2 yıl sonra;
"Seokjin hadi giymedin mi daha?" Birkaç kilit sesinden sonra kapı açıldı. Siyah takım elbisesi ile odaya giriş yaptı. "Gerçekten çok yakışıklı olmuşsun dostum." Jackson biraz yaklaşıp papyonunu düzeltti. Tebessüm edip, "şimdi daha iyi," diye mırıldandı. Siyah ceketi, içine giydiği beyaz gömlek ve siyah papyon. Saçlarını ortadan ikiye ayırmış, iyice göz kamaştırıyordu.Seokjin odada bir o tarafa, bir bu tarafa heyecanlı heyecanlı yürüyordu. Birazdan evlenecek ve sevdiği adamla sonsuza kadar mutlu olacaktı. Elleri titriyor soğuk terler atıyordu, nerdeyse bayılacaktı. Aynanın karşısına geçip, son kez kontrol etti kendini. Gerçekten kusursuz görünüyordu. Parfümünü alıp, biraz bileğine sıktı. Ardından arkasındaki koltuğa geçip oturdu.
Dakikalardır oturduğu koltuktan kalkıp, pencereye doğru ilerledi. Dışardaki kalabalığa göz gezdirdi. Arkadaşlarının olduğu masaya baktı uzunca, en sevdikleri ordaydı. Hepsi birlikte gülüp eğleniyor, bir şeyler konuşuyorlardı. Gözleri kardeşine kaydı, hararetli bir şeyler anlatıp gülüyordu. Onu mutlu görmek, kendi mutluluğundan daha önemliydi.
Gülümseyerek izlerken, kapısı tıklandı. Seokjin Taehyung'un geldiğini anlamıştı. Heyecandan derin derin nefesler alıp, "gel" diyebilmişti. İçeri giren Taehyung ile nerdeyse küçük dilini yutacaktı. Su yeşili saçları, vücudunu sarmış siyah takım elbisesi, boynunu sarmış beyaz gömlek ile inanılmaz duruyordu. Taehyung sevgilisinin bakışlarına gülümseyip, yaklaştı yanına doğru.
"Çok yakışıklı olmuşsun," Seokjin gülümsemiş sevgilisine, daha doğrusu birazdan resmi bir şekilde kocası olacak Taehyung'un beline sıkıca sarılmıştı. "Sende, hemde fazlasıyla yakışıklı olmuşsun Taehyung." Göğsüne kafasını koyduğundan sesi mırıltılı çıkan sevgilisinin saçlarına öpücük bıraktı. "Benim bebeğim daha güzel olmuş ama." Çenesinden tutup yüz yüze bakmalarını sağladı.
Yüzlerini yaklaştırıp, Seokjin'in dolgun dudaklarına bir öpücük bıraktı. Daha sonra dolgun yanaklarına öpücük bırakıp, daha dolgun olan yanağına burnunu bastırıp kokladı. Bundan ölene kadar vazgeçmeyecekti.
"Çok heyecanlıyım Taehyung, elim ayağım titriyor resmen." Taehyung sevgilisinin elinden tutup, koltuğa oturdu. Seokjin'i kucağına alıp saçlarını sevdi.Kısık ve huzur veren sesiyle konuşmaya başladı. "Sakin ol bebeğim, ben hep yanında olacağım. Elini tutacağım ve birlikte evet diyeceğiz. Sonra seninle yeni hayatımıza başlayacağız. Seninle uyuyup, seninle uyanacağım, tenin tenimden asla uzaklaşamayacak. Kısacası değişen hiçbir şey olmayacak." Seokjin gülümsemiş ve kollarını boynunda birleştirmişti.
"Seni çok seviyorum," boynuna bir öpücük bıraktı. "Sana aşığım," diyip tekrar bir öpücük daha bıraktı. Ardından kendisinden daha ince olan dudaklara, dudaklarını bastırdı. Taehyung özlem duyduğu dudaklara daha çok asıldı. Aralanan dudakların içine girip, Seokjin'in önce dilini sömürdü, güzel bir inleme kazanan Taehyung ellerini kalçalarına attı.
Seokjin'in dolgun dudaklarını da güzelce sömürdükten sonra, dilini dişlerine değdirip ayrıldı. "Tadın harika ve eşsiz," Seokjin gülümsemiş ve üstünden kalkmıştı. "Bu eforunu geceye sakla, şimdi evlenme zamanı!"
Taehyung sırıttı, "gece için hazır olması ve enerjik olması gereken sensin. Evlenmeden bir daha sevişmek yok dedin, hatırla. Şimdi çok doyumsuz bir kocan var karşında."Seokjin Taehyung'un gözlerindeki arzudan dolayı oluşan koyulukta, kayboldu. Kendi elleriyle bir canavar yaratmıştı resmen. Bir ay önce Taehyung iyice arsızlaşıp, olaya fantezi katınca Seokjin, evlenmeden bir daha sevişmek yok demiş ve şimdi onun acısını çekecekti. Taehyung sevgilisinin yüzünde ki korkuyu görünce kahkaha attı. "Sakin ol sadece şakaydı. Senin canını asla yakmam ve sen dur dediğinde dururum, bunu biliyorsun."
