iki, elzem ayrılık.

4.6K 371 69
                                    

"Ucum yok, bucağım yok.
Saklımdasın ey yar, haberin yok.
Yıllar geçti, sönmedi ateş,
Yanıyorum ey yar, haberin yok."

"Yanıyorum, haberin yok." diye mırıldandım kendi kendime. Şarkının sözleri o kadar içime işliyordu ki, utanmasam gözyaşlarımı dökebilirdim. "Kardeşim, sen durduk yere içmezsin. Hayırdır, aklına mı düştü yine?" Elini omzuma koyarak konuşan Serkan'a çevirdim bakışlarımı. Şu adamdan başka adam akıllı hiç kimse yoktu hayatımda. "Aklımdan çıktığı mı var?" diyerek rakı bardağını dudaklarıma doğru götürdüm. Serkan'ın da bana acıdığını biliyordum ama ben acınacak halde değildim. İçim yanıyordu ve devası yoktu. "Dün gece bana gülümsedi." Hafifçe gülerek söylediğim şey karşısında dudaklarını kıvırdı. "Sizin yangınınızı kimse söndürmedi biliyorsun değil mi? Hala şuranızda ve alev alev yanmaya devam ediyor." Fısıltılı bir sesle söyledikleri karşısında gözlerimi masaya diktim.

"Bizim üzerimize toprak attılar Seko. Alevimiz sadece bizi yaktı."

Gözlerini yumdu ve bir süre düşündü. Serkan ikimizin de can yoldaşı gibiydi. Dışarıdan Serter'e daha yakın gibi dursada arkamda her zaman onun varlığını hissediyordum. "İnsan gibi konuşmuyorsunuz ki oğlum, bir konuşsanız tüm düğümünüz çözülecek." dediğinde alaylı bir kahkha döküldü dudaklarımdan. Uzun zamandır Serter ile düzgün bir diyaloga girdiğimiz söylenemezdi. Bunun sebebi her ikimizden de kaynaklanıyor olsa da her zaman daha soğuk olan taraf Serter idi. O, benimle insan gibi konuşmak yerine ölmeyi tercih edebilecek bir yapıdaydı. "Sen buna mümkünat veriyor musun gerçekten Seko? Adam beni gördüğü an savaş kılıçlarını çıkartıyor, anasını satayım." diyerek bir dal sigara yaktım. Söylediğim şeye güldü ve kafasını iki yana doğru salladı. "Aslında Serter de..." Sözüne devam edecekti fakat zil sesi buna engel olmuştu.

"Kim lan bu saatte?" diye sorduğumda omuzlarını kaldırıp indirdi ve yerinden kalkarak kapıya doğru yöneldi. Gözlerimi kapıdan çekerek elimde salladığım rakı bardağına odaklandım. Suyla karışık olan sıvı hareketlerimle birlikte çalkalanıyordu. "Kardeşim hoşgeldin, hoşgeldin de bir arasaydın keşke." Serkan'ın gergin sesiyle gelenin kim olduğunu anlamıştım. Kısa bir süre gözlerimi yumup açtıktan sonra derin bir nefes doldurdum ciğerlerime. Bakışlarımı kapıya doğru çevirdiğimde Serter'in çoktan içeriye adımlamış olduğunu ve sert ifadesiyle bana baktığını görmüştüm. Sert bir soluğu burnumdan verdikten sonra sigaramı söndürdüm ve elimdeki bardağı masaya bırakarak ayaklandım.

Dikkatli bir şekilde her hareketimi izlediğini biliyordum. Gözlerimi ona değdirmemeye çalışıyordum. Yalpalayarak yürüye yürüye kapıya doğru ilerledim. "Lan, nereye gidiyorsun bu halde?" Serkan'ın sorusunu es geçerek omzunu sıktım ve az önce kapanan kapıyı yeniden açtım. "İçeri geç, ben giderim." Baygın sesini duymamla birlikte omzumun üstünden ona doğru baktım. "Siktir git, Serter." dedikten sonra kendimi dışarıya attım ve arabama doğru ilerlemeye başladım. "Aptal, bu halde mi kullanacaksın?" Kolumdan sertçe çekip bedenimi kendine doğru çevirdiğinde göz devirdim. Neden beni önemsiyormuş gibi davranıyordu ki? "Sanane lan, seni niye dertliyor?" dedikten sonra kolumu elinden kurtardım ve tekrardan arkamı döndüm. "Ulan şeytan diyor bırak gitsin ama yapamıyorum işte." diyerek kolumu tekrar çektiğinde sabrım taşmıştı artık.

Serbest olan kolumu gerdim ve çenesine sert bir yumruk geçirdim.

"Lan, kafayı mı yedin?" Serkan'ın sesini duysam da umursamıyordum. O bunu hak etmişti. Üzerimde egemenliğini kurmasına izin veremezdim. "Bir daha bana karışma." diye konuştum yüzüne doğru. Bakışlarım gözlerinden kayarak dudağına doğru düştüğünde kırmızı sıvının alt dudağından aktığını görebilmiştim. Kafasını yana doğru çevirdi ve sertçe yutkundu. Bir şeyler düşündüğünü biliyordum. "Karışmam. İçeri geç, siktir olup gideceğim ben." diye fısıldayarak konuştuğunda derin bir nefes doldurdum ciğerlerime. Attığım yumruk için çoktan pişman olmuştum bile. Kafamı sallayarak onayladım onu. "Oğlum madem kabul edecektin, niye patakladın çocuğu?" Serter, Serkan'a doğru sert bir bakış attığında Serkan omuzlarını kaldırıp indirdi. "Yemin ediyorum, sizi çözemiyorum." diyerek eve doğru yürüdü ve içeriye girdi.

Serter | KompleksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin