'Karanlık'. Ne garip bir kelime dimi? Bu kelimeyi sarf ettiğinde bile aslında insanın içini bir ürperti sarar. Korkarsında aslında. Karanlık bir alana girdiğinde önce korkarsın ama bir süre sonra gözün alışır görmeye,ardından yürümeye başlarsın.
Ama bazı insanlar alışıktır karanlıkta yürümeye. Çünki onlar karanlıkta doğmuş,karanlıkta büyümüştürler. Kalpleri,akılları karanlıktır onların. Hayatı her zaman karanlık olarak görmüş ve tanımıştırlar. Bu yüzden hayatı hep karanlık olarak tanımlarlarya.
Bende korktum,kendimi çaresiz hiss ettim. Ama sonra alıştım çünki hayatı tüm gerçekliğiyle kabullenmek gerekir yoksa yenilir, yeryüzünden sanki hiç yaranmamış,hiç yaşamamış gibi silinip gidersin. Bu yüzden bende alıştım kendi karanlığıma, bende alıştım kendi gerçeğime. Hiç bir zaman var olmamış gibi yer yüzünden silinmemek için savaştım. Bu yüzden alıştım ben yeni hayatıma.Büyük bir ikilemdeydim. Bir 'İNSAN' mıydım? yoksa 'SOĞUK OLAN'mı?
'Gerçek dünya' ve şu an yaşadığım 'Gerçek dışı dünya' arasındaydım.
Hangisinin gerçekliğine inanacaktım???* * *
Sıradan bir vampir hikayesi gibi yani 'sıradan normal hayatı olan bir insandım.18 yaşıma bastığımda öğrendiğim şeyle hayatım mahvoldu artık normal bir insan değilim' diye başlamayacağım.Evet yaşadığım şeyler normal şeyler değil ama hayatımın mahv olup olmadığından emin değilim. Size her şeyi en başından anlatacağım.Bu hayat serüveninde yaşadığım her şeyi okuyup benimle tekrar yaşamaya var mısınız?!
* * *
Adım Olivya Kaln 18 yaşındayım (daha doğrusu 18ime 2 ay sonra basacağım).Küçük çekirdek bir ailem var. Babam Jack kalın annem Lucia Kaln ve küçük kız kardeşim Teresa. Küçük dediğime bakmayın benden sadece 2 yaş küçük ve inanın benden daha çok şey biliyor. Galiba bu onun fazla sosyal ve meraklı olmasından kaynaklı. Çok fazla sosyal bir insan değilim hatta bazen Teresa 'Oli çok asosyal birisisin seninle kardeş olduğumuzu inanamıyorum' diyor. Babam bir iş adamı annem de zamanında İngilizce öğretmenliği okumuş maddi bir sıkıntımız olmadığı için şimdi çalışmıyor yani bir ev hanımı anlayacağınız. Küçüklükten beri birlikte büyüdüğüm kardeşim,ailem diyebileceğim bir arkadaş grubumuz var sadece.Brenda,Kayla Gabriella,Jeff ve Tommy. Kayla aynı zamanda kuzenim olur küçüklükten beri hep birlikteyiz aynı okulda okuduk.Hep birlikte toplanıp konuşmaya,dertleşmeye şakalaşmaya ve olmazsa olmazımız voleybol oynamaya bayılırız tabii ben uzun bir süredir onlara çok sık katılamıyorum çok fazla çalışıyorum bu aralar.Kafamı kitaplardan kaldıramadığım bir buçuk yıl oldu herhalde.Zaten genelde çalışkan bir öğrenciydim grubun,sınıfın en çalışanıydım ama bu bir buçuk yılda okulun bile en çalışkan öğrencisi oldum.Beşinci sınıftan beri bir hayalim vardı 'Queen Mary Londra' Üniversitesi'ne girebilmek öğretmenlerim bu hayalimi öğrenince ve kararlılığımı görünce benimle fazlasıyla ilgilenmeye başladılar. Hepsi kendi alanında bana yardımcı olmaya çalıştılar ve işte her şey bitti Okulu bitirdim bir buçuk yıldır çalıştım, başvurumu yaptım ve sınavlarımı verdim. İşin en can alıcı kısmındaydım artık."BEKLEMEK" sadece cevapları bekliyordum aslında bekliyorduk. Ben,ailem,arkadaşlarım ve hatta öğretmenlerim bile sonucu bekliyorduk.Hepimiz bilgisayarın başında toplanmış bir bildirimin, mesajın veya postun gelmesini bekliyorduk.Annem" Ee hani gelmedi bu mesaj?!" Deyip derin bir nefes verdi.
" Anne gelir birazdan." Kayla
" Kuzen sen cevapların bugün geleceğinden emin misin?!"
"Aaa eminim.Alın işte kağıt burada 9 Ağustos 2018 yazıyor." Gerçekten gerilmeye başlamıştım.Neydi bu şimdi yoksa sınavı geçemediğim ve üniversiteye alınmadığım için mi gelmiyordu mesaj?!.sinirle oflayıp bilgisayarın önünden kalkmıştım ki duyduğum bildirim sesi ile bir anlık duraklasam da hızla yerime oturdum. Bilgisayara öylece bakarken Jeff'in
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümcül Üçgen {VAMPİR}
Vampire"Geceleri uyuyamayan insanların, sabaha sığdıramadığı dertleri vardır" derler. Doğruymuş bu deyim gerçektende geceleri uyuyamayan insanların,sabaha sığdıramadığı,içinde hiç kayıpolmayan sıkıntıyı,yanlızlık hissini atamadığı ve sanki gündüz yetmiyorm...