2."Suspect"

18.3K 1.7K 1.9K
                                    

Familypet - Bad Mood, Bad Year | "Kill me here, I'm on my knees."

Açık kahve saçları her zaman olduğu gibi yumuşak ve doğal bir dağınıklığa sahipti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Açık kahve saçları her zaman olduğu gibi yumuşak ve doğal bir dağınıklığa sahipti. Üstünde dar kot pantolonu, mor göbekten yarım uzun kollusu vardı. Altından sarkan saten beyaz kumaş ise, karnının üstünde ki kelebek dövmesini gözler önüne seriyordu. Park Jimin, kırmızı parlatıcısı, mor ojeleri ve piercingleriyle kimsenin görmediği bir çekiciliğe sahipti.

Yeşil lenslerine, bakır koyu tonlarda ki farı eşlik ediyordu. Sol kulağından sallanan uzun zincir, yüzükleriyle onu tamamlıyordu. Yüz hatları yeterince keskin gözüküyordu, burnuna üstünde üçgen desenleri olan bir septum taktığında sabah rutini bitmişti. Saat dokuza gelmek üzereyken, spor ayakkabılarını da giyip odasından çıkmıştı.

Soo Bin ve Min Joon yaklaşık üç gün sürecek bir yat turuna çıkmışlardı, elbette iş içindi. Bay Jeon daha iyi şartlar altında ve sakin kafayla görüşmek için onları davet etmişti. Denize açılmayı sevdiği içinde görüşmenin yatta olmasını istemişti. Jimin'in içi bir türlü rahat etmiyordu. Neredeyse Woo young'u vuracak olan adam bir türlü aklından çıkmıyordu.

Üstelik bunun hala Bay Jeon'un işi olduğunu düşünüyordu. Bunu Balo gecesi ailesine söylediğinde kimse ihtimal vermemişti. Ancak Jimin o adamda bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordu. Üstelik, Jeon'ları araştırdığında internette yazan bilgiler dışında hiçbir şey bulamıyordu. Özellikle de Jungkook hakkında.

Jimin önünden eğilen korumalara gülümseyip yemek odasına yönelirken aklının bir ucundan asla çıkmayan Jungkook yüzünden sinirlendi. Kehribar rengi gözleri, balonun üstünden geçen bir hafta içinde neredeyse her akşam aklındaydı. Oldukça iri cüssesi, resmen kastan oluşuyordu. Yüzünün keskin hatları ve yırtıcı bir kuşu andıran gözleri onu zevkle titretiyordu.

Jimin, bedenine nasıl arsız bakışlar attığını görmüştü elbette. Zaten neredeyse her canlı onu arzulardı. Şaşırdığı nokta, onun da en az Jungkook kadar arsız bakışlar atmış olmasıydı. Jimin kolay kolay kimseyi arzulamazdı. Ama Jeon Jungkook resmen bir şeyleri alevlemişti.

Her istediğine ulaşan şımarık Park Jimin, bu sefer ulaşamıyordu.

Onu ne kadar arasa da araştırsa da, sanki hiç var olmamış gibiydi. Ne yerini ne yüzünü bilen, gösterebilecek kimse yoktu. Buna rağmen adını duyan herkes korkuyla titriyor, ağlamaya ve yalvarmaya başlıyordu. Bu etkisi Jimin'in daha çok ilgisini çekiyordu sadece. Ve piyasada resmen bir hayalet olması da merakını, kibrini körüklüyordu. Bugüne kadar istediği her şeyi almaya alışık bir çocuk olduğu için son zamanlarda elinin boş kalması canını sıkıyordu.

Yemek odasına girdiğinde, Hyunjin sigara içiyor aynı zamanda da tabletinden haberleri okuyup kahve içiyordu. Ayaklarını çapraz bir biçimde masaya uzatmıştı. Baş köşeyi ikisi de boş bırakmış, karşılıklı oturmuştu. Woo young onun karşısında, kahvesini içerken önünde ki dosyaları inceliyordu. Yüzünde oldukça ciddi bir ifade vardı ve ara sıra şakaklarını ovuyordu,

ObsessedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin