-8-

3.5K 253 86
                                    

Elim ile kafama vura vura odamda turlayıp durdum. Hemen şimdi aklıma bir şey gelmezse, o zaman gerçekten yanacaktım. "Çalıştır şu saksıyı Arya!" dedim kendi kendime ve tam o sırada aklıma dolabımın içindeki büyük siyah kutu aklıma geldi. Heyecanla onu alıp yere oturdum ve içinde ne varsa hepsini yere attım. Aradığım şeyi bulmam ile yüzümde gülücükler açtı.

"Canım eski telefonum," dedim ve ekranı kırılmış olan eski Samsung telefonumun ekranına öpücükler kondurdum. "Zamanında sana kaba davrandığım için sana çok özür dilerim, canım telefonum. Şimdi hayat kurtarıcım olacaksın," dedim ve yerde ona ait şarj kablosunu aradım.

Aradığımı bulduğumda, içimden büyük bir yük kalkmıştı. Şimdilik biraz Yamaç'ı oyalarsam, yarın kendime sadece Yamaç için kullanacağım bir hat alırım ve eski telefonumdan sadece onunla iletişime geçerim.

" Of yemin ederim çok akıllıyım!" dedim kendi kendime ve yerdeki eski eşyaları tekrardan kutusuna koyup, dolabıma kapattım. Kendimi yatağa atar atmaz telefonumu elime aldım ve Yamaç'a mesaj yazdım.

"Beni, veya sesimi çok mu merak ediyorsun?" yazmam ile dakikalarca telefonun başında bekledim ama kendisinden yanıt gelmedi. Bana hemen cevap vermemesi benim için aslında artı puan, çünkü zamandan kazanıyordum.
Gözlerim yorgunluktan kapanmaya başlayınca, telefonu komodinin üzerine koyup, yarın büyük kıymetlerin kopacağını bile bile uyudum.

Ertesi sabah uyanır uyanmaz, telefonumu kontrol ettim, fakat Yamaç Bey'den hala yanıt gelmemişti. Acaba kendisine yanlış bir şey mi yazdım düşüncesine kapılıp, kendisine bir de günaydın mesajı attım. Günlerden pazar olduğu aklıma geldiğinde, dudaklarımı dişledim. Acaba bugün hat alabileceğim açık bir bayi bulabilecek miydim? Hemen arama motoruna girip, "Yakınlarda açık telefon bayisi" yazdım ve çıkan sonuçla gülümsedim. Evin yakınındaki AVM'de açık telefon bayisi vardı. Banyoda rutin işlerimi hallettikten sonra, çantamı aldım ve hastaneden önce AVM'ye gittim.

Bayi'ye girer girmez, esmer adama gülümseyip, "Merhaba, yeni bir hat alabilir miyim?" diye sordum. Adam bana gülümseyip başını salladı ve kimliğimi istedi. Çantamdan kimliğimi çıkarıp ona uzattıktan sonra, işlemleri başlattı ve ardından bana bakıp, "İçine paket yükleyeyim mi?" diye sordu. Başımı evet anlamında salladıktan sonra, en düşük paketi seçtim, sonuçta bu hat sadece Yamaç içindi. İşimi hallettikten sonra, derin bir nefes vererek alışveriş merkezinden çıktım ve hastaneye gitmek için otobüse bindim. Annemler uçağa binmeden önce, kendilerini acilen aramam gerekiyordu. Hemen annemi arayıp, açması için dua ettim.

"Efendim kızım, bir şey mi oldu?" dedi endişeli sesi ile.

"Merhaba anne, uçak ne zaman kalkacak?" diye sorduğumda, hemen yanıt verdi.

"Yarım saat sonra kalkacak kızım. Ne yapıyorsun?"

"Hastaneye gidiyorum anne. Bak sizden bir ricam var, ne olur kırmayın beni. Sakın ablamın durumunu size söylediğimi çaktırmayın, bakın lütfen. Ablamın bana olan güvenini sarsarsınız. Eve gelince arayın beni, neredesiniz diye sorun, bir şeyler yapın ama ne olur beni ispiyoncu olarak göstermeyin. Bu benim için fazlasıyla önemli. "

"Ah Arya, ah kızım. Tamam hadi kapat telefonu, sonra görüşürüz," dedi annem ve telefonu kapattı. Bu iyi bir işaret miydi bilmiyorum. Hastane'nin önünde iner inmez, hızlı adımlarla girişe doğru yürüdüm. Ablamın yanına çıkmak için kendime asansör çağırdım. Tanıdık bir ses," Arya!" diye seslendiğinde, arkamı döndüm ve gülümseyerek, "Emre abi, günaydın," dedim. Gözüm anında elindeki güzeller güzeli çiçek buketine takıldı. "Ay ne kadar da güzel," dedim ve çiçekleri kokladım. Mis gibi kokuyorlardı.

KELEBEK KOZASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin