"Cesur olduğun korkmadığın anlamına gelmez. Ne kadar korkuyorsan o kadar cesursundur."
Rüzgar saçlarını savururken cesaret ile minik çenesini havaya kaldırdı. Gümüş kılıcını görkemli göğün ortasına doğru kaldırırken gözlerini öfkeli kurdun gözlerinden bir an olsun ayırmamıştı. Kılıcı ay misali göğün ortasında parlarken vahşi kurt hırladı. Bembeyaz elbisesinin eteklerini savurarak hiç kendini zorlamadan kılıcını salladı. Kurt dehşet içinde geri çekilirken uğultusu tüm vadiyi sarsmıştı...
Ve belki de tam olarak böyle olmamıştı...
"Salak! Salak!"
Defalarca bağırırken eskimiş elbisesinin etekleri bacaklarına dolanmış, birkaç tel saçı dudaklarına yapışmıştı ama asla pes etmeye niyeti olmadan bağırıyordu.
"Alsana! Sen kimsin de benim sürüme saldırıyorsun?"
Elindeki ne idiü belirsiz bir sopayla defalarca kurdun başına vururken bir yandan da bağırıp çağırıyor, kuzular bile durmuş bu saçma anı hevesle izliyorlardı.
Zavallı kurt başına aldığı ardı ardına darbelerden dolayı sersem sersem yürüyordu. En son baktı olmayacak kuyruğu sıkıştırıp kaçmanın derdine düşmüştü.
Elindeki sopayı kaldırmış çok daha sert bir darbe ile vuracağı sırada kurt bu boşluktan yararlanıp inleye inleye ormana kaçmıştı.
Jessie kurdun ardından göğsünü kabartarak saçlarını geriye attı.
"Başka kim cüret edebilir benim sürüme dadanmaya!?"
Nefes nefese bağırdıktan sonra kendini sırt üstü çimlere attı. Korkmadı değil ama deli cesaretiydi onunkisi.
Güneş tam tepede, yüzüne vururken elini güneşe siper etti. Nasıl da yorulmuştu. Göğsü adrenalinden dolayı hızlı hızlı inip kalkarken koyunlar , kuzular hatta keçiler bile etrafına dizilmiş onu seyrediyorlardı. Biliyorlardı ki bu kız deli ama çok sevimliydi.
Bir anda bağırarak ayağa fırlamasıyla bütün koyunlar yerinden sıçradı.
"Böğürtlenlerim!"
Tüm vadide yankılanan sesiyle birlikte eskimiş kahverengi eteğini dizlerine kadar çekip koşmaya başladı. Çalıların üzerine koyduğu şalına ellerini uzattı.
"Salak kurt! Ben ne güzel böğürtlen topluyordum, ne vardı benim sürüme dadanacak..." Diye homurdanırken topladığı böğürtlenlerini kontrol ediyordu.
Bir tırtılın sinsice en mor olan böğürtlenlerinin üzerinde gezindiğini görünce gözlerini kısarak yüzünü tırtıla yaklaştırdı. Gözlerinde gaddar bir ifade vardı. İşaret parmağını baş parmağına dayayarak tırtılı hedef aldı ve fısıldadı.
"Başkasının emeğine konamazsın! Git kendin bul da ye hırsız!"
Sözleri biter bitmez işaret parmağını savurarak tırtıla vurdu. Tırtıl gökyüzünde kısa vadeli bir uçuşa geçtiği sıra şalının ağzını kapatıp sanki az önce bir tırtılı uçurmamış gibi sürüsünün yanına yürümeye başladı.
Dağınık saçları güneşin ışığıyla yer yer sarıya çalıyordu. Gözleri kahverenginin en tatlı tonlarındaydı ve yanakları üzerinde ufak ufak çilleriyle tatlı bir kızdı Jessie. Vücudu ise bu orman maratonundan dolayı oldukça güzeldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lady Deli
Fantasy[ TAMAMLANDI.] #Fantastik 1 #Savaş 1 Hey, ben deliyim! En az senin kadar... Jessie; çılgın, deli dolu ve köy tarafından dışlanmış üstün güçleri olan biridir ancak bu gücünü hiçbir zaman açığa çıkarmamış ve kendisini insanlıktan soyutlamıştır...