38.Bölüm ~YENİDEN Mİ?~

2.2K 146 81
                                    

Asu Lina'dan...

"Kumsal Barış'ın sana karşı bir şeyler hissettiğinin farkında değil misin? Çocuk sana resmen kör kütük aşı-..." diyordum ki Ateş'in "Kızlar çabuk gelin önemli!" demesiyle hep beraber odadan çıktık. Ateş'in telaşlı sesi tekrar gözlerimin kan çanağına dönmesine sebep olmuştu. Ağlamam gerekiyordu. Ağlamamamız gerekiyordu.

Hızla Alesya'nın bulunduğu odanın önüne geldik. Çağan'ın perişan haliyle karşılaştığımda bir şeylerin kötüye gittiğini anladım. Göz yaşlarım, göz pınarlarımdan dökülürken aklımdan sadece tek bir şeyi zikrediyordum; 'Lütfen Alesya'ya bir şey olmasın. Lütfen Alesya'ya bir şey olmasın.' Tek dileğim buydu...

"Alesya! Alesya! Ne olur uyan bak ben buradayım. Bırakma hemen kendini lütfen! Sana yalvarıyorum. Seni yeni bulmuşken beni bırakma." Çağan'ın yalvarışları içimi daha da kötü yapmıştı. Hepimiz cama yapışmıştık. Çağan camı kırarcasına yumruklarını sallıyordu. Doktorlar kalp masajı yapıyorlardı.

Kumsal'ın "Ama olamaz! Bu olamaz! Alesya gidemez! Bu çizgi niye düz?" demesiyle gözlerim makineye döndü. Makineyi görmemle kendimden geçer gibi oldum. Gözlerim kararıyordu. Ayaklarımın beni tutmayacağını anladığımda duvara yaslandım.

"Ne olur kardeşim bizi bırakma. Ne olur kardeşim..." diye sayıklıyordum, sürekli sayıklıyordum. Gözlerimden akan yaşların haddi hesabı yoktu. Asena bizden de kötü halde gözüküyordu. Bayılacak gibi olduğunda Barlas onu tutmuştu. Hepimizin bir dayanağı vardı.

Hala kalp masajına devam eden doktor bize bakmaya başladı. Gözlerindeki pişmanlık ve çaresizlikle bir kez daha yıkıldım. "Yok, yok... bu böyle olmayacak ben içeri giriyorum." diyerek odanın kapısına gitti Çağan. Ateş Çağan'ı içeriye girmemesi için engellemeye çalıştı. "Çağan dur kardeşim sokmazlar seni içeriye sakin ol." diyerek Çağan'ı tutmaya çalıştı. Çağan'ı sadece tutmaya çalışıyordu. Çağan onun tutmasına izin vermiyordu. "Bırak beni Ateş. İçeri gireceğim ben." diyerek kapıya yumruklarını sallamaya başladı. ''Açsanıza şu kapıyı!" diyerek hem tekmeliyor hem de yumruk atıyordu.

Gözleri kıp kırmızı olmuştu. Akan yaşlar yüzünü sırılsıklam etmişti. Piçizlerden birini ağlarken görmek içimi tuhaf yapmıştı. En tuhafıysa bizden biri için yani düşmanlarından biri için çırpınan Çağan'ı görmekti. Alesya'ya karşı olan hisleri gerçek olmalıydı. Bir hemşire bize doğru yaklaşmaya başladı. "Lütfen biraz daha sakin olur musunuz? İçeride gereken her şeyi yapıyorlar." dedi sakince. "Ne sakinliği lan ne sakinliği? Görmüyor musun? Alesya beni bırakıp gidiyor." deyip tekrar çaresizce kapıya vurmaya başladı Çağan.

Ateş de tutamıyordu artık. İçeriye baktığımda doktor kalp masajı yapmayı bırakmıştı. "Hayır, hayır, hayır... Alesya ölmedi. Alesya ölemez. Örtme! Örtme üstünü kardeşimin. Örtemezsin!" dedim bağırarak. Göğüsüm gittikçe daralıyor ve nefes almamı engelliyordu. Kardeşimi kaybedemezdim. Haykırışlarım hastaneyi inletiyordu. Cama vurmaya başladım. Gözlerimin yaşından önümü göremez olmuştum. Kısa sürede ona bu kadar bağlanmışken şimdi ellerimizin arasından kayıp gidiyordu. Buna izin veremezdik. O bizim kardeşimizdi. "Alesya! Ya hayır Alesya ölmedi. Örtmeyin onun üstünü!" dedi Asena bağırarak sulu gözleriyle ve Barlas'ın kollarından çıktı. Asena da bizim gibi o da cama vuruyordu. Kumsal şoka girmiş gibiydi. Gözlerini kocaman açmış sadece Alesya'ya bakıyordu.

Sonunda bir hemşire kapıyı açtığında Çağan içeri girdi. Biz de peşinden içeri girdik. Kumsal'ın hala öyle kaldığını fark ettiğimde yanına gidip yanaklarını ellerimin içine aldım. Barış sessizce beni izliyordu. Yanaklarını tutuyordum ama gözleri hala bana dönmemişti. "Kumsal bana bak." dedim sert bir şekilde. Kafasını hafif salladığımda bana baktı. Perişan haldeydi. Hepimiz öyleydik ama Kumsal bizden farklıydı. Onun bizden daha duygusal bir yapısı vardı. Gözlerindeki yaşı silip dikkatlice bana bakmaya başladı. "Hadi içeri girelim." dedim ellerimi yanaklarından çekerken. Kolundan tutup kendimle beraber içeri sürükledim. Çağan Alesya'nın üstüne çıkmış kalp masajı yapıyordu. "Seni bırakmayacağım. Sen de beni bırakma lütfen Dişi Goril'im... Lütfen..." dedi Çağan. Çağan'ın göz yaşları Alesya'nın çıplak omuzlarını ıslatıyordu. "Hadi Sinsi ölemezsin sen. Ölemezsin!" diyordu Asena. Umudumu asla kaybetmiyordum. Alesya bize geri dönecekti. Bizi bırakıp gidemezdi. Bize bunu yapamazdı.

PSİKOZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin