0.2

2.4K 175 90
                                    


Multi: Uraz demir.

Çoğu dersi atlatmıştık. Bunladığım için ateşe dönüp, "Ateşim ben biraz hava alacağım. Bahçedeyim." dediğim de kafasını salayıp kararsızca gözlerime baktı. Gülüp yanından kalkıp elimi sweatimin  cebine koyup ufak adımlarla bahçeye adımladım. Bahçedeki kalabalığa göz devirirken kendimi boş olan banka attım.

Güneş tam tepemde yüzümü yalarken şapkamı çıkarıp saçlarımı havalandırdım. Birçok erkeğin gözü üstümdeyken onları bakışlarıyla öldüren ateşe güldüm. Urazla beraber erkeklere korkutucu bakışlarını göndermekle meşgullerdi. Telefonum tekrar titrerken oflayıp elime aldım telefonu.

Aynen, mesaj bilinmeyendendi.

053******** : Zaten bir cevap vermeni beklemiyordum. Görmen bile mucize.

053******** :  Ama bari azıcık merak etme be güzelim.

053******** : Şuan o şapkanın yerinde olmak istediğimi bilmesen de olur.

053******** :Seni seviyorum kızıl'ım.

Görüldü |

Mesajlarına tekrardan bakıp cebime attım onunla uğraşamazdım. Cevap vermezsem iki güne sıkılıp mesajı keserdi. Heralde.

Gözüm beni izleyen yankıya değdiğin de ilk defa gözlerindeki perdeyi kaldırdığına şahit oldum. Dudağında yer alan gülümsemesi ile beni izliyordu. Ona atabileceğim en soğuk bakışı attıp kafamı bu kez yana çevirdim. Bu bakışları tek ben fark etmemiştim. Okulumuzun en sessiz ve gündemden itina ile kaçan rehanın gözleri de üzerimde mekik dokurken yankıya attığı bakışlar normal türden değildi.

Daha fazla bakışların hedefi olmak istemiyordum. Uraz ve ateş yanıma geldiklerinde burunlarından soluyolardı. Onlara çatık kaşlarla bakarken ateş beni sıkıca sarıp kafamı göğsüne yapıştırınca büyük bir kahkaha attım. " Kızım varya bir daha seni tek tuvallete bile göndermeyeceğim. Baksana bütün abazaların gözü üzerinde. Katil olama ramak kaldı. "  son cümlesini bağırarak söylemişti. Kıskanç . Gülüp saçımı düzelterek sesimi incelttim,
" Merak etme yakışıklı gözüm sizden başkasını görmüyor." dediğim de ateşte gülmüştü. Uraz kafasını arkaya atarak gülünce kızların bakışları üstümüze toplanmıştı.

Son dersimiz kütüphanede geçirecektik. Son sınıf olduğumuz için genellikle hocalar zorlamazdı bizleri. Ya küyüphanedeydik ya da sınıfta test çözerdik. Ders işleyen hocalae tek tüktü. Bazı hocalar derse bile gelmiyordu. Hep beraber kütüphaneye girerken koluma giren sırma ile kayra gözümün içine bakınca bende onlarınkine baktım. Şapşallar. Sırma onaylamaz bir bakış atıp, " Yok yok kayra bunun bize anlatacağı birşey yok." dediğinde onlara tekrar bir bakış attım. Kayra kendini geri çekip" Yani alevciğim bize anlatmak istediğin birşey yok yani emin misin? " dediğin de kafasına yavaşca vurup," Neden birşey anlatayım size? "

Kayra ve sırma birbirine bakıp,
" Mantıklı değil ama susmazsak bizi öldüreceğin için şimidilik susuyoz." diyen sıramayla kafamı saldım. Sırma ile kayra kuzendiler. İkisi de çok güzel kızlar idi. Kayra sırmaya göre daha ağır bir kızdı. Sırma ise daha cıvıl cıvıl bir kızdı. Kendini çok severdi. Bu hallerine alışmıştım, her defasında bu konuşmayı yaşardık, ama hala bu konuşmanın amaçını bende anlayamamıştım.

Değişiktik.

Sonunda kütüphaneye girdiğimiz de hepimiz bir tarafa ayrılmıştık. Kendimi romanların olduğu tarafa attıp mutlulukla gülümsedim. Okumaya bayılırdım. Yeni şeyler öğrenmek en büyük hobimdi. Eski basım kitaplara olan ilgim ise herşey den büyüktü.  Rafların arasında dolaşırken cebimin titremesi ile telefonumu bugün içinde bin kez yaptığım gibi çıkardım.

053******** : Şuan varya ne kadar yanında olmak istediğimi bilemezsin.

053******** : Şuan karasız kararsız rafların arasında dolaşırken arada elini saçlarına attıp dağıtıyorsun ya,

053******** : Ben o şaçların tek teline kurban olurum.

053******** : Aradığın kitabı her zamanki masana bıraktım canımın içi.

053******** : Seni seviyorum.

Görüldü |

Bu sefer gelen mesajlar içimdeki merak duygusunu ortaya çıkarmıştı. Hangi kitabı sevdiğimi bile bilen birinden mesaj almak tuhaftı. Hala ona bir cevap vermemiştim. Şuanlık verme gibi de bir amacım yoktu.
Dediğimin arkasındayım, iki gün sonra mesaj atmayı bırakacaktı.

Her zaman oturduğum masaya geldiğim de masanın üstündeki en sevdiğim milyon kez okuduğum kitabı elime aldım. Ama bir değişiklik vardı. Bu ilk baskısıydı arayıpta bulamadığım o ilk baskı. Bunu bilinmeyen bulmuştu. Dudaklarım benden bağımsız genişce açılırken eş zamanlı olarak telefonum titremişti.

053******** : ULAN SEN GÜLÜMSEDİN.

053******** :SEN BANA GÜLÜMSEDİN.

053******** : BANA, BANA BİLİNMEYENİNE.

053******** : Varya o gülümsemeyi bir daha görmek için gerekirse sana o kitabın yazarını bulurum lan. Bana gülümsedin.

053******** : Bu günü not almam lazım. Sonuç olarak bana büyük bir gülümseme bahşettin.


053******** : ULAN SEN BANA CİDDİ CİDDİ GÜLÜMSEDİN Mİ LAN?

Görüldü |

***

  Bilinmeyenciğim, çocuğum senin kalbini yerim ah ulan ah böyle bir bilinmeyen filan varsa bana ulaşsın tşk.

Bölüm nasıldı?

HyRnZa oY atRsnZ :*

KIZIL || textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin