30. Deniz ve Yıldız

1.3K 100 117
                                    

1413 Senesi - Kış Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1413 Senesi - Kış Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı ve daha başka şehirler...

Gökben Hatun

Daha az önce Korkut'tan kaçmaya çalışıyordum, şimdi ise ona teslim olmuş Suna'dan olabildiğince uzağa gitmeye razıydım. Elini belime dolamış beni yönlendiriyordu. Mutfağa girdiğimizde sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. Tekrar buraya hapsolma hissi bedenimi ele geçirmişti. Kaçmam lazımdı. İllio beni bekliyordu. Bir şekilde gitmem lazımdı.

"A-aaa hanzadem, Ulu'nun kutlu eli aşkına."dedi aşçıbaşı beni görünce.

"Aliş Ağa dışarı çık. Boşaltın mutfağı."dedi Korkut sertçe. Herkesi çıkardı. Kapıları kapattı. Bulduğum taburelerden birine oturdum. Başarısız olma korkusu kalbimi yakıyordu. Başaramazsam, kaçamazsam diye düşünmek mideme sancı girmesine sebep oluyordu.

"Gitmem lazım. Benim gitmem lazım."diyordum hıçkırıklarımın arasında. "Korkut lütfen bırak gideyim. Burada yapamam ben. Buraya ait değilim." Karşıma geldi. Dizlerinin üstüne çöktü. Ellerimi tutup yüzümden indirdi.

"Ağlama."dedi usulca.

"Beni biraz olsun sevdiysen izin ver gideyim." Ellerini yüzüme götürdü. Gözlerimdeki yaşları sildi.

"Nereye gideceksin? Ne yapacaksın?" Biraz derin nefes alıp kendimi sakinleştirdim.

"Nereye gideceğimi bilmiyorum. Her yer buradan iyidir." Ona İllio ile buluşacağımı söylemeli miydim? Nasıl tepki verirdi kestiremiyordum. Az önceki tartışmamız o kadar yoğun geçmişti ki Korkut'un öfkesinin sınırlarını tahmin edemiyordum. "Benim bir şekilde meydana çıkmam lazım."

"Altınova çarşısına mı çıkacaksın?" Başımla onayladım. "Çarşıda nereye gideceksin? Suna gittiğini anladığı an peşine düşecektir."

"Biliyorum. Bu nedenle bir an önce çıkmam ve yola koyulmam gerek. Meydanda bir balıkçı varmış. Balıkçı Tereus. O bana yol gösterecek." Derin bir nefes aldı. Bir süre sessizlik çöktü. Bir şey söylemek istiyordu fakat söyleyemiyordu. "Bırak gideyim işte."dedim sabırsızca.

"Gitmene izin vereceğim Gökben. Merak etme. Zorla seni yanımda tutamam." Son cümlesinde sesi kısıldı. "Fakat tek başına bu saraydan çıkman mümkün değil. Ön kapıdan çıksak her türlü haber Suna'ya ulaşır." Biraz durdu. Çenesini kaşıdı. "Seni ben götüreceğim. Başka türlü güvenli bir şekilde gidemezsin."dediğinde şaşkınlığımı atamadım bir süre. Bu ne kadar iyi bir fikirdi ki? İllio ve Korkut karşı karşıya gelmemeliydi. Fakat buradan çıkmam için başka bir yol gelmiyordu aklıma. Elimi kolumu sallayarak çıkamazdım. Hem dışarıda Suna'nın adamlarıyla karşılaşma ihtimalim çok yüksekti.

"Peki o zaman. Bir an önce yola koyulalım."dedim ayağa kalkarak. O da kalktı ve kapıyı açtı.

"Aliş Ağa!"diye seslendi. Tombul, güleç adam koşar adım kapıda göründü.

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin