34.BÖLÜM

32.2K 2.3K 277
                                    

FİRUZE

FİRUZE

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölüm...

Nefes aldığımız şu hayatta belki de dil,din,ırk ayırt etmeksizin ansızın herkesin kapısını çalan,kimi zaman anlayışla,kimi zaman ağıtlarla hatta bazen isyan edercesine söylenen sözlerle karşılanan tek gerçekti...

Onun da bir melek olduğunu ve görevini yerine getirdiğini unuturduk böyle zamanlarda.Zalim gözüyle bakardık,ama içten içe de bilirdik ki o sadece verilen emri yerine getiren bir melekti.

Küçük bir kız çocuğuyken her gece neden diye sorardım kendi kendime.

Neden benim Annem?

Küçük bebekleri ve çocukları olan Annelerin hiç ölmeyeceğini düşünürdüm eskiden.Ama öğrendim ki öyle değildi.Canım yana yana öğretmişti bana hayat bunu.İşte o zaman anlamıştım ben bu gerçeği.Ilk vazgeçişim de aynı zamana denk gelmişti.Ağlamanın,sızlamanın,isyan etmenin hiç bir faydası yoktu ve olmayacaktı.Giden hiç bir zaman geri gelmiyordu ve gelmeyecekti de...

Alışıyordu insan.Her şeye alıştığı gibi bunada alışıyordu.Canın yanıyordu ama alışmaktan başka çaren kalmıyordu.

Tıpkı benim gibi...

Tıpkı Şehidin ailesi gibi...

Ve daha niceleri gibi...

Derin bir nefes aldım ve gömüldüğüm düşüncelerden çıkıp Şehidin gözü yaşlı eşine baktım.Şimdi bu kadına ne desek boştu.Hangi sözü söylesek nafileydi.Öyle bir yangın vardı ki yüreğinde söndürülmesi imkansızdı.Sönecekti elbet lakin zaman alacaktı.Ve bu zaman için de bünyede ki yıkımların haddi hesabı olmayacaktı.Ama başaracaktı.İki evladı için,Vatanı uğruna Şehit olan kocası için ve her daim dalgalanan al bayrak için başaracaktı.

Bakışlarımı bıcır bıcır hareket eden ve ona aldığımız bebeklerle oynayan kızdan çekip diğer tarafta Şehidin eşi ile konuşan sevdiğim adama çevirdim.Bazen ciddi anlamda onu tanıyamıyordum.Bukalemun gibi renkten renge giriyordu.Kimi zaman merhametli,kimi zaman acımasız ama en çokta suratsız...

Erzak alışverişi ve diğer eksikler için karakola geldiği her seferde görmüştüm onu.Kimseye eyvallahı olmayan bir tipti.Alacaklarını alır,eksiklerini tamamlar ve yanında gelen askerleri hariç kimseyle sohbet etme girişimin de bulunmazdı.Hatta bir keresinde onun için kibirli piç bile denildiğini kendi kulaklarımla duymuştum.

Şimdi ise asla beraber olmam dediğim adamın her hareketine hayrandım.Bakışına,duruşuna,sözüne ama en çokta merhametine...

"Firuze?"

Mirhan'nın sesi ile onun hakkında ki düşüncelerimi bir kenara bırakıp karşımda garip bir şekilde bana bakan adama baktım.

Bir kaç adımda yanıma gelmiş ve anlamsız bakışlarını suratıma dikmişti.

Asi AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin