1.9

3.4K 111 41
                                    

Buradan itibaren bölümler yeni ve amatörlükten ve dahi kötü yazımdan kurtulmuştur. Düzenlenmeyeceklerdir.

Gözlerim soğuğa açılıyordu. Karanlıktı, küçük bir pencereden sızan ışık olmasa belki önümü göremeyecektim. Gri bir kapı, beni üstüne yatırdıkları belki de savurdukları bir döşek ve oldukça eski görünen bir battaniye dışında bir şey yoktu. Soğuk iliklerime işlemişti, hareket edecek gücü bulamıyordum kendimde. Ne kalkmaya cesaretim vardı en bunu yapacak gücüm. Ölümü bekleyen kurbanlık koyunlar gibiydim. Belki de annem dışında kimse umursamayacaktı bunu.

Kapı kilidi oynuyordu. ''Günaydın.''dedi kupkuru bir sesle içeri giren bir goril.

''Nerdeyim ben?'' dedim. İğrenççe gülüp bana, hayır vücuduma baktı. Bu hareketi yüzümü kızartmamıştı ama sinirimi bozmuştu. Battaniyeyi tekrar üstüme çektim.

''Nerede olduğunu bilmiyormuş gibi davranma. Ama bilmiyorsan ve illa öğrenmek istiyorsan biraz bekle. Koray Bey neredeyse burada olur.''dedi ve aptal sırıtmasına devam etti.

Sinir bozucu davranıyordu. Ya Koray? Beni bu pislikle ya da pisliklerle yalnız mı bırakmıştı? Hala Koray'ı mı umursuyordum ki ben? Kendine gel Zeynep! Şuan seni öldürmediği ya da tecavüz etmediği için şanslı say kendini.

''Ne düşünüyorsun fıstık?'' dedi, yüzüne bakmadım, yere bakıyordum ve yüzümü kaldırıp ona bakmak gibi bir niyetim yoktu.

''Bana bak!'' dedi öldürücü bir sesle.

''Benden ne istiyorsunuz? Bırakın gideyim.'' dedim yüzümü ona döndürerek fakat gözlerinde gördüğüm o şehvet ve arzu korkumu alevlendirip içimdeki soğuğu yok etmişti.

''Seni istiyorum desem bana istediğimi verir misin?''dedi yanıma gelerek.

''Sana istediğini verirsem beni bırakır mısın?'' diye sordum anlamsız bir cesaretle. Eğer bu herif bana dokunursa kendimi öldürürdüm, bunu çok iyi biliyordum.

''Eğer ona dokunursan orospu çocuğu ecdadını sikerim!'' diye bir küfür savurdu dışarıdaki tanıtık bir ses.

''Koray Bey ben sadece...'' Dedi kem küm ederek cesur gorile ne olmuştu hemen böyle? Onu Koray mı korkutmuştu cidden?

''Çık dışarı!'' dedi emredici bir sesle ve bana doğru gelmeye başladı. Ondan korkuyordum hem de her şekilde. Önceden bana hiçbir zarar veremeyeceğine inanırdım oysa şimdi bana her şeyi yapabilirdi.

''Benden başka herkese istediğini verebildiğine göre gerçek bir fahişe olmuşsun demek ki Zeynep Yılmaz!''dedi, eğildi ve iğrenerek yüzüme baktı.

''Eğer arzularına sahip çıkabilseydin, birkaç gün bekleyebilseydin sana istediğin her şeyi verebilirdim. Mutlu olabilirdik, ne ben bir fahişe ne de sen bir o-...'' devamını getirecek cesaretim yoktu. Susmayı tercih ettim. İlk kez korkunun esiri olmuştum.

''Devamını getirsene Zeynep, orospu çocuğu desene! Ama sen bunu söylemeyecek kadar diptesin. O orospunun ta kendisisin. Benimleyken bile Keremle yatıyordun!'' dedi kolumu kavrayıp beni kaldırdı ve duvara sertçe itti.

''Sen bunu nereden...''derken kesti sözümü.

''Zeynep sen beni çok hafife almışsın güzelim. Melis de defalarca Keremle beraber olmadı mı? Patronun Güneş bile seninle yatmak için fırsat kolluyor. Belki de sırada o var!''dediğinde yüzüne yapışmıştı boşta halan parmaklarım. Savrulan yüzü öfkeyle döndüğünde bana, aklım başıma yeni geliyordu.

İntikamın BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin