38-Kabullenmemek

En başından başla
                                    

Gözlerim felaket durumdaydı. Gözlerimde şişlikler vardı. Alnımda çıkan bir kaç sivilce kötü gözüküyordu. Makyaj çantamdan fondöteni alarak yüzüme sürdüm. Fondötenden sonra gözlerime rimel, dudağıma ise kırmızı koyu renkte bir ruj sürdüm.

Aynada tekrardan kendime baktığımda az önce ki felaket halimden eser yoktu.

Odamdan çantamı ve telefonumu aldıktan sonra evden ayrıldım. Şirkete gittiğimde Canı arayacak ve onunla buluşmak istediğimi söyleyecektim.

Bu içinde bulunduğum durumu ona nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Onun açısından da düşünüyordum ve içimden bir his hoş karşılamayacağını söylüyordu. Kim hayatını benim için mahvederdi ki?

Eğer kabul etmezse başka bir yol arardım. Elbet başka bir yol da bulurdum.

Telefonum çalmaya başladığında çantama uzandım ve telefonumu çıkardım. O sırada arabaya yerleştim.

Telefonu kulağıma götürdüm."Efendim?" dedim.

"Neredesin?" Sarpın kalın ve soğuk sesi kulaklarımı doldurdu.

"Şirkete gidiyorum." dedim. "Seninle konuşmam gereken bir konu var."

"Tamam, yirmi dakikaya oradayım." dedi ve arkadan bir kadının sesi geldi kulaklarıma. "Kahvaltı hazır Sarp."

"Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.

Sarpın sevgilisi olduğunu bilmiyordum. Geceyi onunla geçirdiğini tahmin etmiştim. Dün benim yanımda o kadınla telefonda konuşmuştu. Belki de bu yüzden bebeği istemiyordu. O kadınla olan ilişkisini bitirmek istemiyordu.

Bir ilişkisi olduğuna inanamıyordum.

Ona inanamıyordum.

Derin bir nefes alarak arabayı çalıştırdım ve şirkete doğru yola koyuldum.

-

"Bu hafta ki programınız biraz yoğun olacak Burçin hanım." dedi Duru. "Geçen hafta bir kaç toplantıyı kaçırdığınız için hepsini bu haftaya koymak durumunda kaldım."

Kafamı salladım. "İyi yapmışsın Duru."

Önümde ki kağıtları incelemeye başladım. "Siz iyi misiniz?"

Bakışlarımı ona çevirdim. "Ev-evet, sadece biraz kafam dağınık."

"O zaman size kahve getiriyorum." dedi.

"Olur." dedim. Duru kapıdan çıkmak için yeltendiğinde karnımında aç olduğunu anlayınca onu durdurdum. "Duru, kahvenin yanında bana çikolatalı açma getirebilir misin?"

"Tabi Burçin hanım. Başka bir isteğiniz var mı?"

"Hayır, teşekkür ederim." kafasını salladı ve odadan çıktı.

Önümde ki kağıtları tekrar incelemeye koyuldum. Beş dakika sonra kapım aniden açıldı.

"Ortağız ve odana girmek için asistanından mı izin almak zorundayım?"

Bakışlarımı Sarpa çevirdim. Lacivert takımının içinde can alıcı görünüyordu. Gömleğinin bir iki düğmesi her zaman ki gibi açıktı ve gömleğinin altında ki kasları kendilerini belli ediyordu.

Onun sana yaşattıklarını unutma. Ondan nefret etmelisin.

Ondan nefret etmeliydim.

"Aniden odama girilmesinden hoşlanmam." dedim soğuk bir sesle. "Bir dahakine kapıyı çalarsan sevinirim."

Sarpın dişlerini sıkmasından gerildiğini anlayabiliyordum. "Şu sıralar sinirlerimi alt üst ediyorsun Burçin. Sesini kessen iyi edersin!"

"Seninle konuşmam lazım." dedim ve koltuğu gösterdim. "Oturur musun, lütfen."

OLANAKSIZ  #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin