4

11.3K 945 368
                                    

iyi okumalar ☀️

Jimin

"Aziz ve günahkar arasındaki tek fark, her aziz bir geçmişe sahiptir ve her günahkarın bir geleceği vardır."

Edebiyat dersindeydik, konu dikkatimi çekmişti çünkü bu söz Oscar Wilde tarafından söylenmişti. Diğer taraftan Jungkook her zamanki gibi derste aktifti.

" Evet arkadaşlar bugünkü konuşacağımız konu bu söz üstüne olsun. Söz kime ait bilen var mı? "

Aynı anda ilk kez konuşmuştuk. Edebiyat dersinde sesimi ilk kez duymuştu herkes ama Jungkook'un karışık sesiyle.

"Oscar Wilde."

"Oscar Wilde."

Ah diye düşündüm, aslında seslerimiz uyumlu.

Bayan Snow şaşkın bir edayla tepki verdi tam da benim yüzüme. Kızarmadan edemedim sonuçta edebiyat dersinde hep susan çocuktum. Aslına bakarsanız her ders için susan çocuktum.

Söz hakkında herkes bir şeyler diyordu ama Bayan Snow'un sözleri neden bu sözü sorduğunu anlatmıştı bana.

"Oscar Wilde belki de büyük bir hatadan dolayı bu sözünü söyledi."

Homofobik diye yargıladım içimden. Sınıftaki kimse bilmiyordu sanır-

"Bence öyle düşünmedi Bayan Snow, başkasının hata gördüğü bir davranışını yani belki de geçmişini takmadığını her zaman geleceğe baktığını düşünüyordu."

Ben, Jungkook ve Bayan Snow dışında Oscar Wilde'ın eşcinsel olduğunu bilen yoktu ve Bayan Snow bunu kötülerken Jungkook adeta savunuyordu. O an keşke susmasaydım ama susmakla yetinmiştim içimden Jungkook'u onaylıyorken.

...

Nihayet dedim kendi kendime:Okul bitti.
Okul bitince vedalaşacağım bir arkadaşım olmadığı için otobüs durağına ilk gelen ben olurdum genelde. Bu çoğu bakımdan iyiydi. Mesela durakta tek beklerken, ki bu 10 dakika kadar oluyordu, kendi kendime düşüncelere dalardım hep. Otobüsün gelmesine 20 saniye kala Jungkook arkadaşlarına gülerek el sallaya sallaya gelirdi durağa.

Bugün öyle olmadı. Bugün durağa gittiğimde sadece Jungkook vardı. Uzaktan baktım ona: Boyu uzundu, saçları kahverenginin en güzel tonuydu sanki. Dişleri biraz öndeydi ama bu kesinlikle kötü durmuyordu. En başta onu 3.sınıf sansam da 2.sınıftı. Ondan 2 yaş büyük olduğumu gösterirdi bu da. Kore'den buraya geldiğim için dil programlarına girmiştim. Programlar okula 1 yıl geç başlamama neden olmuştu.

Yanına vardığımda parlak gülüşünden eser yoktu. O an gelen cesaretle yapıverdim. Ona mesaj attım.

parkjimin :Hey iyi misin?

"Tanrı'm neden mesaj atıp duruyorsun? Yan yanayız bu çok tuhaf." tapılası sesiyle konuştu. Tapılası sesiyle yamuk yumuk Korecesiyle Korece konuştu! Konuşurken kaşları çatılmış sesi de biraz yüksek çıkmıştı.

"İlk konuştuğumuzda yanına bile oturmak istemediğin biriyle konuşmak istemezsin diye düşündüm." 
o an kalbim ağzımda atıyordu. İlk konuşmamızdı ve ben rahattım çünkü Korece konuşmuştu benimle. Korece konuşurken sesini ilk duyuşumdu onun.

" Ben... Özür dilerim. Geldiğin ilk zaman sana sert çıkışmamalıydım."

"Sorun değil."  dedikten sonra omuz silktim.

İçimden aptal dedim. Sen olmasaydın bu okula belki de asla devam edemeyecektim. Dolmuşta onunla müzik dinlemek beni mutlu ediyordu. 1 ayda ona alışmıştım. Bu koca kötü gerçek beni sıkıyordu.

Onun için ben neydim? Kesinlikle arkadaş ya da yakın biri değildim. Belki de sadece dolmuştaki çocuktum onun için.

"Arkadaşım. Arkadaşım olur musun?"

"Ne?"

"Jimin arkadaş olalım! Aynı şeylerden hoşlanıyoruz. Ve son zamanlarda en eğlendiğim saatler otobüste seninle birlikte o abuk subuk çizgi filmi izlerken ya da müzik dinlerken oluyor."

Herkesin bize baktığına emindim o an ama kimse ne olup bittiğini anlayamazdı. Jungkook heyecanlı ve biraz yüksek sesle söylemişti bunları. Dışarıdan Korece konuşamayan ya da anlayaman biri için belki de Jungkook beni azarlıyordur.

Cevap bekleyen gözlerle bana bakan Jungkook'a sadece uzaktan sesini duyduğum otobüsün haberini vermiş bulundum.

"Otobüs geldi."

.
.
.
..
Bu bölüm güzeldi bence.

Jaeljh⚡

Bus|JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin