Esma ödevlerinin başına Hakan da televizyonun başına geçti.Hakan televizyon izlerken annesi yavaşça yanına yaklaştı:
"Hakan?"
"Anne?"
"Esra ile tanıştınız mı?"
"Evet anne neden sordun ki?"
Bir anda aklına Esra ile geçirdiği zamanlar geldi ve istemsizce gülümsedi. O sırada annesi konuştu:
"Güzel kız değil mi?"
"Anlamadım?"
"Esra diyorum güzel kız değil mi tam senlik hani.."
"Anne ne diyorsun kendine gelir misin lütfen. Bir daha bu konuyu açma olur mu!?"
"Ama.."
"Anne lütfen!"
Annesi çaresiz susmuştu ama bu konuyu yine Hakan ile konuşması gerektiğini aklının bir kenarına yazdı. İstemeden de olsa gitti. Hakan o an düşündü. Evet güzel bir kızdı ama her şey güzellik değildi. Onu iyice tanırsa belki...
"ABİİİİİİ!"
"Efendim abicim?"
"Bahçede yine hamakta sallanalım mı?"
"Hmmm bilemedim şimdi kabul etsem mi acep?"
"Lütfennnnnn!"
"Şaka yapıyorum Esmam tabii ki gidelim gel."
"OLEYY"
Beraber bahçeye çıktılar ve hamağa oturdular. Hafif bir şekilde sallandılar ve yine Esma uykuya dalınca Hakan onu alıp yatağına götürdü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Aşkım
Teen FictionZengin bir ailenin şımarık ve uçarı bir çocuğuydu Hakan. Babası İlhan Bey ülkenin en tanınan mühendislerinden biriydi. Tek çocuk olması ve her istediğinin elinin altında olması onu haklı olarak şımartmıştı ama bu uçarılığının bedelini hayatının sonu...