17.BÖLÜM "BENDEN GİTME"

En başından başla
                                    

"Hadi ama Cemre, dinlenmen lazım."

Ellerimi benim kurutmadığım kendi kendine kuruyan saçlarıma geçirirken yeniden sıkıntılı bir nefes verdim. Nasıl çıkacaktım ki, adam beni çırılçıplak, anadan üryan bir şekilde görmüştü!

Nasıl gözlerinin içine bakacaktım?

Yanaklarım o anı hatırlayıp tekrar alev alev olurken saçlarımı tarayıp istemeye istemeye kapıya doğru ilerledim. Elim kapı koluna giderken içimde bir taraf bağırarak "Hayır," diyordu. Ama ne yapacaktım ki dışarı çıkmayıp kapının kilidi de yoktu.

"Güzelim hadi."

Tekrar Kuvars'ın sesini duymam elimi kapı kolundan çekmeme neden olurken adımlarım geri geri gitti, hayır yüzleşmeye hiç hazır değildim.

Dudağımı ısırıp tüm cesaretimle yeniden adımlayıp kapı koluna uzanırken Kuvars da aynısını yapmış olacak ki kapı benim gücümün çok çok üstünde bir hızla açıldı ve biz yeniden göz göze geldik. Bakışlarımı aceleyle kaçırıp içeriye doğru adımlarken Kuvars beni belimden tuttu ve ona dönmemi sağladı.

Ona bakmazken eli çeneme gitti ve çenemi yukarı kaldırdı. Yine bakışlarımı onun gözlerinden çekmeye çalışırken Kuvars sıkıntılı bir nefes verdi.

"Utanma benden." Aniden beni belimden tutup kucaklarken neye uğradığımı şaşırdım, bir an sonra kollarındaydım ve sımsıkı beni sarıyordu.

İyice yanaklarım kızarırken "Bir daha yürümek yok," diye kızdı bana. "Ne kadar süredir ayakta olduğunu biliyor musun, doktorunun uyarılarını asla dinlemiyorsun."

Başım onun kollarında olduğum için iyice dönerken kalp atışlarım inanılmaz hızlandı. Beni yatağa yatırdığı gibi ben hızla kalkarken bu hareketime yığılacakmışım gibi oldu, Kuvars'la göz göze gelmek, beni çıplak görmesi, bana utanma derken bile gözlerinin altında gezinen muzip tavırlar iyice mahvederken beni bilincim terk etti vücudumu.

Yatağa düşerken Kuvars "Cemre," diye bağırdı ama kendime gelemedim sadece gözlerimin ardındaki karanlığa mahkûm oldum.

***

"Neden böyle oldu?"

"Söylemiştim size Kuvars Bey, bazı komplikasyonlar HBO tedavisinde sonra görülebiliyor, yüksek ateş, havale, nöbet geçirme ya da bilinç kaybı gibi."

Birkaç ses daha geldi ama gözlerimi açamadım.

"İyi olacak, merak etmeyin, uyanır birazdan. Ama kendini yormaması gerekiyor. Biraz daha dikkatli olmak gerekecek."

Gözkapaklarım birbirine yapışmış gibi açılmazken kirpiklerim sanki daha da sertleşmiş gibi hissediyordum.

Başımda korkunç bir ağrı ve titreyen ellerle zar zor gözlerimi açtım. Aydınlık gözlerimi kısmama neden olurken ilk olarak başımda volta atıp bakışlarını bana diken Kuvars'a ve odadaki sağlık personelinden oluşan kalabalığa baktım.

"Uyandı." Bir hemşire benim gözlerimi açtığımı yanındaki doktora söylerken Kuvars iki adımda bana yaklaştı.

"Cemre, güzelim iyi misin?"

LALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin