Başındaki şiddetli ağrıyla gözlerini açtı genç adam. Ense kökü zonkluyordu. Elini ensesine attı ve ovmaya çalıştı. Sanki gece boyu durmadan içmiş gibi hissediyordu. Halbuki o adamla yaptığı şiddetli ''konuşmadan'' sonra toplantı salonunu terk etmiş ve...
Ondan sonrası yoktu. Tavanla olan bakışmasını bitirdi ve yatakta hafifçe doğruldu. Ne olduğunu hatırlamıyordu. Ayılmak için kafasını sağa sola salladı ve o anda gördüğü şeyle kalakaldı.
Elleri tepesinden yatağa bağlı , cenin pozisyonunda arkası dönük birisi yatıyordu yatağın diğer ucunda Sırtı dönük olduğu için yüzünü göremiyordu. Bu kız da kimdi ve yatağında , bu halde ne arıyordu ? Yatağı.....
Burası onun odası değildi ve bu yattığı da kendi yatağı değildi. Neler oluyordu anlamıyordu.
Başındaki ağrı , olanlara anlam vermeye çalıştıkça daha da artmış , dayanılmaz bir hale gelmişti. Kahretsin ki hiçbir şey hatırlamıyordu. Telaşla yataktan kalktı. Yatakta büzüşmüş bir şekilde yatan kızın yanına gitti ve omzundan hafifçe dürttü.
Kızın daha da büzüşmesini ve ağzından kopup gelen hıçkırığı duyunca başından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissetti.Allah aşkına neler oluyordu ?
Geceden bölük pörçük bir görüntüler gözlerinin önüne gelmeye başlamıştı. Bu kız ona yapmaması için yalvarıyordu ve hıçkırıklarla ağlıyordu. Ama o bunları üçüncü bir kişi gibi izliyor ve bir robot gibi hareket ediyordu. Sanki bir sis bulutu çevresini sarmalamış ve Savaş'a yalnızca verilen emirlere uymak kalmış gibiydi.
Tekrar kıza seslenmeye karar verdi. Neler olduğunu öğrenmeli ve bu duruma bir açıklık getirmeliydi.
'' Hey.. Uyan! '' Başka ne diyebilirdi , bilemiyordu.
Kızın yatakta küçücük bir çocuk gibi görünen bedeni ağlamanın etkisiyle sarsılmaya başladı. Savaş'ın yaşadığı vicdan azabının haddi hesabı yoktu o anlarda. Ne olmuşsa iyi bir şey olmadığı kesindi ve sorumlusu da belli ki kendisiydi.
'' Bak..Kalk konuşalım...Lütfen...Ben ne yaptım bilmiyorum..''
Kızdan elini çekmiş ve bir tepki beklemeye başlamıştı.Kızın hıçkırararak ağlayışının biraz yavaşlayıp , iç çekişlere döndüğünü farketti.
'' Ellerimi...Ellerimi çöz. ''
Duyduğu kırık dökük sesle kızın ellerinin bağlı olduğunu hatırladı ve tekrar arkasından yaklaşarak kızın yatağın demirlerine , bir bornoza ait olduğunu sandığı bir kuşakla bağlanmış ellerini çözdü.
Genç kız hemen ellerini çekti ve yataktan destek alarak yerinden zorlukla doğruldu.Kendisini olabildiğince uzağa çekmeye çalışıp dizlerini kollarıyla sardı. Genç kızın hala arkası dönüktü ve olduğu yerde büzüşmüş bir şekilde tir tir titriyordu.
Savaş olanları yavaş yavaş hatırlamaya başlıyordu. Kızı kolundan tuttuğu gibi odaya sürüklüyor ve ona sert bir tokat atıyordu. Parça parça hatırladığı şeylerle kendine nefret duymaya başlıyor ve bu nefret gittikçe artıyordu. Hatırladıkları bölük pörçük şeylerdi ama yaptığı adiliği anlatmaya fazlasıyla yetiyordu.
'' Bana dön lütfen..Ben ne olduğunu hatırlamıyorum ve....Ve....''
Ne diyeceğini bilemiyordu. Ne denirdi ki ? Özür dilerim , anlamadan oldu mu ?
Sesi onun da ağlamaklı çıkmıştı. Bu yaptığı insanlık dışı bir şeydi. Vahşetti..
Genç kız kafasını sağa sola salladı hızla.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNEŞ - KITAP OLDU ( Aşkın Doğası Serisi - I )
RomanceIcindeki alev alev yanan ateşle atıldığı savaşta tüm değerleri yerle bir olan kara gözlü bir adamdı Savaş. Ve o savaşın ortasında kalan , en büyük bedeli ödemek zorunda bırakılan uzun saçlı bir kadındı Nazlı. Ikisi de o geceye kadar birbirlerini...