14

53 7 23
                                    

Pazartesi günü...

Bayan Granger'a projeyi kabul etmesi için yalvarıyorum. 'Bayan Granger lütfen ben bu proje için 40 kez elimi yaktım!' diye bağırdım. 'Anlıyorum ama bu proje kriterlere uymuyor başka birşey yapın' diyerek yanımızdan ayrıldı.

Sinirle yaptığımız 'projeyi' küfür ederek yere fırlattım. 'Şimdi en baştan başka birşey yapacağız ve sadece 3 günümüz var' dedim sinirle. Ashley birden 'Müzikle ilgili birşey yapabiliriz' dedi. 'Nasıl birşey?' dedi Harry. 'Araştırma gibi, nasıl birşey olur bilmiyorum ama bence harika olur. Hem ilgi de çeker' dedi Ash. Aslında cidden mantıklıydı. 'Aslında haklısın, bu gece bize gelin ne kadar acele edersek o kadar iyi olur' dedim. 5'i de kabul etmişti. Okul çıkışı birlikte yemek yemeye gittik sonra da saat 8'e doğru eve geçtik.

Tam araştırmaya başlıyacakken Cole aradı. 'Amy iki dakika konuşmamız gerek dışarı gelsene' dediğinde kaşlarım çatıldı. 'Tamam geliyorum' diyerek telefonumu kapattım.

'Ne oldu?' dedi Zayn. 'Cole gelmiş, dışardaymış. Birşey konuşmak isityor' dedim ve dışarı çıktım.

'Ne oldu?' dedim. 'Sevgili gibi davranmamız gerekiyor değil mi?' dedi. 'Bu ne alaka şimdi?' dedim. 'Haftasonu bana haber vermeden onlarla lunaparka gidiyorsun, konuşmak istemediğini söyleyip telefonu kapatıyorsun. Sence bu ne kadar inandırıcı?' dedi. 'Cole bak ben cidden artık devam etmek istemiyorum. Eğer beni sevicekse olduğum gibi sever zaten' dedim.Kaşlarını çattı ve 'Olmaz' dedi. Güldüm ve 'Nasıl olmaz. İstemiyorum dedim sana. Duygularımı saklamaktan bıktım' dedim. 'Beni ilgilendirmiyor, benimle bu oyuna devam ediceksin' dedi düz bir şekilde. Dişlerimi sıktım 'Seni sevmiyorum zaten, neden isityorsun bunu?! Seni sevmediğimi bildiğin halde bunu yapman sadece kendini kandırmak!' dedim. Güldü. 'Buna devam etmiyeceğim. Sen istesende istmesende' dedim. Tam içeri girecekken kolumu tuttu. 'Benimle bu oyunu devam ettireceksin yoksa okulda hoş olmayan şeyler yayılır' dedi. 'Bunu yapamazsın' dedim. 'Eğer bilmek istiyorsan git, yarın okulda yapıp yapamadığımı görmüş olursun' dedi. 'Bu yaptığın pisliklik!' diye bağırdım. 'Bende seni seviyorum' diyerek güldü ve gitti.

Louis'e duygularımı söylemeyi düşünmüyordum. Buna cesaret edemezdim ama bu oyuna devam etmeyi gerçekten istemiyordum. Merdivenlere çöktüm ve ağlamaya başladım. Birkaç dakika sonra Louis'in sesiyle başımı kaldırdım. 'İyimisin?' dedi telaşla. Yanıma oturdu ve yüzümdeki saçlarımı çekti. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Olumsuz anlamda başımı salladım. 'O pislik mi birşey yaptı sana?' dedi. Tam ayağa kalkıp gidicekken elini tuttum 'Gitme...' dedim titreyen sesimle. Yavaşça tekrardan yanıma oturdu ve 'Ben zaten hep senin yanındayım Amy...' diyerek bana sarıldı.

Bir süre kapının önünde sadece ona sarılarak ağladım. Aşk gözümü öyle kör etmişti ki onu benden uzaklaştırmak zorunda bırakacak bir yola girmiştim. Şimdi bundan dönmem çok zordu. İstesem de yapamıyordum. Başımı kaldırıp Louis'e baktım 'İçeri geçince lütfen olanlardan bahsetme' dedim. 'Ama-' derken sözünü kestim 'Louis lütfen şuan konuşmak istemiyorum, gerçekten ' dediğimde başıyla onayladı ve elimi tutup kalkmama yardım etti. Göz yaşalarımı silip içeri geçtim.

Ashley birden beni görünce bağırarak 'Aman Tanrım! Amy iyi misin?! Ağlamışsın!' dedi. Gülümseyerek 'İyiyim, hadi şu projeye biran önce başlayalım' dedim. 'Insanlar üzülünce veya mutlu olunca ağlar, senin o pisliğin yanında cidden mutlu olduğunu düşünmüyorum. O yüzden ne oldu söyle' dediğinde iç çektim 'Cumartesi günü telefonu yüzüne kapattığım için kavga ettik. Olay bundan ibaret' dedim. 'Bunun yüzünden mi ağladın?' Dedi Ash tek kaşını kaldırarak. 'Evet, zaten benim çabuk ağladığımı biliyorsunuz. Neyse önemli birşey değil. Projeye başlamamız gerek' dedim.

Şarkı açıp yapmaya başladık. Ben karton kesiyordum. Zayn bilgisayardan araştırma yapıyordu. Niall ve Liam düzenliyordu. Ash ve Harry'de kahve yapmaya gitmişti. Birden elimi kesince küfür edip ayağa kalktım ve peçete almak için mutfağın kapısını açtım. Kapıyı açtım ama ağzım da açık kalmıştı. Harry Styles ve Ashley Summer karşımda birbirlerini öpüyordu. 'S*ktir, b-ben çok yalnış bir zamanda geldim' dedim. Vücudumdaki tüm kan birden yanaklarıma hücum etmişti. Tam kapıyı kapatıcakken ikisi de kolumu tutup beni içeri çekti ve kapıyı kapattı. 'Oh Tanrım, Amy lütfen bundan çocuklara bahsetme' dedi Ashley. Daha önce hiç kızarmadığı kadar kızarmıştı. Harry'de öyle. Birden gözlerimi kıstım 'Madem aranızda birşey vardı neden biliyordum ben?!' dedim sitem ederek. 'Herşey birden oldu gerçekten, inan bana sana söyliyecektik' dedi Harry. Birden bağırmaya başlayarak 'BEN UZUN ZAMANDIR BU ANI BEKLİYORDUM DELİ MİSİNİZ SİZ?!' dedim. İkiside ağzımı kapattı ve güldüm. 'Tamam tamam, peki çocuklara ne zaman söyliyecektiniz?' diye sordum. 'Şey ona henüz kara vermedik ama bir ara söyliyeceğiz merak etme' dedi Harry. Ash şuan utancından konuşamıyor bir tek kafa sallıyordu.

 Gülerek mutfaktan çıktım ve kapıyı kapattım. O sırada mutfağa hangi amaçla girdiğimi hatırladım ve tekrar -bu sefer kapıyı çalarak- girdim ve peçete alıp çıktım.

'Sen niye sırıtıyorsun?' dedi Niall bana bakarak. 'Hiiiiiç neden olabilir ki?' dedim omuz silkerek. Liam olumsuz anlamda başını sallayıp yaptığı işe geri dödü. Yaklaşık 5 dakika sonra Ashley ve Harry elinde kahvelerle gelmişti. Ashley hala kızarıktı, Harry'nin ise kızarıklığı geçmişti, şimdi onun yerine sırıtıyordu. ' Noluyo size Ash kızarık, Amy sırıtıyor sen bir değişiksin?!' dedi. 'Ya Niall abarttın hee, ne olabilir yani az nce Ash her zamanki gibi sakarlık yaptı ona sırıtıyodum' dedim.'Yalancı' niye mırıldandı.

Sonunda mükemmel projemiz bitmişti ama saat 3 olmuştu bile. Projeyi kaldırıp kendimi kanepeye attım. Zayn ve Liam çoktan yerde uyumuştu. Niall ayaklarını Harry'nin ayaklarının üstüne koymuş uyuyordu. Louis yerde yastıkların altında uyuyordu, Harry'de kanepedeydi. Ash'de Harry'nin yanındaki kanepedeydi. 

Sabah okula gidip yeni projemizi teslim ettik. Bayan Granger gerçekten beğendiğini söyledi. Fuar 2 gün sonraydı ve artık rahattık. 2. dersin sonuna doğru Cole sınıfa gelip basketbol antrenmanı olduğunu söyledi. Harry, Louis ve ben spor salonuna geçip beklemeye başladık. Antrenman başlamıştı. Gayet iyiydik. Maç boyunca Cole ile hiç konuşmadım. Bir daha da hiç konuşmak istemiyordum. Louis yanıma geldi ve kolunu omzuma atıp su şişemi uzattı. 'Aman Tanrım! Louis Tomlinson bana su getirdi! Neye borçluyuz bunu?' dedim gülerek. Normalde Louis su getirmeyi bırak antrenmandan sonra yanıma bile gelmezdi. 'Bilmem, belkide bundan sonra buna alışmalısın' dedi. 

Antrenmandan sonra kızların yanına gittim. Belki onlar Cole'in yaptığı pisliğe bir çözüm bulabilirdi. Sınıfta Ashley'in yanına Rose'in önündeki sıraya geçtim. 'Size birşey anlatacağım ama kimseye söylemiyeceksiniz' dedim. İkisi de söz verdi. İlk önce Cole olaylarını Rose'a anlattım sonra da asıl meseleye geldim. 'Dün Cole kapımıza geldi. Ben artık ona bu oyuna devam etmek istmediğimi söyledim oda bana devam etmek zorunda olduğumu söyledi eğer yapmazsam okulda benim hakkımda hoş olmaya şeyler yayılırmış' dedim. 'Şerefiz resmen!' dedi Ashley. 'Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum, yardımınız lazım' dedim onlara umutla bakarak. 'Louis'e yada yardım edebilecek başka birine anlatsan?' dedi Rose. 'Cole yine bir yolunu bulup kurtulur başı yanan yine ben olurum' dedim. 

'Belkide beklemelisin en sonunda yaptığı saçmalığın farkına varıcaktır' dedi Ashley. 'Belki' dedim. Belkide en sonunda beni anlıyacaktı. Şuan yapmam gereken beklemekti. En azında şimdilik. Hem Louis'in bir sevgilisi vardı ve şuan onunla mutluydu. Bana ihtiyacı yoktu...

My Impossible LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin