Limon Çiçekleri 76. Bölüm

1.7K 147 78
                                    

İki gün sonra Batu telefonunun alarmından önce uyandı o sabah. Mayıs'ın ortasında olduklarından geceleri hava fazla ısınmaya başlamıştı, Lale de sıcaktan çok bunaldığından yatarken teras kapısını açık bırakmışlardı. Öyle olunca da sabah terastan gelen kuş sesleri ve tatlı bir esintiyle beraber uyanmıştı Batu. Ama Lale yanında yoktu. Her sabah kolunu veya bacağını Lale'nin üzerine atmış bir şekilde uyandığından onun yatakta olmadığını hemen fark etmişti. Derin derin esneyerek gerinirken erken uyanıp duşa girmiş olabileceğini düşündü ama giyinme odasının içindeki banyodan hiç ses gelmiyordu. Belki aşağıya inmiş, bir şeyler atıştırıyordur diye düşünüyordu ama aşağıdan da pek ses geldiği yoktu. Belki terasa çıkmıştır derken alt kattan kapının kilidinde dönen anahtar sesi gelince dikkat kesildi. Yanlış duymamıştı, birkaç saniye sonra kapı açılmış, içeri giren ayak sesleriyle beraber kilitten anahtar çıkarılmış ve kapı sessizce kapanmıştı.

O ayak sesleri son derece ihtiyatlı bir şekilde sessizce çıktı merdivenlerden. Yavaşça yatak odasına süzülüyordu ki Batu'nun sırtını karyolaya yaslayıp kollarını kavuşturmuş bir şekilde kendisini izlediğini görünce irkildi. "Batu!" dedi korkmuş bir halde elini kalbine götürürken. "Niye uyanıksın sen?

Açıklama bekleyen gözlerle ona bakan Batu üstündeki eşofmanları şöyle bir süzdü. "Niye uyanık olmayayım?"

"Ne bileyim." dedi omzuna çapraz astığı çantasından çıkardığı telefonundan saate bakarken. "Daha yirmi dakika var alarmının çalmasına."

"Ha sen de beni uyuyor sandığından fırsattan istifade bir işler karıştırmaya gittin gene?"

"Aşk olsun Batu!" diyerek yatağa doğru yürüyüp yanına oturdu Lale.

"Nereye gittin peki sabahın köründe?"

"Yürüyüşe." Batu'nun yüzündeki inanamayan ifadeyi görünce güldü. "Yaa niye öyle bakıyorsun, spor yapamaz mıyım ben?"

"Yani uykundan fedakarlık edip sabahın köründe yürüyüş yapmaya gitmen pek inandırıcı gelmedi, ne yapayım."

"Valla artık yapmam lazım yoksa biraz daha kilo almaya devam edersem uçan balona döneceğim."

"Ne kadar büyüttün şu kilo işini ya." diyerek başını karyolaya vurdu hafifçe Batu.

"Tabii kendin aynı kiloda durduğun için sana göre hava hoş! Ama ben kendimden çok rahatsız oluyorum. Diyete başlamam lazım galiba. Geçen gün kızlar geldiğinde yemekten önce alışverişe gittik. Denediğim hiçbir şey olmadı üzerime. Bir elbise bile alamadım." dedi mutsuz bir ifadeyle dudaklarını büzerek.

Batu dalga geçerek "Vah vah çok üzüldüm. Kim bilir gene nasıl bir elbise alacaktın..." deyince Lale şakayla karışık omzuna vurdu.

"Dalga geçme, çok beğenmiştim ben. Gözüm kaldı elbisede."

"Bir dolap dolusu elbisen var zaten, onları giyersin sen de."

"Ya onlar da üstüme olmazsa ne giyeceğim?"

"Hiçbir şey." diye manalı bir sırıtmayla yanına sokuldu Batu.

"Ben ciddiyim ama Batu. Aslında alttan çok almamışım da hep göğüs kısmından dar geliyor."

"Bak işte buna daha çok üzüldüm." diye sırıtarak belinden tutup kucağına çekti onu.

"Ben gerçekten üzülüyorum ama!"

"Ben de. Hem de nasıl üzülüyorum bir bilsen. İçim parçalanıyor." derken Lale'nin üstündeki ceketi çıkarmaya uğraşıyordu. Çantasını çıkarıp yere doğru fırlatırken sormadan edemedi. "Yürüyüşe giderken niye çanta aldın ki yanına?"

Limon ÇiçekleriiiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin