❄KOLYE

48.9K 4.2K 1.4K
                                    

▏₰ Alysa

Damarlarımdaki kan geri çekilerek ardını arafa bırakmakta hüküm verdi. Kendine isyan eden öz kalbimin dehşete düşmesini sağladı. Vücuduma gönderdiği kan geri teperek onu boğmaya karar vermişti. Sırtında hissettiği hançeri saplayan... en yakını olmuştu. İhanetin soğuk tadına bakan yüreğim çokça karşılaştığı bu duyguyla ne yapacağını şaşırmıştı. Sonra zihnimde toplanan harfler yan yana gelerek yeni bir hıyanet tablosu oluşturdu.

Ben mi iyileşmeyen bir yaraydım. Yoksa herkes mi keskin bıçak? 

Sormadım. Sadece kanadım... 

Kendim bile benliğime sırt çevirebiliyorsa nasıl sığınacak yer bulabilirdim ki? dört bir yanım nefretle sarılmıştı. Katran karası, zehirli ve bir o kadar yalnız. Ne zavallıca...

Suskunluğumu korkuma yorumlayan yaşlı kadın "Korkmaktan çekinme kızım. Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkar eder" diye avutmaya çalıştı beni. Oysa bilmiyordu ki ilk defa bu damgayla mimlenmemiştim ben. Düşüncelerimin yönü korku değil, suçlamalarının en sonunda doğru çıkmasından kaynaklanan yedirememezliği sindirmeye çalıyordu ruhum. "Nasıl benim bir Cadı olduğumdan bu kadar emin konuşabiliyorsunuz? beyaza dönen saçlarımı kanıt olarak göstermeniz tatmin olmam için yeterli bir sebep değil. Tamam daha önce hiç böyle bir şey başıma gelmedi. Ama! eğer dediğiniz gibi bir Cadıysam başka işaretlerinde olması gerekmez mi? bu zamana kadar büyüyle ilgili tek bir olay bile başımdan geçmedi. Kendi zamanımda değil de farklı bir alemde olduğuma bile hala inanamazken şimdide bana insan bile olmadığımı mı söylüyorsunuz!?" sinir krizi geçirmek üzeydim. 

Titreye başlamış ellerim ve soluk borumdan tırmanmaya çalışan nefesin sıkışmasıyla bunu anlayabiliyordum. Bir kaç gece nöbet geçirip hastaneye kaldırılmışlığım bile vardı. Uzun zamandır bu hissi tatmıyordum ve şimdi tanıdık bu duygu beni endişelendirmişti. Bulunduğum yerde beni iyileştirecek biri olduğundan bile emin değildim. Odadakilerin yüzlerindeki kuşkuda bu kanaatimi tetikliyordu. 

Yaşlı kadın oturduğu yerden kalkarak kitap dolu geniş rafın önüne geldi. Bir süre gözlerini kitapların üzerinde gezdirdi ardından aradığı şeyi bulmuş olmalı ki en üstteki kalın bir kitabı alarak tekrar yerine oturdu. Kitabın kapağını açarak bir süre sayfalarını çevirdi. Mor bir püskül sarkıyordu içinden. 

"İşte burada!" 

Kitabı hepimizin görebileceği şekilde ortaya koydu. Sarı saman rengindeki sayfanın solunda bir resim, sağında ise satırlarca yazı yazıyordu. Resimde iki kadın vardı. İkisi de birbirine sırtını dönmüştü. Kadınlardan birinin saçları siyah diğerinin ise beyazdı. Saçlarının uzunluğu ayak bileklerine iniyordu. Yüz tipleri, üzerlerindeki kıyafetler ve hareketleri birebirdi. İkiz olmalıydılar. Aralarındaki tek fark biri siyah rengine bürünmüşken diğeri beyazlara sarılmıştı. İkisini geniş bir çember çevreliyordu. "Bu da ne böyle?" Metus merakla sorduğunda yaşlı kadın cevap verdi. 

"Karma"

"Karma mı?" 

"Evet. Unutulmuş gümüş çağında sadece Titanlar değil yepyeni ırklar, yani saf kanlarda ortaya çıkmaya başlamışlardı. Titanlar getirdikleri kaosla yetinmeyip diyarlarını yok ettiklerinde bu seferde açlıkla ve sefaletle yüzleşmek zorunda kaldılar. Çünkü artık toprakları tek bir mahsul veremeyecek kadar kirlenmiş ve öfkeyle dolup taşıyordu bu yüzden onları kıtlıkla cezalandırdı. Toprak ananın onları affetmeyeceğini anladıklarında yeni bir çözüm yolu üreterek diğer ırkların yaşadıkları yerlere göz diktiler. Evren çok ince bir dengenin üzerinde yaratıldığında farklı soyların yerleştidiği yaşamları perdelerle gizlediler. Böylece iletişim halinde olmayan ırkların bir kısmı yok olsa da diğerleri hayatta kalmaya devam edecekti. Irklar farklı alemlerin olduklarını bilseler bile hiçbiri diğerini gözlemeye cüret edemedi. Titanlar ise Kara Cadılarla anlaşarak ilk adımı attılar. Çok eski zamanlar olan o çağlarda Kara Cadılar Titanların anlaşmasını tek bir şartla kabul ettiler... Beyaz Cadıların soyunu kurutmakta onlara yardım edeceklerdi. Çünkü yükselmeleri için kendilerine zıt olan her şeyden kurtulmak zorundaydılar. Ve önlerindeki en büyük engel karmaydı. Bir tarafta karanlık varsa diğer tarafta da aydınlık olmak zorundaydı zira. Titanlar anlaşmayı kabul ettiler. Böylece onların açtıkları kapılarla, aradaki tüm perdeleri yırtarak diğer diyarlara ulaştılar. Savaş, ölüm, kan her yeri sardı ve tüm alemlere yayılmaya başladı. Bu sırada da Kara Cadılar, Beyaz Cadıların inini bulmaya adamışlardı kendilerini. Her yeni Dünyada onlardan bir iz arıyorlardı. Beyaz Cadılar olan her şeyin farkındalardı. Saklandıkları yerden çıkarak Kara Cadılar ve Titanlarla savaştılar. Farklı ırkların bir olduğu orduları yönelttiler. Ancak bilinmeyen bir sebepten dolayı yenildiler. Kitaplarda Kara Cadıların ne yaparak Beyaz Cadıların soyunu tükettiği yazmıyor. Kimse bu sırra ulaşmaya nail olamadı" 

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin