Bölüm 39 - Kayıt

6K 659 209
                                    

Bölüm 39 - Kayıt

Mateusz Niemczyk yağmura aldırmadan koşmaya devam etti. Ayakları su birikintilerine girip çıkıyordu. Neyse ki giydiği askeri üniformanın bir parçası olan botlar en azından ayaklarının kuru kalmasını sağlıyordu. Gerçi ayakları ıslansa bile bunu umursamazdı. Şu anda zaten yanlış giden pek çok şey vardı. Sırılsıklamdı, üşüyordu, açlıktan midesi kazınıyordu, doğru yolda olduğundan emin değildi ve en önemlisi, arkadaşları hâlâ tehlikedeydi.

Ücra Köşe denen yerden apar topar çıktığından beri koşuyordu. Ne kadar olmuştu, bilmiyordu. Kimseye görünmemek için elinden geleni yapmıştı. Binaların gölgelerinden ilerlemiş, karanlığın paltosuna gizlenmişti. Şimdiye kadar iyi iş çıkarmıştı. Yolun geri kalanında da böyle olursa kısa zamanda, güven içinde varırdı. Tabii, önce yolu bulabilirse.

Durdu ve bir binanın çıkıntısında gizlenerek bir müddet soluklandı. 'Ne kaptan ama, bir pusulası bile yok!' diye düşündü ıslak betona yaslanırken. Rotasız gemisini fırtınalı denizlere öylece bırakmıştı ve gözü pek bir şekilde bilinmezliğe doğru açılmaya devam ediyordu. Korkması gerekiyordu belki ama o, ilginç bir şekilde, kendini yürek yemiş gibi hissediyordu.

Kendine hayret ediyordu aslında. Bu kadar fevri davranmak onun huyu değildi. Karar vermeden önce her zaman bir adım geri çekilir, resme bütünüyle bakar, enine boyuna düşünürdü. Eksileri ve artıları tartardı, olasılıkları hesaplardı, plan yapardı sonra da. Hatta işlerin beklediği gibi gitmemesine karşı her zaman yedek planı olurdu. Ama o gün en mükemmel plana bile güvenemeyeceğini öğrenmişti. Yaşadıkları ömrünün geri kalanı boyunca yakasını bırakmayacak ve o, sürekli o gün her şey plana göre gitseydi ne olurdu diye merak ederken bulacaktı kendini. Kapıya gitmekte gecikmemiş olsalardı, Ivan ve Lucia oraya hiç gelmeseydi ve kardeşi düzeneği değiştirmemiş olsaydı ne olurdu? Olmamıştı işte. Sonuçta planı başarısızdı ve hiçbir yedek plan, ne de onların yedeği Lucia'yı kurtarmaya yetmemişti.

Bu yüzden artık planlara bel bağlamıyordu Mateusz. Bir planı olmadan dışarı atılmışken başına gelebilecekler onu ürkütmüyordu. Hatta kendini Ücra Köşe denen o yerde olduğundan daha güvende hissediyordu şimdi. O insanlara güvenememişti. Neticede kendilerinden başka bir şeyi düşünmeyen bir avuç Ocrialı'dan fazlası değillerdi. Aslında Mateusz onların esir alınan Uyananlar'a yardım etmek istediklerini de düşünmüyordu. Çünkü orada bulunduğu süre boyunca gevezelik ederek vakit kaybetmek dışında bir şey yaptıklarına şahit olmamıştı. Uyananlar'ı kurtarmaya gerçekten niyet etmiş olsalardı çoktan harekete geçerlerdi, tıpkı şimdi kendisinin yaptığı gibi.

Bu düşünceyle tekrar koşmaya hazırlandığı sırada gözü bir afişe takıldı.

Katil terörist Mateusz Niemczyk. Bu adamı gördünüz mü?

Karşısındaki metruk binanın göçen duvarından kendisine bakan yine kendisiydi. Ağır ağır ilerledi, afişin önüne gelince durdu. Fotoğraf hareket ettikçe midesi kasıldı. Bunun çekildiği günü dün gibi hatırlıyordu. İkinci bölge başkanı oluşu resmileştikten hemen sonra, Hükümet Sarayı'ndaki yöneticiler koridoruna asılması için çekilmişti. Çekim boyunca erkek kardeşi nasıl poz vermesi gerektiğine dair emirler yağdırıp durmuştu.

'Başını kaldır! Şimdi sert sert bak! Hayır, hayır, yapamıyorsun!'

Onu tatmin edecek kadar kibirli görünememişti bir türlü. Fotoğraftaki pozu elinden gelenin en iyisiydi, yine de kardeşi için yeterince iyi değildi. Yaptığı hiçbir şey onun için yeterli olmamıştı ki. Ne arkadaşları, ne derslerindeki başarısı, ne askeri mevkisi, ne yetenekleri, ne de kendisininkiyle taban tabana zıt olan yönetim biçimi... Hazırladığı patlayıcı düzenek bile yetmemiş olacak ki gidip onu daha büyük olanıyla değiştirmişti.

A0023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin