Duyduğum iğrenç ötesi espiri ile tekrar Akın'a baktım.

"Akın seni arabadan atarım. Yapma kardeşim."
Ayça'nın arkadan yüzünü buruşturduğunu gördüm. "Allah'ım öldürün beni."

Akın bizi hiç umursamamış ve telefonu ile ilgilenmeye başlamıştı.

Yaklaşık on beş dakika sonra apartmanın önünde durdum. Hep beraber arabadan inince Ayça ve ben apartmana doğru yöneldik. O sırada Akın "Hadi markete gidelim. Akşama parti var."deyince Ayça koşar adım ona yetişti. Şaşkınlığımı gizlemeyerek "Ne partisi acaba?"diye sordum.
Akın gülümseyip "Pijama partisi tabi ki. Önce deliler gibi eğlenip çekirdek çıtlatacağız. Ardında mis gibi uyuyup rüyalar göreceğiz."
Söylediği son cümle beni tekrar duygu boşluğuna atmaya yetmişti.

"Rüya göreceğiz derken yani karanlık rüyalar. Hani bazen uyuruz uyandığımızda hiç rüya görmemiş gibi oluruz ya öyle rüyalar işte."diye toparlamaya çalıştı Akın. Bu çabası gülümsememe sebep olurken bir kaç adımda yanlarına yetiştim ve kolumu Akın'ın omuzuna attım.
"Yapalım bakalım şu partiyi."

•••

"Bana daha fazla vişne suyu verin. Dertliyim bu gece ben."

Akın'ın hayvan gibi bağırmasının ardından Ayça sehpanın üstünde duran vişne suyu şişesini Akına'a fırlattı.

"Gerçekten vişne suyu ile sarhoş olacağına inandırmış kendini. Şu hale bak."
Ayça'nın söylediklerine katıldığımı belirttim.

"Akın kalk kendine gel. Senin olmayan sarhoşluğunla geceyi kapatacağımızı düşünüyorsan yanılıyorsun."
Akın yarı uzandığı koltukta doğrulurken Ayça konuşmaya devam etti.
"Hem nerde görülmüş vişne suyu içerek beynin uyuştuğu?"
Akın kafasına diktiği şişeyi sehpanın üstüne bırakıp "Farkımız tarzımız bebek."dedi ve Ayça'nın yanağından bir makas aldı. Ayça yüzünü ekşiterek Akın'a bakmayı sürdürdü.
"Gerçekten böyle bir şey yapmadın değil mi az önce ? Resmen içine öküz kaçtı."
Ayça'nın sözü biter bitmez yanımdaki yastığı sertçe Akın'a fırlattım.
"Gün geçtikçe espirilerin ölümcül oluyor Akın kendine gel."
Ardından bana dönüp "Espirilerime laf atmayı kes tamam mı? Onlar benim benliğim,her şeyim."dedi evladını koruyan bir anne gibi.
Başımı sağa sola sallayıp kucağımdaki cipsleri yemeye devam ettim.

"Bu ne biçim parti böyle."diye yakınan Ayça koltuğun üstüne koyduğumuz diz üstü bilgisayarı alıp kurcaladı. Ardından hoparlörleri alıp bilgisayara bağladı ve evin içini bir anda yüksek sesli müzik doldurdu.

Akın sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi hemen ayaklandı ve asla anlamlandıramadığım bir şekilde dans etmeye başladı.
Ben hala onun ne yaptığımı çözmeye çalışırken Ayça üstümdeki cips kutusunu yan tarafıma koydu ve beni ayağa kaldırdı.

Arkamda bıraktığım cipslerime hüzün dolu bir bakış yolladım.
"Şimdi biraz dans vakti Ozan bey. Önce eğlence sonra biraz dertleşme ve sonra tekrar eğlence. Bundan kaçış yok biliyorsun değil mi?"

Ayça'yı kendi etrafında bir kez döndürmemin ardından sırtından tutarak onu geriye doğru yasladım ve yüzüne yaklaşıp "İtiraz etme hakkım yok değil mi?"dedim muzip bir gülümseme ile.

Ardından doğrulup aynı gülümseme ile "Ne yazık ki yok. Deneme bile."dedi.
Bir anda Ayça'nın yüzü kayboldu ve Akın'ın suratı belirdi.
Akın aramıza girmiş ve bizi ayırmıştı.
"Sen benim kankamı benden mi çalıyorsun Ozan , yoksa bana mı öyle geliyor?"dedi ciddi olmayan bir öfke ile.

Kollarını Ayça'ya sarıp bana pis pis bakmaya başladı.
"Bilmem , belki o beni çalıyordur."dedim gülümsemem yüzümde büyürken. Akın bakışlarını Ayça'ya çevirdiğinde Ayça konuşmasına fırsat vermeden ona sıkı sıkı sarıldı.

Rüya (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now