Kuzey'deki Aşk

41 11 0
                                    


Norveç'teki minik evimin penceresinden -çok az görülen güneşin ışıkları-giriyordu.Dışarıda kar vardı ve bu durum çoğu insanın içini üşütse de benim içimi  ısıtmıştı.Komodinin üzerinde duran ve maalesef bana her gün zamanın geçtiğini hatırlatan saate baktım.Saat daha 7 idi. Biraz da olsa mutlu olmuştum çünkü işe gitmeden önce 2 saat oyalanabilirdim. Dolabımdan siyah bir triko ve yine siyah bir pantolon çıkardım.Bugün içimdeki ses bana siyahlara bürünmem konusunda uyarıda bulunuyordu.Haklıydı da aslında.Dışarıdaki güneşten faydalanmam gerekiyordu.Hemen seçtiğim kıyafetleri giyindim.Bir çift siyah botu kenardan alıp ayağıma taktım.Montumu da alıp kırmızı halı döşediğim merdivenlerden aşağıya indim.Dolabı ren geyiği eti olması umuduyla açtım ve evet,et vardı.Sadece ısıtmam gerekecekti.O ısınana kadar somon doğradım.İkisi de olmuştu.Hemen tabağa yerleştirdim ve açlığımdan dolayı hemen bitirdim.Olamaz,bir şey unutmuştum!Herman'ın yemeğini vermem gerekirdi.Hemen minik köpeğimin yanına gittim ve ona ''Günaydın dünyanın en iyi dostu, ev arkadaşı!''Beni anladığını düşünmem biraz saçma olmuştu ama ben ona selam ve yemek vermeden evde dolanamazdım.''Özür dilerim Herman,seni aç bıraktım.''Kabul ediyorum abarttım.Neyse, artık bir somun da köpeciğime çıkardım.Kabına su koydum ve servis etmeye götürdüm.Bana masumca bakıyordu.Önüne yemeğini koydum ve başını okşadım.Şimdi yapmam gereken saate bakmaktı ve doğruca evden çıkmaktı.Saat 8.30 olmuştu bile.Hemen montumu giydim ve dışarı çıktım.Restoran açılmak üzereydi.Ve bu arada ben bir garsonum. Restoranda değişik ülkelerin yemekleri satılıyordu.Halk sıradan şeylerden bıktığı için restoran  ithal yemek yapıyordu.Artık kendi kendime konuşmayı bırakarak arabama bindim. Vaycanına, burası sıcaktı! Direk olarak sokaktan çıktığım gibi bir araba ile karşılaştım.İçindekini tanıyordum.Bu adam benim eski sevgilimdi.Arabadan indi ve bana baktı.Bende arabadan ineyim dedim ,galiba bana bir şey söyleyecekti.Bana ''  Ayrıldığımızdan beri iyice güzelleşmissin. dedi.Cevap vermeden duramazdım.''Benim hayatımdan çıktığın için bana yorum yapma hakkında tükendi sanıyordum.Lütfen git ve beni rahat bırak!''Lafımın ardından arabanın kapısını elimdeki anahtarı alarak kilitledi ve kolumu tuttu.'Korkmaya başlamıştım çünkü bu adam her an köpürebilen biriydi.''Theo kolumu bırakır mısın?'' bana 5 saniye baktı ve ''Yine aynı asi kızsın.Sana şunu söyleyeyim,ayrılmamız bir yanlış anlaşılma yüzünden oldu.O gördüğün şey...''  '' Sus,kendini savunmak zorunda hissetme! Ben çokta doğru bir şekilde olayı anladım.Sen ...suçlusun,artık bunu anla tamam mı?''  ''Hayır,yok sen laftan anlamıyorsun.Zorla güzellik olmaz derler ama nasıl olsa bir güzel var,şimdi ''zorla'' kısmına gelelim.Beni dinlemedin, şimdi gideceğimiz yerde beni bol bol dinleyeceksin!''dedi ve kolumdan tutup beni arabasına kilitledi.Arabamı alıp sokaktan çıktı.

Burası da neresiydi böyle?Olamaz ,onun evine gelmiştik!Bir dakika, o bizim oturup sohbet ettiğimiz koltuk değil miydi?Ayrıca üstünde benim  ve Theo'nun adının yazılı olduğu o iki hırka..Hala daha saklıyordu.Köşedeki  komodinin üzerindeki resimden tut duvardaki tabloya kadar ikimizin hatıraları....Yoksa ben bir hata mı yapmıştım.Bana açıklamak istemişti ama ben izin vermemiştim.Orada bir kağıt vardı. Okumaya başladım.

Sevgilim Eirlys

Tabi eskidendi ama seni hala daha seviyorum.Ve yanlış anlayacağın bir davranışta bulunduğum için üzgünüm.Hem de çok.Buraya seni getirdim çünkü seni unutmadığımı anlaman gerekiyordu.Bu odanın her yerinde senin izin var.Hatıralarımızla dolu.Biliyorum,seni ikna etmem kolay olmayacak ama gerçekleri öğreneceksin.

Bu mektup hiç hoşuma gitmemişti.Ben zaten ona karşı bütün sevgimi yıllarca sarf etmişken ve içimde ona karşı aşkı hissetmiyorken beni anlamaması gerçekten yoruyordu.'' Theo! ''diye  bağırdım.Birkaç saniye sonra odaya geldi.''Theo artık ben seni sevemem,istesemde olmaz.Ben başka birini seviyorum.Artık hayatımda olamazsın.Lütfen beni anla,ve git istediğin kızla ol.Hiç üzülmem.''dedim.Bana baktı ve gözünden bir damla yaş geldi. Gözyaşını göstererek; ''Bütün bu cümleleri çöl gibi kalbime yağmur indirmek için mi söyledin? Bilirsin ki çöllere yağmur pek yağmaz.Ama sen...peki git artık,gitmek istediğin yere.Araban kapının önünde.'' Biraz üzülsem de ondan kurtulduğum için sevinmiştim.Hemen arabama bindim ve ona son kez baktım.Sebebini anlamadığım bir şekilde gülümsüyordu.''Düşünmeye değmez.''dedim ve ilerledim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 14, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

kuzey aşkıWhere stories live. Discover now