Medya: Olivya Kaln ❤ Brayn Estavan
"Benimle dalgamı geçiyorsunuz?! Şu an karşıma geçmiş bana 'biz vapmiriz'diyorsunuz ki,bu tam bir saçmalık. Sonra üstüne 'sen bir vampirsin' diyorsunuz buda saçmalığın daniskası. Birde hoşgeldin mi diyorsunuz?!" yüksek sesle deyip sağ elimi saçlarımdan geçirdim ve derin bir nefes almaya çalıştım. Evet çalışmıştım çünki nefes alamıyordum. İşte bir kez daha gerçekler yüzüme tüm sertliğiyle çarpmıştı. Ne kadar inkar etsem, bu olanların gerçekliğine inanmak istemesemde gerçekti işte! Nefes alamıyordum olmuyor,yapamıyordum. Kalbim atmıyordu. Yaşıyordum ama kalbim atmıyordu buda tam bir ironiydi. Elimi enseme götürdüm ve hafiften masaj yapmaya çalıştım gerginliğimi almak için.
"Bak Olivya seni anlıyorum." diye cümlesini başlayan adamın lafını histerik bir kahkaha attarak ve yüksek sesle konuşarak böldüm.
"Anlıyormusunuz?!! Beni anlayamazsınız ki. Bu mümkün değil. Benimşu an yaşadıklarımı ve ya hiss ettiklerimi anlayamazsınız. Siz insan kanıyla beslenen yaratıklarsınız ve banada 'sende bizim gibisin' diyorsunuz. En büyük gerçeği ben size söyleyeyim o zaman!Kafayı sıyırmışsınız,delirmişsiniz siz! Ben gidiyorum!!! deyip arkamı döndüm ve dönmemle "Dur!!!" diye gürleyen sesle ayaklarım sanki benden bağımsız bir şekilde haraket etmeyi bıraktı. Beynim ayaklarıma devam etmesi gerektiğinin komutunu vermişken "Sakın bir adım daha atma küçük hanım." deyince sinirle arkamı döndüm. Karşımda 1.90 boylarında sarışın,ela gözlü simsiyah giymiş bir adam duruyordu bütün heybetiyle.
"Sen bana mı dedin?"
"Evet. Hiç bir yere gitmiyorsun."
"Olivya önce bir konuşalım." diyerek dikkatimi çekmeye çalışan Calvini umursamayarak karşımdaki adama bakmaya devam ettim.
"Buna senmi karar veriyorsun?" dedim alayla.
"Evet." O kadar otoriter bir ses tonuyla söylemiştiki yanına birde o korkutucu bakışları eklenince yutkundum.
"Ve konuşmana dikkat et! Çünki karşında ESTAVANLAR var!"
"Sizin ne ve kim olduğunuz umrumda bile değil. Ayrıca kiminle nasıl konuşacağıma da ben karar veririm. Burada hayatı mahv olan sen değilsin,benim! O yüzden kapa şu lanet çeneni!!!"
Diye bağırdığım anda boğazımı sarıp,belkide on beş metre uzaklıkta durduğum duvara sırtımı çarptı. O an acı hiss etmediğim için bir kez daha lanet ettim. Yaşayan bir ölüydüm resmen. Karşımda sinirden gözleri korkutucu bir şekilde maviye dönen adama baktım. Boğazımın üzerindeki eliyle biraz daha baskı uyguladığında kafamı koparacak zann ettim. Ki bence bu onun için hiç sorun olmazdı."Tamam bırak Brayn! Eminim artık bizimle o şekilde konuşmayacaktır." diye konuşan " Calvinin sesini duydum. Ama boğazımı sıkan eller biran bile olsun gevşememişti. Nefessiz kalmaktan korkmuyordum,malum zaten nefes alamıyordum. Ama kafamı koparıcakmış gibi bakıyordu,bu yüzden onu daha fazla sinirlendirmek istemiyordum. Buda sanki biraz önce onlara kafa tutan,yeri göyü inletecek bir şekilde bağırarak konuşan ben değilmişim gibi şimdi sessiz sakin,kıpırdamadan durmamı sağlıyordu. Sağ tarafta hiss ettiğim haraketlilikle o yöne baktım. Patric yanımıza gelip elini boğazımı saran ellerin üzerine koydu.
Hadi bırak artık Brayn. Konuşup ona olanları anlatmalıyız, bu yaşadıkları kolay atlata bileceği şeyler değil." dediğinde bir süre gözlerimin içine baktı boğazımı bırakmadan. Sonra ise yüzünü kulağıma yaklaştırıp"Bir daha sakın sesini yükseltme. Çünki o zaman seni elimden kimse alamaz." deyip bir anda gözden kayıp olub Calvinin yanında belirdi, fazlasıyla hızlıydı. Bense olduğum yerde durup biraz önce yaşananları sindirmeye çalışıyordum. Yan tarafımda duran Patrice minnetle baktım. İki adım atıp arkamı döndüm ve biraz önce çarptığım duvarda gördüğüm oyukla yutkunarak şok içerisinde Patrice döndüm. Omzunu silkip
"Bazen hızını ve gücünü ayarlayamıyor. Özelliklede sinirlendiğinde." Başımı onaylamazca sallayıp biraz önce durduğum yere döndüm.
"Onun adına özür dilerim, biraz sert davrandı." diye konuşan Calvin'e inanamayarak baktım. Biraz mı?! Çarptığım duvarda oyuk açılmıştı resmen ve o yaratığın yerine Calvin özür diliyordu. O özürü o yaratığın dilemesi gerekiyordu. Düşündüklerimi söylemek için ağzımı açmıştım ki
"Ben ondan özür falan dilemeyeceğim ve sende hiç zahmet etme Calvin. Sonuçta birinin ona ESTAVAN'larla özelliklede benimle yüksek sesle ve bu tarzda konuşmaması gerektiğini ona öğretmesi gerekiyordu."diye konuşan adamla sustum. Bu gün kesinlikle sınırlarımı zorluyorlardı.
"Ayrıca orada kanı koparmamamın nedeni amcan o yüzden ayağını denkal."
"Amcam mı?" diye sorduğumda sorumun havada kalmasını sağlayan duyduğum cümle oldu.
"Birde çıkacak savaşta ona ihtiyacimız olduğu için. O savaştan sağ çıkmamızı sadece o sağlaya bileceği için."
621 kelime😄
Merhaba arkadaşlar bu sefer bir alıntıyla geldim. Diğer kitabımda 4 bölümden sonra paylaşmıştım ama bu sefer sizlere daha erken gelecekten spoiler vermek istedim😀.
Peki sizce Brayn ve Olivyanın karşılaşması nasıl?Gelecekte onları ne gibi olaylar bekliyor?
"Kitabımı kütüphanenize eklemeyi,bana oy ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen😍
Seviliyorsunuz canlarım😗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Üçgen {VAMPİR}
Vampire"Geceleri uyuyamayan insanların, sabaha sığdıramadığı dertleri vardır" derler. Doğruymuş bu deyim gerçektende geceleri uyuyamayan insanların,sabaha sığdıramadığı,içinde hiç kayıpolmayan sıkıntıyı,yanlızlık hissini atamadığı ve sanki gündüz yetmiyorm...