Bölüm 5 | IV

17.2K 1.2K 3.2K
                                    

Spoon
Out Go The Lights (2010)

      Balodan sonraki günün sabahı kahvaltı için arkadaşlarıyla birlikte Büyük Salon'a indi Harry. Hermione, Krum ile görüşmek için erken kalkmıştı masadan. Ron ise asık suratıyla 'odada kitabını unuttuğunu söyleyerek' kalkıp gitmişti. Onlar gittikten sonra Harry de fazla oyalanmadı ve yedikten sonra hemen kalktı. Büyük Salon'un çıkışındaysa Draco ile karşılaştığında eli ayağına dolaşmıştı. Önce bir sağ bir sol yaparak radarından kaçmayı denedi. Ancak Draco'nun bakışları onu bulduğunda saçma davranmak istemediği için olduğu yerde durdu ve olabildiğince normal davranarak merdivenlere yöneldi.

      "Potter."

      Ayağını ilk merdivene attığında seslendiğini duyunca yakalanmış gibi kaldı ve derin bir iç çekti. Duymamış gibi yapsa nasıl olurdu? Şansını denedi. Bir basamak daha çıktı.

      "Potter."

      Harry pes etmeyerek iki basamak daha çıktı.

      "Potter."

      Bir basamak daha...

      "Dün gece-"

      "Ne var, Malfoy?" diye sorarken Draco'ya döndü hemen. "Bana seslendin sanırım."

      Draco zafer kazanmış bir ifadeyle merdivenlere ilerledi ve sadece birkaç basamak çıktı. Harry bir üst basamaktaydı ama boyları bu şekilde ancak eşitlenmişti. "Bir şey netleştirmek istedim sadece," diye açıkladı. "Dün gece söylediğinle alakalı."

      Harry anlamamış gibi gözlerini kıstı. "Ne demişim?"

      "Hatırlamıyor musun?"

      "Kısmen," derken kafasını salladı Harry. "İkizler içmem için bir şeyler verdiler ve sanırım kafam pek yerinde değildi. Ne dediğimi hatırlamıyorum ama saçmaladıysam üzgünüm."

      "Ah..." Draco gerçekten hatırlayıp hatırlamadığını anlamaya çalışırken birkaç saniye sessiz kaldı. "Bahçede karşılaştığımızı hatırlamıyorsun yani," dedi, onay almak ister gibi.

      Harry bir süre düşündü. Sonra olumsuz anlamda salladı kafasını. "Hayal meyal," dedi, sakince. "Çıktığımı ve seni gördüğümü hatırlıyorum ama gerisi yok. Ne söyledim?"

      Draco'nun yüzündeki sırıtma ufaktan kaybolurken derin bir iç çekti. "Hiç," dedi. "Böyle eğlencesi kalmadı. Boş ver."

      Harry hemen rahatlamak istemiyordu. Akıllı davranması gerektiğini biliyordu. O yüzden gerçekten hatırlamasaydı nasıl davranırdı diye düşündü. "Cidden," dedi merakla. "Ne söyledim?"

      "Ne kadar aptal olduğunu itiraf ettin," dedi Draco, sırıtarak.

      Harry anlamış gibi başını aşağı yukarı salladı. "Saçmaladığım konusunda haklıymışım," dedikten sonra gülümseyerek bir basamak çıktı. "Başka bir şey yoksa gidiyorum, Malfoy."

      "Varsa kalacak mısın?"

      "Sanmıyorum," dedi, gülerek. "Hem benimle görülmek itibarını zedelemiyor mu senin?"

      "İtibarımın zedelenmesi hoşuna gider sanıyordum."

      Harry omuz silkti. "Bunu geçen sene rahatlıkla yapabilirdim," dedi. "Ama yapmadım."

      "Draco," diye araya girdi Pansy, Büyük Salon'dan çıkmıştı. Yanında Goyle ve Crabbe vardı. "Ne yapıyorsun?"

      "İtibarını zedeliyor," dedi Harry, gülümseyerek. Sonra da arkasını dönüp merdivenleri çıkmaya devam etti. Tek istediği bir an önce uzaklaşmak ve rahatça nefeslenmekti. Önceki gece Draco'ya ne söylediğini o kadar net hatırlıyordu ki Draco çevresinde değilken bile utançtan ölebilirdi. Bir de onunla yüzleşmesi gerekseydi ne yapardı, hiçbir fikri yoktu.

Shadow of Love | DrarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin