ESKİ SEVGİLİ

Eski Sevgili • 02

İyi okumalar :))
Başlamadan şu yıldız butonuna tıklasanız? Valla motive oluyorum :D
.
.

kaanemressin :  O kadar korkuyorum ki sormaya.

kaanemressin : Lütfen bunu sen yapmamış ol.

x.sude_x : Ne geveliyorsun?

kaanemressin : Sabah kapımda bir kutu buldum

kaanemressin : İçini açıp baktığımda daha dün profesöre teslim etmiş olduğum ve 3 aydır üstünde gece gündüz uğraştığım ödev dosyası vardı.

kaanemressin : Ama parçalara ayrılmıştı.

kaanemressin : Şimdi canım balım peteğim, lütfen bunu senin yapmadığını söyle.

x.sude_x :  :D

kaanemressin : Bu ne şimdi gülüyor musun cidden?

x.sude_x : Hadi ama Kaan, bunu yapan nasıl ben olabilirim ki?

x.sude_x : Bunu yapabilmem için hem seninle aynı şehirde olmam,

x.sude_x : Hem ev adresini bilmem,

x.sude_x : Hem de okulunu öğrenip profesörün odasına sızabilecek kadar rahat olmam gerek öyle değil mi?

x.sude_x : Bunları da bilmediğime göre tabii ki ben değilim :D

kaanemressin : Hassktir

.
.

@x.sude_x

Ellerimin arasında dumanı tüten kahvenin sıcaklığı bir süre sonra canımı yakınca kupayı masaya bıraktım. Derse girmemiş ve kantinde bulduğum boş bir masaya kurulmuştum. Kampüse göre kantin daha rahat bir ortam sağladığı için ders saatlerinde anında burada bitmek kötü bir alışkanlık haline gelmişti çünkü bu gidişle kalacaktım. 

Kantin kapısının açılmasıyla oynayan ufak zil sesi boş mekanı doldurduğunda kafamı kaldırdım. İçeri giren grupta gözlerim simsiyah saçları bulduğunda şaşırmadım. O her şeye uyum sağlardı, saçları önemli değildi. Önemli olan saklamaya çalıştığı kumrallarıydı.

"Oğlum sıkma canını ya hallederiz, kimin yaptığını biliyor musun?"

Kulaklarımı dolduran müziğe keyifle gülümsedim ve arkama yaslanarak önümdeki manzarayı izledim. En ortadaki masaya oturmuşlardı ve duvara yapışık bir şekilde onları izleyen bir adet beni dikkat etmedikleri sürece görmeleri imkansızdı. Onları dinlemeyip sadece izlemek planlarımın arasında olsa da merakıma yenik düştüm ve kulaklığı çıkarmadan müziği kıstırdım. Bir süre sonra sadece onların sesini duymaya başladığımda bakışlarım uykusuzluktan çökmüş gözlere odaklandı. Siyah saçlarından birkaç tutam alnına düşmüş, zayıf bedeni ve mosmor göz altlarıyla bağımlı keşlere benziyordu. 

"Ne bileyim kim yaptı, kutuda isim yazmıyordu. Sadece bu not kağıdı vardı." Kaan elindeki not kağıdını yanındaki Yiğit'e uzattığında dudaklarım bir nebze yukarı kıvrıldı. Masadaki üç kişinin elinde sırayla dolaşan kağıt sonunda Anıl'ın elinde durduğunda hepsinin merak ettiği soruyu ortaya attı.

"Kağıtta neden büyük harflerle 'AZGIN TEKE' yazıyor?" 

Kıvrılmış dudaklarım büyük bir sırıtmaya dönerken aldığım zevkle bardağımdaki kahveyi tek dikişte içtim ve boğazımı yakmasına izin verdim. Elbette onunla aynı okuldaydım. Evini bulmak zaten çocuk oyuncağıydı. Bunların hepsi ona azdı bile, daha fazlasını hak ediyordu. O benim tüm umudumu çalıp götürmüşken bunlar ona az bile kalırdı.