~2~ÇOK TATLI LAN!

Mulai dari awal
                                    

Oh my beynim, ne kadar da saçma cümleye maruz kaldın sen öyle! Tövbeler tövbesi.

Masal'la onlar için tamam ama bizim için ya he he anlamına gelen bakışlarımızı attıktan sonra ayağa kalkıp " Anne ben eve gidiyorum, yorgunum biraz." dedim. Bahaneler bahanesi. Annem onaylayınca Masal beni kapıya kadar eşlik etti. Ayakkabımı giyerken "Kanka yarın beni ara beraber gidelim." dedim

"Tamam kanka ararım."

"Peki, görüşürüz."

"Görüşürüz."

(Ertesi gün)

Sabah üzerimden alınan yorganla uyandım. Kimin aldığını düşünmeye bile gerek yok, tabiki de abim. Kapının kapanma sesinden sonra kalkıp lavaboya yöneliyordum ki telefonum çalmaya başladı. Ekrana bakınca arayanın Masal olduğunu gördüm. Telefonu açar açmaz söze girdi.

"Kanka 20 dakikaya bizim orda ol."

"20 çok az."

"15"

"25"

"10"

"15"

"20"

"Kabul."

"Kanka en başta da yirmi demiştim beni niye uğraştırıyorsun?"

"Yaa öyle mi oldu, pazarlık işini beceremiyorum ben."

"süren bitiyor. 19.59, 19.58, 19.57..."

Masal saymaya devam ederken telefonu yüzüne kapattım. 19 dakika sonra ölmezsem daha ölmem.

Telefonu masaya bıraktım kalkacaktım ki telefonumdan çok duyduğum ama nefret ettiğim o tanıdık ses geldi. Allah'ım ne olur işitme sorunu yaşıyor olayım.

Sakince telefonu elime alıp sakince ekranını açtım ve sakince gözlerimi şarj gösteren kısma çevirdim. Oh my şarj, sana ne oldu! %4 ne demek! Hiç vakit kaybetmeden şarja taktım, bakalım ne kadar dolacak. Telefonumla vedalaşdıktan sonra lavaboya gittim ve üzerimi giyinerek kahvaltıya gittim.

"Günaydın anne."

"Günaydın Güneş."

"Abim nerede?"

"Az önce çıktı."

"Tamam. Bende biraz atıştırıp çıkacağım."

"Tamam kızım."

Biraz yemek yedikten sonra kalktım. Anneme iyi günler dileklerimi sunduktan sonra koşarak odama gidip telefonumun şarjına baktım %12 olmuştu. Saate baktım 5 dakikam kalmıştı. Kahretsin ya! Neyse işlerimi Masal'ın telefonundan hallederim.

Ne olur ne olmaz diye telefonumu çantama attıktan sonra koşarak dışarı çıktım ve aynı hızla Masal'lara doğru ilerlemeye başladım. Biraz yaklaşınca yavaşladım ve Masal'ın parmaklarıyla konuştuğunu gördüm. Delirdi herhalde bizim kız. Biraz daha yaklaşınca sayı saydığını farkettim. Arkasına geçip ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım.

"47, 46, 45, 44, 43"

"Masal?"

"42?"

"42?"

"Güneş?"

"Efendim?"

"Geldin mi?"

"Yok evdeyim ama sesimi iki dakikalığına buraya yolladım."

"Tamam."

"Kızım bana dönsene niye arkan dönük konuşuyorsun?"

"Haklısın."

OH MY KOLEJTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang