B.47.

743 83 37
                                    

Selam...

Hatırlatma

Ben iç sesimle münakaşa yaparken Asya, "Efendim Evrim," diye sordu. Buz kütlesi gibi dondum kaldım. Ben sesli mi konuşmuştum.

Bu kez sesli konuştun Evrim, hiç boşuna Asya'nın vebalini alma dedi içimdeki ben.

Hayret edilecek bir şey, yoksa sen Asya'yı sevmeye mi başladın?

Bilirsin Evrim, ben doğruya doğru derim, darılmaca gücenmece yok dedi...

İşin içinden çıkamayınca gamzeli çenemi kaşınmaya başladım. Asya'ya acilinden bir cevap vermem gerekiyordu bende kolayı seçerek, "Hiç, Asya.." dedim.

🚖🚖🚖

Hayat tesadüflerden ibarettir...
Esasında tesadüf sandığımız rastlantılar yaşamımızın yol haritasıdır. Biz rastlantı ya da tesadüf diye nitelendiririz ama onlar ruhumuzun çağrışımlarıdır...

Asya, "Hiç, olan nedir Evrim?" diye sordu.

Asya, sorusunu sormuştu lakin ben müşterinin yanında ne cevap vereceğimi bilememiştim. Üstelik aklımdan geçeni sorsam bile bir cevap alamayacaktım. Suskun kaldığımı gören Asya başını usulca bana doğru çevirdi ve bakışlarını bir müddet yüzümde gezdirdi.
Kelimeler ağız boşluğundan dökülürken yine bilge kimliğini konuşturmuştu. "Seni anlıyorum Evrim." dedi.

İlk kez ben cevap vermeden beni anlamasına sevinmiştim doğrusu. Sarhoş müşteri arada bir gözlerini açıp, "Esin, geldik mi?" diye soruyor Esin Hanım, bezgince başını sağa sola sallarken "sabır" çekiyordu.

Nihayet esen tepe mahallesine giriş yapmıştık. Asya, mahalleye girince dudaklarını titreterek derin bir iç çekti. İnce uzun parmaklarıyla gözlerini kuruladı.

Anlamadığım şey onu bu mahalle neden bu kadar etkilemişti. O kadar içten özlem duyarak bakıyordu ki etrafına, görende mahalleyi tanıyor sanırdı. Şimdi hatırladım Asya, bir zamanlar şoför değil miydi? Yani kendisi öyle söylüyordu diyelim. Yoksa bu mahalle bir zamanlar yaşadığı mahalle miydi? Olur, mu olurdu.

Kalbim küt küt atmaya başlamıştı müşteriler bir an önce insin istiyordum. İnsin de Asya'nın kara gözlerinden yağan yağmurun nedenini öğreneyim istiyordum.

Sonunda yılmaz apartmanının önüne gelmiştik. Taksiyi durdurdum ve dışarıya çıkıp arka kapıyı açtım. Önce kadın indi taksiden, "Şoför bey, rica etsem bana asansöre kadar yardım edebilir misiniz, tek başıma taşıyabileceğimi sanmıyorum da," dedi mahcupça.

"Tamam, hanımefendi," deyip adamın diğer kolundan da ben tuttum.

Biz apartmana doğru birkaç adım atmıştık ki Asya'da indi taksiden. Arkamı dönüp baktığımda derin nefesler alıp veriyordu. Ona baktığımı görünce, "Sorun yok biraz hava almak istedim." dedi.

Esin Hanım, giriş kapısını açarken bizim sarhoş beyefendi temiz havayı alınca biraz kendine gelmiş olacak ki gözlerini şaşı yaparak açtı, "Kimsin?" diye sordu benden bir cevap alamayınca "Esin, öpücem!" deyip boynuma sarıldı ve yanaklarımdan şapur şupur öperken içim bayıldı alkol kokusundan.

Asya'nın kahkahası kulaklarımda yankılandı. Müşteriyi asansöre kadar taşıyıp beşinci kat düğmesine bastım ve geri döndüm taksiye. Asya, kollarını birbirine dolayıp koltuk altlarında birleştirmiş ve sırtını taksiye dayamıştı. Bende aynısını yapıp yanı başında durdum.

Bir süre sessizlik hüküm sürdü aramızda. Sonra adamın komik halleri geldi gözümün önüne gülümsedim.

Benim kendi kendime gülümsediğimi fark eden Asya, "Noldu Evrim, durduk yere seni gülümseten şey nedir?" diye sordu.

"Sarhoş adamın yaptıklarına takıldım."

Bana doğru bir adım attı ve kıyıma iyice sokuldu; "Öpücem Evrim."

Bedenim şok dalgası yaşarken elektrik akımına kapılmış gibi sarsıldım.

Gidip kızın kıyına sokulursan başına gelecek budur Evrim, diyen bencil sesime kulak tıkadım.

Asya, yüksek sesli bir kahkaha patlattı. "Ne o Evrim, birden bire rengin attı? Korktun mu yoksa? Korkma öyle bir şey yapmayacağım. Adam diyorum sarhoş adam!"

Bende ne safmışım. Tabii ya sarhoş müşterinin taklidini yapıyor kız.

Safsın Evrim saf, kız şaka yapıyor sen ciddiye anlıyorsun.

Bende anlamadım sen benden yana mısın yoksa Asya'dan yana mı?

"Evet, sarhoş adam," diye tekrarladım gülüştük...

Henüz gülüşü solmadan anlamadığım bir şekilde Asya'nın yüzü somurtkan bir hâle dönüştü.

Ben ondaki değişimin nedenini merak ettiğimden kıpırtısız bir duruşla gözlerine bakmaya başladım.

Önce kara gözleri içimden geçti sonra, "Biliyor musun Evrim?" diye sordu.

Biliyor muydum, tam değil ama tahminlerim vardı.

Merhaba, değerli okurlar!

Lütfen emeğimin karşılığı olarak oy vermeden geçmeyin...

Yorumlarınız ise en az beğenileriniz kadar önemli benim için...

TAŞIYICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin