💙💚~26. BÖLÜM: Sözlerin Hüküm Sürdüğü Gece~💙💚

Start from the beginning
                                    

Genç adam yanılmadığını biliyordu çünkü şu anda canı yanmasına rağmen bu acıya karşı gelemiyordu. Duyguları, onu yenebilen tek silahtı.

Derin, farkında olmadan bir itirafta bulundu. "Ben onu istemediğini düşünerek seni suçluyor, sana kızıyordum çünkü sen benim gözümde kızını terk eden bir babaydın." kurduğu cümleler birden ağzından kaçıp giderlerken dediklerini idrak eder etmez kızardı ve mavi gözlerini büyüttü. Yutkunmayı bile unutmuştu.

Emre, kaşlarını çattı ama onu anlıyordu. Onun yerinde belki o da olsa aynı şeyleri düşünebilirdi, bu yüzden onu yargılamak istemiyordu. "Ben gerçekten bir kızımın olduğunu bilmiyordum Derin. Sen gelip kızımın olduğunu söylemesen haberim bile olmazdı." genç kadın şaşkınlıkla onun yüzüne baktı. Bunu beklemiyordu.

"Nasıl yani? Ben DNA testini kesinlik olsun diye yaptırdığını düşünmüştüm, yani en azından bir çocuğunun olduğunu biliyorsun zannetmiştim." bugün yaptığı itirafla şaşırıp kalıyordu ama bunu yapmak ona iyi geliyordu. Emre haklıydı, bu düşünceler eşliğinde bu kadar vakit yan yana bulunmaları zor olacaktı.

"Hayır çünkü Nefes bana bunu söylemedi, yani hamile olduğunu. Aslında vakti yoktu." genç adam, asıl meselelere geldiğini fark edince yutkundu ve huzursuzca yerinde kıpırdandı. "Nasıl vakti yoku?" diye hayretle sormadan edemedi, genç kadın. Bilmediği olaylar yüzünden kafası karışıyordu.

"Biz Nefes ile üniversitede tanıştık. Benimle aynı yaşta, aynı sınıftaydı." Emre, konuyu dağıtmamak için en baştan başlaması gerektiğini düşünerek konuşmaya başladı. "Açıkçası önceleri ilgimi çekmiyordu hatta sınıftaki varlığını bile bilmiyordum ama bir gün hocamız ikimize de aynı projeyi verdi. Mecburen haftada iki saat kadar bir süre birlikte vakit geçiriyorduk." uzun konuşmasını bölerek bir yudum su içti.

"Zamanla ortak noktalarımızın olduğunu fark ettik. İlk baştaki Emre ve Nefes zaman içinde yok olarak yerlerine bambaşka kişiler gelmişti. Uzun süredir beraber olmamamıza rağmen böyle hissediyorduk ama bunu yadırgamıyorduk." genç kadın ona hüzünle baktı, o da aynı şeyleri ona karşı hissetmişti.

"Her şey çok kısa bir süre içinde gerçekleşti isteme, bir nişan düğün derken artık o benim eşim olmuştu. Dünyaların benim olduğunu, ona sahip olarak rabbimin bana bir ödülü olduğunu düşünüyordum." buraya kadar, sakin ve durgundu. Her ne kadar ondan nefret etse de yaşadıkları güzel şeyleri düşünmek ruhunu okşamıştı ama bundan sonra anlatacaklarını düşününce bakışları değişti.

Derin, ondaki bu değişimi fark edince irkildi. Her şeyin buradan sonra değişeceğini anlaması zor değildi. Genç adam, elinin altında duran yorganı hızla sıktı, sinirini ondan çıkarıyordu. Kalbindeki ritim değişirken aynı anda nefes alışverişindeki hız da değişti.

"Onunla çok güzel bir yıl geçirdik. Geçen zaman su akıp gidiyordu ama elimde olsaydı bir çivi ile onu olduğu yere sabitleyebilirdim." gözleri karşısındaki duvara yöneldi. Görüntüleri kafasında net bir hale getirmeye çalıştı. Ardından aklına olanlar gelince bunu yapmaktan vazgeçerek gözlerini genç kadına çevirdi.

"Bir gün, şirketteki bilgilerin rakip şirketin eline geçtiğini öğrendik. Her zaman bizden bir adım öndeydiler. Her hamlemize karşılık veriyorlardı. Sanki biri onlara bu bilgileri veriyordu." Derin onun gözlerindeki yoğunluk karşısında yutkundu. Yapan kişinin kim olduğunu anlamıştı ama sormaya korkuyordu. Onun anlatmasını bekledi.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)Where stories live. Discover now