Canım Babam

1.7K 326 92
                                    

Bu bölümü Duygukol_ adlı okuyucuma ithaf ediyorum.

İyi okumalar. 💙

Babama ve tüm babalara...

Sabah uyanıp kahvaltı için anneme yardım ettikten sonra kahvaltı masasına oturduk ve kahvaltımızı yapmaya başladık. Herkes sessiz bir şekilde önüne bakıp kahvaltısını yaparken bense gözümü babamdan alamıyordum. Çünkü son derece üzgün bir ifadeyle isteksiz bir şekilde kahvaltısını yapıyordu. Babamın işleri bu aralar durgun olduğu için öğlene kadar evde durup, öğlenden sonra işe gidiyordu. Öğlene daha gelmemişti ve babam bu saatlerde evde olup çalışamadığı için de üzgündü. Babamı böyle üzgün gördükçe ben de üzülüyordum. Üzülmesini azaltmak için ona sarılmak istiyordum. Lakin ben bu yaşıma kadar hiç babama sarılmamıştım. Şimdi ona sarılsam tepkisi ne olurdu?

Evet, küçüklük dışında babama hiç sarılmamıştım. Anneneye çokça defa sarılıp babaya sarılmaktan çekinmek nedendi bilmiyorum. Babam beni sevse bile fazla belli etmediği ve hep sert ifadesinden dolayı ona sarılmaya cesaret edemiyordum.

Lakin bugün ona sarılacaktım. Çünkü babam şu an tam karşımdaydı ve hayattaydı. Babam günün birinde hayatını yitirdiğinde, "keşke ona sarılsaydım' dememek için ona sarılacaktım. İnsanları kaybedince onların değeri anlaşılırmış. Ben bugün babamı, onun benim gözümde çokça değerli olduğunu ve onu sevdiğimi belli edecektim.

Babam da beni sevdiğini söylememiş olsa da, ben onu sevdiğimi söyleyecektim. Arkadaşlarımıza, sevdiğimize, yolda gördüğümüz bir kediye bile sevdiğimizi belli edip, söylerken neden babamıza bu iki kelimeyi çok görüyorduk? Hayatını yitirdikten sonra söylenen bu, 'Seni seviyorum' kelimesi o kadar anlamsız ve değersiz ki. Yüzüne karşı söylenmemiş hiçbir kelime, arkasından söylendiğinde hiçbir anlam ifade etmez. Ne güzel demiş Mevlana: 'Kıymet bilmek o kişiyi kaybedince arkasından ağlamak değil, yan yanayken sımsıkı sarılmaktır.'

Ah benim çok sarılmak isteyip de sarılamadığım babam. Saçımı hiç okşamamış olan, beni sevdiğini söylememiş olan babam. Her ne kadar bunları yapmamış olsan da sen benim canımsın, canım babamsın.

İlk fırsatım da babama sarılmak ve onu sevdiğimi söylemek olacaktı.

Kahvaltı bittikten sonra babam işe gitmek için evden çıkacağı sıra derin bir nefes aldım ve yanına doğru yaklaştım. Annem o sıra da mutfakta bulaşıklarla uğraşıyordu. Ben de babama biraz daha yaklaştım ve baba diye seslenip gidip sarıldım. Yarım dakikalık bir sarılmadan sonra geri çekilip, "baba seni seviyorum" dedim..

Şaşırmış bir şekilde öylece bana bakarken elini cebine atıp, "Ne kadar istiyorsun?" diye sordu. Bu yaşıma kadar hiç sarılmayıp bir anda sarılınca haliyle para istediğimi düşünmüştü. Şimdi bu cevaba gülsem mi ağlasam mı bilememiştim.

"Ben bir şey istemek için sarılmadım, sarılmak istediğim için sarıldım." dedim. Kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra, "Teşekkür ederim." deyip ayakkabılarını eline alıp kapıya doğru yöneldi. Dizilerde babalarına sarılınca en az 10 saat öylece sarılıp kalıyorlardı ve sonrasında baba çocuğunun saçını okşayıp öpüyordu. Ama işte diziydi bu gerçekte işte böyle oluyordu. Tabii bu babadan babaya da değişirdi.

Babam evden çıktıktan sonra televizyonun karşısına geçip bir şeyler izlemek için kumandayı elime aldım. Çizgi film açıp izlemeye başladım. Evet büyümüş olabilirim ama hala çizgi film izliyordum.

Çizgi film izlerken telefonuma gelen mesajla kumandayı bırakıp telefonu elime aldım. Mesaj Umuttandı. Mesaja tıklayıp baktığımda, "Kapıya çıkar mısın, konuşmamız lazım. Her zaman ki yerde bekliyorum." yazmıştı. Birden böyle yazınca tedirginleşmiştim.

Ben Kusurlarımla BenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin