"Hazan gevelemede söyle artık."sesim tamamen benim kontrolümden çıkmış olacak ki sesimi duyan Yusuf yüzümün ortasına yumruğu indirdi.

"Sen hangi hakla benim karıma bagirirsin"

Ben daha bir şey söylemeden onu üzerimden alan Emir oldu.

"Yusuf sakin ol da dinle"dedi.

"Neyi dinleyeceğim ya? Gelmiş burda benim karıma bağırıyorsun."

Bade nefes nefese kalmış bir şekilde içeri girdi ve "Su. Su orda da değil"dedi.

"Ne demek orda da değil."

"Bir dakika. Bir dakika. Su nerde"diye sordu Yusuf sonunda.

"Su kayıp"

"Ne demek kayıp"

"Musade edersen Hazan da onu anlatıyordu. Hazan anlatır mısın ne oldu?"

"Su'ya yabancı bir numaradan mesaj geldi. Seni bekleyeceğiz arabaya bin felan yazıyordu biz de mesajı sen gönderdin sandık ve gitmesine izin verdik. Allah kahretsin bizi ya. Gitmesine izin verdik"dedi daha fazla gözyaşlarını tutamayarak.

"Ne zaman çıktı"dedim sakin durmaya çalışarak.
"2 saat kadar oldu"dedi Dicle o da ağlıyordu.

"Kızlar şimdi herkes sakin olsun kimseye bir şey çaktırmak yok. Ben bulacağım onu siz merak etmeyin"diyerek destek olmaya çalıştım.

Kim? Kim benim karımı hangi amaçla nereye götürebilirdi ki? Önceden olsa hiç düşünmeden Yağız Arat derdim. Fakat o yoktu artik. Gitmişti. Hayatımızdan çıkmıştı. Aklıma gelen bir diğer isim ile yerinden firlayinca tüm dikkatler üzerime toplandı.

"Reis nereye"

Kimseye cevap verip de peşime takmak niyetinde olmadığım için sustum.

"Siz Su'dan bir haber alınca beni arayın benim küçük bir isim var"

"Yardım?"

"Gerek yok"

Gaza yüklenip yolu önüme kattim. Eger o kişi karımı kaçırmış ya da ona en ufak bir zarar verirse elimden gerçekten çekeceği vardı. Bu düşünceler bile beynimde hasara yol açmışken böyle bir şeyin olması demek o kişinin ölümü demekti.

Su'dan...

"Hoşgeldin Su"dedi soğuk bir sesle. "Şaşırdın değil mi? Ne yalan söyleyeyim ben senin yerinde olsam bende şaşırırdım. Benden beklemezdim herhalde"

Hareketleri bana fazlasıyla laubali gelmişti. Şimdi igreniyordum bir zamanlar sevmek için uğraştığım bu adamdan.

"Sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Neden?"

Bana doğru yürümeye başladı ağırca. Önünde durup eğildi yüzüme doğru "Aşkım yerini nefrete bıraktığı için yaptım desem"

Onunda gözünde nefret vardı. Yenilmişlik ve belki de çaresizlik. Keşke Hazani dinkeseydim de gelmeseydim diye düşündüm fakat keskeler hayatta henüz karşılığı olmayan boş sözcüklerden ibaretti hala insanlık için. Ne bir anlamı ne bir anlatani vardı keskelerin. Her on kişiden onununda kullandığı bu kelime kullanıldığında niye bu kadar acı veriyor insana? Neden herşeye bu kadar geç kalmis oluyoruz? Belki bu da sinavimizin bir parçasıydı, kim bilir?

Ayağa kalkarak arkamda duran kapıya doğru yürüdüm bir umut kalabileceğimi düşündüm. Kapıya değen ellerimde bir el daha hissettim ve ateşe dokunmuş gibi geri çektim elimi.

"Hala safsin be güzelim"dedi karşımda ki adam sağ elinin baş parmağını yanağımda gezdirerek.

"Dokunma bana pislik herif"dedim ellerini yüzümden çekerek.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Where stories live. Discover now