Bölüm 22: Yerdümen Eşkıyaları

1K 155 4
                                    

Ustam bir kaç saat dinlenip temizlenmiş, ve üniformasını birlik envanterinden yeni bir tanesi ile değiştirmişti. Bir süre daha Bay Remve ve Bay Mila ile havadan sudan sohbet ettikten sonra, beni eşyalarımı almam için üst kata göndermişti. Uyku tulumumu da almamı istemişti. İz sürmeye hemen başlayacağından, her uzunluktaki bir yolculuğa hazır olmak istediği belliydi. Aşağı indiğimde onu mutfakta diğer korucular ile otururken buldum. 

"Hazır mısın, evlat" diye sordu ustam.

"Evet, her şeyi topladım" dedim.

Elini, masanın üzerinde duran kendi keybesinin içine atarak, ipe benzer bir şey çıkardı. "Bunu sana aldım. Bir Murnasil kirişi. Kaliteli deri ve bağırsak kesitleri karıştırılarak üretilir. Bir yay için bundan daha bir kiriş bulamazsın" dedi ustam elindekini uzatarak.

"Ben... Teşekkür ederim Bay Fernar" dedim mahcup olarak.

Ustamın o hengame içerisinde hatırlayıp bir hediye getirmesi beni çok mutlu etmişti. 

"Bir ara ona uygun bir yay bulmamız gerek. Artık beylerin iznini isteyerek garnizona gitmemiz gerek" dedi masadaki koruculara bakarak.

"Hey, Marver. Kendi ustandan sıkılırsan, sana her zaman Dolan 'ın yanında bir yer var, ha" dedi Bay Remve gülümseyerek.

Adam şaka yapar gibi söylemişti ama gözlerinin içerisinde, söylediğinin bir parça doğru olduğunu dışa vuran hüzünlü bir yan da vardı. Bütün bu tanrılar ve kader işleri, iri korucu önemli bir şeydi. Beni sanki inançlarının fiziki bir kanıtı gibi göz önünde tutmak istiyor gibiydi.

"Merak etme, çırağımın sıkılmak için hiç vakti olmayacak. Seni temin ederim" dedi ustam Bay Remve 'ye gülümsemesine aynen karşılık vererek.

Birlik binasından ayrılıp, garnizona gitmek için kasabanın ana caddesine çıktık. Askerlerin konuşlandığı yapı, kasabanın güney tarafındaydı. 

"Yeni arkadaşlar edinmiş görünüyorsun. Seni geri almak için dövüşmek zorunda kalmadığıma sevindim" dedim ustam.

"Bay Remve ve Dolan yokluğunuzda dostça ve cömertçe davrandılar, usta" dedim. 

Uygun bir anda ustama, gösterdikleri ilginin asıl sebebini anlatmam gerekiyordu, fakat bu fırsatı henüz yakalayamamıştım. Birlik binasında çok az zaman geçirmiştik ve çevresi hep diğer korucular ile sarılıydı. Bu konuyu ayak üstü de konuşmak istemiyordum, o yüzden biraz daha beklemeye karar verdim.

"Çırağını bilmem ama Remve 'nin kafası değişik çılışsa da, dürüst ve yürekli bir adamdır. Böyle insanları dost olarak hayatında tutmak önemlidir" dedi ustam.

Küçük sohbetimizin eşliğinde aldığımız kısa yol, bizi çabucak garnizonun kapısına kadar getirdi. Kapıda yine iki adet asker nöbet tutuyordu.

"Ne vardı, korucu" diye sordu askerlerden birisi.

"Çavuşunuz birlikten kolcu talep etmiş. Hizmetlerimi sunmak için geldim. Bu da çırağım" dedi ustam resmi bir tonla.

"Golen, kolcu ve çıkarığını çavuşa götür" diye yanındaki diğer askere buyurdu. 

İkisi de rütbesiz askerlerdi. Birisi diğerine nasıl emir veriyordu anlamamıştım ama emri alan genç asker bir baş sallayış ile dış kapıyı açıp bizi daha önce de bulunduğum iç avluya kadar götürdü. Avluya vardığımızda, eğitim yapan benden fazla büyük olmayan genç askerler gördüm. Hepsi benim de sahip olduğum tahta eğitim kılıçları ile eşleşip, belirli formlarda saldırılar ve savunma hareketlerini tekrarlıyorlardı. Bizi bir bekleyişe bırakan asker, hızla eğitimi takip eden çavuşun yanına gidip bir şeyler söyledi. Başını çevirip ustamla göz göze gelen adam, eliyle bizi yanına çağırdı. 

EJDER RUH 1. KİTAPWhere stories live. Discover now