|3|

1K 94 42
                                    

Bölüm Şarkısı;
ZAYDE WOLF - Born Ready

×××

Üçüncü Bölüm × Game On

...

Joseph Goldenbird, çok da uzun olmayan bir süre önce şu anki işini eline aldığında, kelimenin tam anlamıyla sudan çıkmış balık gibiydi. Birden fazla konuda öğrenmesi gereken çok şey olduğunu bilerek yapmıştı başvurusunu. Tam olarak hedefinin ne olduğuna karar veremese de, bildiği tek şey sarayda çalışmak istediğiydi. Öyle ki, önüne böyle bir fırsat çıktığı an kaçırmamış ve büyük bir minnetle elini uzatıp almıştı.

Francis Walterson, majestelerinin genel sekreteri olarak atandığında yaptığı ilk şey sekreter odasındaki bütün çalışanları daha genç ve öğrenmeye istekli adamlar ile değiştirmek olmuştu. Onlardan biri de bu göreve başvuran adaylar arasındaki genç ve zeki Joseph Goldenbird'den başkası değildi. Oğlanı gördüğü ilk an başvurusunu kabul etmiş ve derhal yanında çalıştırmaya başlamıştı. Şimdi ise Joseph, Francis'in sağ kolu haline gelmişti adeta. Kendisine inanıp yanına alan ve bildiği her şeyi öğreten Francis'e karşı içinde sonsuz bir saygı ve güven vardı Joseph'in. Bu her zaman da böyle olacaktı.

Sabahın ilk ışıklarıyla görev yerine doğru yola çıkan Joseph, sarayın duvarları arasında gezinen sinsi dedikodulardan ve konuşulanlardan bir haberdi. Elinde, gece incelemek için aldığı ve incelemeye devam etmek için de yanında taşıdığı dosyaları tutuyordu. Ama dün gece gözüne tek bir damla uykunun bile girmemesinin nedeni bu dosyalar değildi; aldığı haberdi.

Anna'nın gelişi derinden sarsmıştı adamı. Eğer beş yıl önceki Joseph olsaydı, haberi alır almaz sevdiği kızın yanına koşar ve geri geldiği için şükür duaları ederken kokusunu içine çekerdi. Ama tıpkı diğer herkes gibi, Joseph'in de beş yıl önceki halinden eser kalmamıştı. Şimdi hissettiği tek şey kalp ağrısı ve sarsılmışlıktı. Tam beş yılını almıştı geri dönmesi demek. Koskoca beş yıl... Acaba hiç mi merak etmemişti sevdiği adamı? Hiç mi özlememiş, hiç mi gülüşüne ve kokusuna hasret kalmamıştı? Çünkü Joseph her gece hissetmişti Anna'nın yokluğunu içinde. Her gece onun özlemi ile yanmış, her gece gülüşüne ve kokusuna hasret kalarak dalmıştı uykuya. Ama karşılık olarak ise, sevdiği kızdan tek bir mektup bile alamamış olmak, canını acıtmıştı. O da teselliyi saraydaki görevinde bulmuş, kendini görevine adamış ve aşktan yana kanayan yarasının üstünü kapatmaya çalışmıştı. Tam unuttum derken ise, Anna geri gelmişti. Nasıl bir oyundu bu, kaderin nasıl sinsi bir planı vardı ikisi için?

Göğsüne abanan kasvet yüzünden derin bir nefes çekti içine ve kaşları çatık bir şekilde çalışma odasına doğru yürümeye başladı. Yolunun üstündeki aristokratlara ise başıyla selam verdi sadece. Başka yapabileceği hiçbir şey yoktu çünkü. Acısını yine içine gömmek ve söylemek istediği sözcükleri yutmaktan başka, elinden hiçbir şey gelmiyordu kısaca.

Sekreterlerin çalıştığı odanın olduğu dar koridora girdiğinde, tahta kapının ardından yükselen bir grup tok kahkaha geldi kulaklarına. Diğer sekreterlerle çalışmayı pek de sevmiyordu ne yazık ki. Onları fazla kaba buluyordu. Hepsi de görgü kurallarından yoksun, güce aç, dar kafalı genç adamlardı. Tam da bu nedenle onlardan uzak duruyor ve sohbetlerine olabildiğince dahil olmamaya çalışıyordu. Zaten Francis ile arasının iyi olması yüzünden diğer sekreterler tarafından dışlanmıştı. Bir de onlarla yakın olmaya çalışacak kadar alçaltamazdı kendini.

Sessizce odaya girip masasına yerleştiğinde bile adamların kahkahaları dinmedi. Aksine, görgüsüz bir şekilde sohbetlerine devam ediyorlardı.

"Ama bu beni şaşırtmadı." dedi aralarından biri, belini masalardan birine yaslamış bir şekilde gülerken. "Majestelerinin onlara karşı daima ayrı bir ilgisi vardı, anlarsınız ya." dedikten sonra da göz kırptı ve diğer adamlar bir kez daha göbekleri çatlayana kadar güldüler. "Brunella'ların özel güçlerinden biri sanırım, kadınları kralı ayartmak konusunda ustalar. Neydi ölenin adı, Aceline mıydı, nasıl da güzel baştan çıkarmıştı majestelerini. Şimdi de diğeri baştan çıkarmış. Kralın kolunda metresi olarak saraya girmezse, bana bir kese borçlusun!"

Tacın BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin