-2-

388 45 13
                                    

Bölüme başladığınız tarihi buraya bırakabilirsiniz!

Gün tahmin ettiğimden çok daha hızlı geçti, eşyalarımı toparlayıp üniversiteye dönmem ve otobüs yolculuğunun sıkıcılığı bir araya gelince kendimi sürekli olarak uyuklarken buluyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gün tahmin ettiğimden çok daha hızlı geçti, eşyalarımı toparlayıp üniversiteye dönmem ve otobüs yolculuğunun sıkıcılığı bir araya gelince kendimi sürekli olarak uyuklarken buluyordum.

Bütün yorgunluğuma rağmen, yurda geldiğimde ve bir şekilde birlikte yaşamaya alıştığım oda arkadaşımı gördüğümde rahatladığımı hissettim. Bu yüzden de, beni balkona sürüklemesine izin vermekten alıkoyamadım kendimi.

Evden uzaklaştığımda, kendimi bulma fırsatı yakaladığım için şu anda hissedebildiğim tek şey huzurdu. Yorgunluğum bile, önümdeki güzel manzarayı izlememe engel olamıyordu.

Melis elindeki kahve kupalarından birini bana uzatırken, "Bugün dünyanın çok yakınından Moira isimli bir kuyruklu yıldız geçecekmiş inanabiliyor musun Mira?" diye sordu ve omzunu omzuma çarparken, "Gerçek bir kuyruklu yıldız yanımdayken gökyüzündekini merak etmem de tuhaf ama..." dedi. İsmimin anlamına gönderme yapıyordu.

"Aa, şimdi fark ettim de... Moira ve senin ismin çok benziyor. Aradaki 'o' harfi çıkartılırsa geriye Mira kalıyor," dedi Melis ve genişçe sırıtırken, "Kuyruklu yıldızın kaderi..." diyerek bana göz kırptı. Derin bir iç çekerek, "Kuyruklu yıldızların ne kadar yakından geçerse geçsin çıplak gözle görülemediğini sanıyordum," dediğimde, Melis heyecanla bana dönerek konuşmaya başladı. Bu tip konuların onu fazlasıyla eğlendirdiğini bildiğim için dinliyormuş gibi yaparak gözlerimi gökyüzüne diktim.

Özgür olmanın ne demek olduğunu üniversiteye başlayıp da ailemle yaşadığım evi terk edene kadar öğrenemedim. Şimdiyse özgür olmama rağmen, özgürlükten ziyade hayatımdaki birçok şeyin eksikliğini hissediyordum. Önüme ördüğüm duvarlar beni ben yapan gerçekleri bulmamda bana zorluklar çıkartıyordu.

Bencilce çabalarıma rağmen, hâlâ bir şeylerin tutsağıydım ve ne olduklarını bulamadığım için prangalarımdan kurtulamıyordum. Oysaki adını taşıdığım gibi ruhen de gökyüzünde süzülen bir yıldız olabilirdim. Her ne kadar zamanla yok olup gidecek olsam da, en azından kendime bir yol çizebilmiş olurdum. Her şekilde, bu hayatın bir sonu olacaktı. İz bırakmadan ölmek istemiyordum.

Melis, kupasını balkonun mermerine bırakırken ellerini sevinçle birbirine sürttü ve iç çekerek, "Moira, kalbinde saklı kaderi gerçekleştirmek için insanlara çıplak gözle bile gözüküyormuş... Yani, mucizelere inanırsan kuyruklu yıldızı görebilirsin!" dedi.

"Bunlar tamamen safsata," diyerek kahvemden bir yudum aldım ve Melis'e döndüm. "Eğer gerçek olsaydı, şu an binlerce insan kuyruklu yıldızı görüyor olurdu," dedim.

"İnanmadığın için görmüyorsun, bizim de görmediğimizi sanma. Ayrıca, kalbinde saklı kaderin sahiplerine gözüküyordur belki de?" diyerek göz kırptı Melis. Hâlâ daha bana nasıl katlanabildiğini merak ediyordum. Ters anıma hiç denk gelmemiş olsa da, birçok kez bencilliğime ve hatta narsistik belirtisi gösteren davranışlarıma şahit oldu. Yine de yanımda olmaya devam ediyordu.

MOIRA | Yıldızlarda Saklı MucizeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin