Ben geldim.
Nasılsınız bakalım? Umarım çok çok iyisinizdir.Multimedia: Yeni kapaklarımız 😍 missisbb aittir. O çok güzel olan kitaplarına bakmanızı tavsiye ederim. Çok çok teşekkür ederim. 💙
Bölüm şarkısı: Emre Azaklar - Seni Ben Nasıl Saklarım
Sınır: 1500 beğeni, 1600 yorum
İyi okumalar.
2.Sezon 4.Bölüm: "Ateş'in aşkı"
~
Hayat bize hiç beklemediğimiz anda hiç beklemediğimiz şeyler getirebiliyordu. Beklentileri çok yüksek olan birisinin hayatı birden yerle bir olabiliyordu. Hayattan hiç beklentisi olmayan birisine ise hayat güzel şeyler çıkarabiliyordu.
Benim hayattan hiçbir zaman çok büyük beklentilerim olmamıştı. Anı yaşardım ben. Şu an yaşadığım andan keyif almaya bakardım. Sevdiğim insanlara sataşır, onları gıcık etmeye çalışırdım. Sevmediğim insanların da canını okurdum. Yani en azından bir zamanlar öyle yapardım. Şimdi her şey çok değişmişti.
Ben değişmiştim.
Otuz altı günde büyümüş, farklı biri olmuş gibi hissediyordum. Susuyordum, sorulan sorular karşısında bile sessiz kalıyordum. Kimseye sataşmıyor, abimle bile kavga etmiyordum.
Kendi kabuğuma çekilip, sadece düşünüyordum.
"Gelebilir miyim abiciğim?" İşte böyle oluyordu. Onu düşünmeme izin bile vermiyorlardı. Başımı onaylar anlamda salladığımda, abim içeriye doğru girdi. Yanıma oturduğunda, saçlarımı okşamaya başladı. Abimin bu hareketleri bana o kadar yabancıydı ki. Tüm bu olanlardan sonra abimin bana olan tavırları da fazlasıyla değişmişti. Sanki artık gerçekten bana kardeşiymişim gibi davranıyordu.
"İyi misin?"
Değilim. Hem de hiç iyi değilim.
"İyiyim," diye mırıldandım.
"Bugün kötü olmuşsun," diye soru sorar bir şekilde sorduğunda, anlayabilmiştim odama neden geldiğini.
"Bir haber var mı?" Sorusunu es geçerek kendi sorumu sormuştum.
"Hayır abiciğim bir haber yok." Serserimden yine bir haber yoktu.
"Tamam, yalnız kalabilir miyim? Uyuyacağım." Kararsızda gözlerimde baksa da yatağımdan kalkıp, odamdan çıktı.
Yatağıma uzanıp, gözlerimi kapattım. Bugün onsuz geçirdiğim, hasretinden öldüğüm otuz altıncı günümdü. Tam otuz altı gündür onsuz günlere uyanıyor, otuz altı gündür onsuz geceye gözlerimi kapatıyordum. Böyle yaşamak, onsuz yaşamak çok acıydı, çok.
Uyku beni derinlerine doğru çekerken, rahatsız bir uykuya doğru teslim ettim kendimi.
****
"Oho sen hâlâ uyuyor musun uykucu?" Beste yatağıma doğru atladığında, gözlerimi zorlukla açtım. Sanki göz kapağımın üzerinde tonlarca ağırlık var gibiydi. "Biz gidelim karneleri alalım hanımefendi hâlâ uyusun, ohh be keyfe bak." Yakarışlarını hafif bir tebessümle dinledim. Bugün 12'nci sınıfın ilk yarısı bitmişti ve ben karnemi almaya gitmemiştim bile.
"Nasıl olduğunu merak etmiyor musun karnelerimizin?" Sorduğu soruya boş bakışlarımla karşılık verdim. Merak edeceğim en son şey karnemde yazan notlarım olsa gerekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri 2
Teen FictionKolejdeki Serseri'nin devam kitabıdır. Ada, Ateş ve değişiklerin hikâyesi gidenler ve gelenleriyle buradan, yarım bıraktığımız yerden devam ediyor. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Hiç olmadığım kadar ihtiyacım var sana. Kokuna, se...