James Blunt
Paradise (2017)Harry'nin, Cedric'ten hoşlanma ihtimali Draco'nun zihnini doldururken arkadaşlarının konuşmasından tamamen kopmuştu. Bunun neden sinirini bozduğunu bilmiyordu. Ancak iki gece önceki öpücüğün bu denli anlamsız olabileceğini düşünmemişti. Özel bir şey ifade etmek zorunda değildi, birbirlerinden hoşlanmalarına da gerek yoktu ama eğer bir başkasından hoşlanıyorsa, Draco'nun borç ödeme bahanesiyle aldığı öpücük tamamen değersiz kalıyordu. En azından Draco öyle düşünüyordu.
Hani Draco'yu istiyordu? Bu nasıl istemekti şimdi? Acaba Cedric'ten hoşlandığının farkında bile değil miydi? Bütün o sıfatları birini düşünerek sıralamamış olabilir miydi?
Draco'nun zihnini meşgul eden sorular her saniye artarken, Cedric görüş açısından çıkmıştı. Harry ise hala olduğu yerde dikilirken kafası karışmış görünüyordu.
Az önce Cedric ve Harry'nin konuştuğu taraftan hızlı adımlarla gelen Theodore yeterince yaklaşınca, "Sanırım randevulaştı bunlar," diyerek ağacın dibine oturdu.
"Ne?" diye sordu Pansy, merakla.
Blaise, "O nereden çıktı?" diye sorarken, Draco sessiz kaldı. Daha fazla pot kırmak istemiyordu.
"Başkanlar banyosuna gitmekten bahsettiklerini duydum."
"Potter başkan değil ki," dedi Draco, dayanamayıp.
Pansy sırıttı. "Ama Diggory öyle."
Draco konuşmanın devamını dinlemeden ayağa kalktı. Arkadaşlarının sorgulayan bakışlarını ve sorularını görmezden gelerek uzaklaştı yanlarından. Okul binasına doğru ilerleyen Harry'nin peşinden hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı.
"Potter!"
Harry olduğu yerde durup şaşkınca Draco'ya döndü. "Malfoy," dedi, yüzündeki sırıtmaya engel olamadan. Draco ona tamamen yaklaşıp karşısına durduğunda, "Sorun mu var?" diye sordu.
Draco fazlasıyla ciddiydi. "Keyfin yerinde görünüyor," dedi, imalı bir tonda.
"Çünkü öyle," dedikten sonra ciddileşti Harry de. "Sen ne söyleyecektin?"
"Ben..." Draco ne söyleyeceğine karar vermeye çalışırken sustu. Bunu planlamadan, bir anlık kararla gelmişti yanına. Daha doğrusu bir anlık öfkeyle... Şimdi ona ne söylerse söylesin daha sonra pişman olacağını hissediyordu.
"Sen ne?"
"Hiç," dedi sonunda. "Bugün ne kadar rezilsin diye bakmak istedim."
Harry göz devirdi. "Cevabını aldıysan gidiyorum," dedikten sonra arkasını döndü.
"Potter."
Harry bir adım atmışken durdu ve derin bir iç çekişle Draco'ya baktı. "Ne var?"
"Sanırım sırrını bu defa gerçekten biliyorum."
"Öyle mi? Neymiş?"
Draco omuz silkerek, "Görüşürüz, Potter," dedi ve dönüp uzaklaşmaya başladı. Harry ise arkasından öylece bakakaldı. Ne sırrını çözdüğünü, tavırlarının sebebini merak etmişti. Ama düşünmesi gereken daha önemli bir şey vardı. Yumurtayı alıp, ipucunu çözmek üzere banyoya gitmek. Nasıl yapacaktıysa artık...
•
Akşam hiç oyalanmadan yumurtasıyla beraber başkanlar banyosuna gitti Harry. Mızmız Mrytle eşliğinde olmak her ne kadar tuhaf hissettirse de yapmak zorunaydı. Sonunda yumurtayı suyun içinde dinlemeyi, görevi anlamayı başardığında fazlasıyla rahatlamıştı. Mrytle daha fazla sırnaşmadan çıkmayı düşündüğü sırada banyoya birinin girdiğini duydu ve hala suyun içindeyken başını çevirdiğinde gördüğü kişi şaşırttı Harry'yi. Draco, üstünde yeşil bornozuyla karşısındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow of Love | Drarry
FanfictionÜçüncü sınıfta başlayan yakınlaşmadan, savaştan sonraya kadar uzanan bir aşk hikayesi... Birbirlerine tutunabilmek için kendilerini bırakmak zorunda olan Draco ve Harry'nin zaman zaman korkularına, zaman zaman dış etkenlere yenik düştüklerini görece...