Journey
Kiss Me Softly (2001)Stoatshead Tepesi'ni büyük zorluklarla tırmanarak düzlüğe ulaştıklarında soluk soluğa kalmışlardı. Quidditch Dünya Kupası için yola çıktıklarında bu kadar yorucu olacağını düşünmemişti Harry. Anahtarı bulmak için on dakikaları vardı ve fazla dinlenemeden aramaya başladılar. İki dakika kadar süren sessizlik bir adamın bağırmasıyla kesildi. Sesin geldiği yöne baktığında tepenin diğer tarafındaki iki kişinin siluetlerini gördü. Mr. Weasley onlara doğru ilerlemeye başladığında diğerleri gibi Harry de onun peşine takılmıştı. Yeterince yaklaştıklarında Mr. Weasley'nin tanıttığı Mr. Diggory'ye baktı Harry. Sonra da... Cedric Diggory'ye.
Mr. Diggory, Harry ile tanışıp Cedric'in Harry'ye karşı aldığı galibiyetten heyecanla bahsederken; Harry'nin bakışları hala Cedric'in üstündeydi. Hogwarts'a başladığından beri gördüğü, maçlarda karşılaştığı biriydi. Buna rağmen ilk kez bu kadar tuhaf hissetmişti. Yersiz bir utanç belirtisiyle kafasını çevirdiğinde, tuttuğunu yeni fark ettiği nefesini yavaşça bıraktı. Diğerleri gibi çizmeyi tutarken saçma sapan düşünceleri zihninden kovmaya çalışıyordu.
Anahtar çalıştığında göbeğine takılmış bir kancayla öne doğru çekilmiş gibi hissetti. Rüzgarın uğultusu ve renklerin arasında sürükleniyor gibiydi. Sonra birden yere çarptı ayakları. Hemen yanına düşen Ron ona çarptığında, Harry de yere düştü. Sarsıntının etkisiyle denge sorunu yaşasa bile ayağa kalkmaya yeltendiğinde önünde bir el belirdi. Harry başını kaldırdı, Cedric'in gülümseyen yüzüyle karşılaştığında tepedeki hislerin katlanarak geri döndüğünü hissetti. Onu beklettiğini fark ettiğinde uzanıp elini tuttu ve kaldırmasına izin verdi. Teşekkür ettikten sonra ne diyeceğini bilemeden öylece dikiliyordu ki Mr. Weasley imdadına yetişti. Tuttukları çadır için Muggle görevliye ödeme yapmaya çalışıyordu ama Muggle parasıyla başı dertteydi. Bu yüzden Harry'yi yanına çağırmış, yardım istemişti.
Harry'nin yardımıyla ödemeyi yaptıktan sonra Cedric'in babasıyla beraber kendi çadırlarına gitmesi rahatlatmıştı. Zira yersiz bir şekilde Cedric'e bakası geliyordu. Ancak ona özel hisler beslediğinden değildi. Sadece... Çekici bulmuştu ve poposuna bakmak istediği için kendine inanamıyordu. Kafayı yemiş olmalıydı. Neyse ki Cedric görüş alanından çıktığı anda sorun çözülmüştü.
Maç saati yaklaştığında kendi yerlerini almışlardı. Bir süre sonra Sihir Bakanı Fudge, Bulgar Sihir Bakanı ile beraber gelmişti. Garip bir ortam oluşuyordu ve doğrusu Harry'nin umurunda değildi. Bir an önce maçın başlamasını istiyordu. Ancak o sırada Fudge, "Lucius da geldi," diye bildirdiğinde Hermione ve Ron ile beraber Harry de arkasını döndü. Lucius Malfoy'un yanında eşi olduğunu anladığı bir kadın duruyordu. Diğer yanında ise... Draco vardı. Terzide ona özel dikilmiş ve vücuduna tam oturan takım elbisesi, özenle taranmış saçları, Harry'nin gözlerinden ayrılmayan gözleri, sinir bozucu sırıtışıyla tam karşısında dikiliyordu. Yaz boyunca ne kadar uzamıştı boyu? Harry, Draco'nun itinayla uzamasına anlam veremiyordu. Yoksa kendisi mi kısalıyordu? Açılan fark sinir bozucuydu. Yine de Draco'nun bu haliyle çekici göründüğünü inkar edemezdi.
Bir dakika... Az önce Draco'nun çekici göründüğünü mü düşünmüştü?
Etrafında konuşulanlardan habersiz sadece Draco'yu süzdüğünü ve aklından geçenleri fark ettiğinde gözlerini kapatıp kafasını salladı. Sanki üstünde bir şey vardı da kurtulmak istiyordu. Bunu; aklından geçen düşünceleri dışarı atabilme düşüncesiyle yapmıştı. Düşünce aleminden gerçek dünyaya döndüğünde etrafındaki muhabbet bitmişti bile. Lucius ve Narcissa kendi yerlerine doğru ilerliyorlardı. Onların arkasında kalan Draco, Harry'nin yanından geçtiği sırada yüzüne doğru eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow of Love | Drarry
FanfictionÜçüncü sınıfta başlayan yakınlaşmadan, savaştan sonraya kadar uzanan bir aşk hikayesi... Birbirlerine tutunabilmek için kendilerini bırakmak zorunda olan Draco ve Harry'nin zaman zaman korkularına, zaman zaman dış etkenlere yenik düştüklerini görece...