10

2.7K 265 126
                                    

Umarım bölümü beğenirsiniz. Oy ve yorumları unutmayalım.

📱👤📱

Sabah olduğunda kurduğum alarmın çalması benü yerimden sıçratmıştı. Alarmı kapatım tam uyuyacaktım ki aklıma Caleb'ın gelmesiyle beraber hızla yattığım yerden doğrulup yataktan kendimi attım. Koşarak valizimde ki pantolon ve Caleb'ın aldığı kazağı, giyip küçük odadan çıktığımda annem ve babamın, hala film izlediğini görmüştüm.

Öksürüp saçımı toplamaya çalışırken "Ne zaman uyandınız?" dediğimde babam gülümser bir yüz ifadesiyle "Hiç uyumadık ki." demişti. Başımı sallayıp küçük adımlarla kapıya ilerlerken annem kaşlarını çatarak "Nereye?" diye sormuştu. Hızla kapı girişinde ki ayakkabıma doğru koşarak "Dışarıya." dediğimde babam anlamamış gibi "Buraya gelmek istemediğini sanıyordum." demişti. Omuz silkerek "Fikrimi değiştirdim. Burada olduğumuz sürece, sürekli yeni yerler keşfetmek istiyorum. Görüşürüz!" deyip kendimi kapıdan dışarı attım.

Ayakkabıları başladıktan hemen sonra dün, gittiğim restoranta doğru tüm gücümle koşmaya başladım. Uzun bir süre sokaklarda insanlara çarparak koştuktan sonra artık gücüm kalmayınca yavaşlamak zorunda kalmıştım. Telefonumun saatine baktığımda ise buluşma saatini çoktan geötiğini fark etmemle kendimi ilerlemek için, zorlamaya başladım.

Sonunda titreyen bacaklarımla restoranın önüne geldiğimde bir süre soluklandıktan sonra yavaşça kapıdan içeri girdim ve içeride ki yüzleri incelemeye başladım. Giriş katta bulunan insanlaron hiçbirini Caleb'a benzetemeyince bakışlarım merdivene kaymıştı. Geçen seferki gibi ikinci katta olabilirdi.

Merdivenlere yönelip çıkmaya bsiladığımda bu kez gözlerim takım elbise giyinmiş tüyler ürpertici adam arıyordu. Neyse ki aradığım şeyi bulamayınca biraz olsun rahatlamıştım. İkinci katta duran insanlarıda iş nceledikten sonra Caleb'ın burada olmayışı beni rahatsız etmişti. Ya daha gelmemişti, ya da terastaydı.

Yavaşça terasa çıkıp etrafı incelerken bir yandan da Caleb'ı yakalamış olabilecekleri ihtimalini, düşünüyordum. O zaman ne olacaktı? Muhtemelen Caleb'ı, önce dövüp, sonra belleği aldıktan sonra zevk için, belki uğraşır ve sonra öldürürlerdi. Telefon kayıtlarından bana ulsşma ihtimalleri olabilirdi. O zaman bana ne olurdu?

Başımı sallayıp bu düşüncelerden kurtulduğumda terasın, en köşesinde, kolay fark edilmeyen, hatta manzarası bile olmayan bir köşe fark etmiştim. O yönü görebilmek için, birkaç adım attığımda Caleb ile karşılaşmıştım. Fark edilmemek için montunu bsşını örtecek şekilde üstüne atmış, güneş gözlüğünü takmış, sabırsızca bekliyordu. Elimde ki telefonu sıkarak ona yaklaşmaya başladığımda beni fark etmiş gibi bir anda doğrulmuş, ardından etrafımıza bakındıktan sonra ayağa kalkıp bana yaklaşmıştı. Yeterince yaklaşınca bir anda bana sarılmasıyla şaşkınlıkla donup kalmıştım. Birkaç saniyeyi almayan sarılmasının ardındam beni bırakıp hızla masaya geri yönelirken "Hala güvende olmana sevindim." demişti . Ses tonu o kadar kötüydü ki sanki tüm gece uyanık kalmış gibiydi.

Karşısına oturup kollarımı sararken "Ne olduğunu anlat." dedim. Az önce masaya koyduğu montunu benim omuzlarıma yerleştirsikten sonra gülümsemeye çalışarak "Dün bir mesaj aldım." demişti. Elimi sallayarak "Bunu biliyorum. Mesajda ne yazıyor?" dediğimde telefonu bana uzatarak "İşte. Kendin gör." demişti.

Bir süre şüpheyle ona baktıktan sonra telefona uzandım ve kilidini açtım. İlk fark ettiğim telefonun hagtını çıkartmış olduğuydu. Mesaj kutusuna girdiğimde ise büyük ve kalın harflerle "Joshep Michael." isimli birisiyle yapılan bir konuşmanın daha olduğunu fark etmiştim. Mesajı okumak için açtığımda oldukça kısa ve tek taraflı bir konuşma olduğunu, fark etmiştim. Caleb'ın, bu, kişiye mesaj atma imkanı yoktu.

Bilinmeyen KullanıcıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora