'20'

7.1K 732 164
                                    

Sınır koymuyorum, müsait oldukça yazacağım artık.

(Yun)

Merdivenlerden son hız çıkan Jungkook'un peşinden ben de çıkıyordum. Üst kata gelince hemen He-Ran'ın odasına yöneldi bende onu takip ediyordum.

Ne olur ne olmaz diye kapıyı tıklatıp hızlıca içeri girince, He-Ran'ın yatağın üzerinde elinde terliğini sıkıca tutmuş bir vaziyette görmeyi beklemediğimiz için şaşkınca ona bakakaldık.

"Noona, ne oldu?" diye soran Jungkook ile He-Ran bize baktı. Kaşlarını çatarak elindeki terliği havada savurmaya başladı, bir yandan da bağırıyordu. "Böcek fobim olduğunu biliyorsun Jungkook! Ve burada bir şeker vardı böcekler de ona gelmiş. Hayır neden misafir odana şeker dökme gereği duydun ki?!"

Jungkook'un, He-Ran'ın dediklerini umursadığını pek düşünmüyordum. Çünkü şuan oldukça rahat gözüküyordu. Tahmin ettiği -tahmin ettiğimiz- şey olmadığı için rahatlamış olmalıydı.

💉.

Yatakta dönüp dururken sinir krizi geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. Bazı geceler sebepsizce uyuyamıyordum. Gerçi şuan Başkan Jeon'un söylediklerini henüz Jungkook'a aktaramamış olmam beni fena şekilde rahatsız ediyordu.

Daha fazla yatakta dönmenin faydası olmadığını anladığımda yatakta oturur pozisyona geldim. Bahçeye çıkıp hava alsam iyi olacaktı. Yataktan kalkarak valizime yöneledim. Hava serin olduğu için üstüme bir hırka alsacaktım aksi takdirde donabilirdim. Çabuk üşüyen bir yapım vardı..

Saçlarımı da kısaca taradıktan sonra yavaşça kapıyı açtım. Kimseyi uyandırmak istemiyordum. Aynı şekilde yavaşça, sessiz olmaya özen göstererek kapıyı kapattıktan sonra merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.

Sağ tarafımda kalan odanın ışığı dikkatimi çekerken, merdivenlere doğru ilerlemek yerine o odaya doğru adımladım. Burası Jungkook'un bilgisayar oyunlarını oynadığı odaydı.

Hafif aralık olan kapıdan kafamı uzattığımda oyun konsollarını eline almış büyük bir heyecan ile oyun oynayan Jungkook ile karşılaştım.
Uyumamış, oyun mu oynamıştı?

İçeri girdiğimde Jungkook'un bakışları beni buldu. Hafif şaşırsada çok geçmeden tekrar bakışlarını ekrana döndürdü.

Yanındaki mindere oturdum ve elime boşta kalan oyun konsolunu aldım. Benim konsolu elime aldığımı gören Jungkook, bir şey demeden oyunu iki kişiliğe çevirdi. Yüzümde oluşan hafif gülümsemeye engel olamadım.

İkimizde konuşmuyorduk, oldukça sessizdik. Sadece oyun konsol düğmelerinin çıkardığı ses, odada ki sessizliği az da olsa bozuyordu.

Jungkook birinci elde beni yenince hırslanmıştım. İkinci elde onu yenmem gerek diye düşünürken ikimizin de düğmelere basışımız sertleşmişti. Heyecan ile bu eli kazanmayı beklerken, ekranda çıkan JK yazısı yine kaybettiğimi gösteriyordu.

Oyun, Jungkook'un kazanmasıyla sonlanmıştı. Elimdeki konsolu yere bıraktığımda bakışlarımı Jungkook'a yönlendirdim.

"Böyle davranmaya devam edemeyiz Jungkook"

"Nasıl davranıyormuşuz"

"Birbirimizi tanımıyor gibi. Hastanede olsun, evde olsun yüzüme bile bakmıyorsun" dediğimde günler sonra gözlerimin içine baktı. Sert bakıyordu, sinirliydi ama belli etmek istemiyordu sanki.

"Yun-"

Demeden sözü kesilmişti. Cidden bu telefon sanki bizim bir arada olduğumuz anları bekliyor gibiydi. Çalan telefona göz devirdikten sonra bir adım geri çekildim.

Jungkook aramayı cevaplayınca aklımdaki tek soru, bu saatte kimin aradığıydı.

Efendim hyung?

N-ne?! Babama ne olmuş

Başkan Jeon'a bir şey mi olmuştu! Kendime söylemem gerekenleri ertelediğim için kızmaya başlamıştım bile. Jungkook hemen ayaklanıp kapıya doğru ilerlediğinde bileğinden tutarak onu durdurdum.

"Jungkook, her şeyden önce bilmen gereken bir şey var"

💉.

Size kısa gelebilir ama bölüm kısa değildiii

Birde dediğim gibi sınır koymuyorum ama yeni bölüm ne zaman gelecek tarzı yorumlar yapmayın lütfen çok sinirimi bozuyor jskajakak

Sizi seviyorum öpüyorum muah muah muah muah muah muah muah muah muah muah muah muah muah muah 💜

Physician ❦︎ |JJK|Kde žijí příběhy. Začni objevovat