"Abla evin yoh mu?"

"Yok gibi mi görünüyor canım?"

"Ozaman bu suğukta niye böle durmuşsun?"

"Hastanede canım sıkılmış olamaz mı?"

"Abla bişey surabilir miyim?"

"Ay sen izin almayı da mı biliyordun?" dediğinde hep birlikte gülüştüler

"Abla kussura bahma vala merah."

"İyi sor bakalım. Sorma desem susacan sanki de" kıkırdaşmaya devam ettiler

"Abla vala kızmah yoh" dediğinde Melahat gözlerini 'söyle artık' der gibi iri iri açtı

"Abla sen kendine akkıl hastanesinden kaçmadın işallah." gülüşünü bastırmaya çalışarak "böle bicamaylan çıkmışın."  diyen çocuğa Melahatin numaradan öfkelenmiş bakışları üzerine büyük bir kahkaha attilar.

Kahkahanın etkisiyle omzundaki yara kendini acı bir şekilde hatırlattı ve acının şiddetiyle Melahat iki büklüm kaldı.

Nezih olduğu yerden bir hışımla çıkıp Melahatin başında merakla üşüşen çoçukları kenara iterek

"İyi misin?" diye sordu telaşla.

Duyduğu sesle vücuduna acının yanında korku da yayılmıştı artık.

"İ-iyi....." derken Nezihin kollarına yığıldı. Nezih onu kucaklayıp arabaya nasıl götürdüğünü ve kaza yapmadan hastaneye nasıl vardığını bilmiyordu. Acilden içeri girerken bir yandan bağırmaya başladı

"Acele edin! Hemen! "

Melahate müdehale ederlerken yanlarında durmayı isteyecekti neredeyse. Neden bu kadar telaşlandığını bilmiyordu fakat adımları birbirini kovalarken içeriden gelecek iyi haberi duymadan oradan gidemeyeceğini anlamiştı.

"Sadece bayılmış. Kesinlikle mühim birşey yok istediginiz zaman eve götürebilirsiniz Nezih bey. İyi beslenmeye ve uzun bir istirahate ihtiyacı var"

Kafasını olumlu anlamda salladı ve derin bir nefes alarak Melahatin odasına girdi.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun. Buradan kaçarken aklında ne vardı?"

"Ben kaçmadım."

"Hastane parasını ödemeden buradan ayrıldın." bulduğu bu bahane için içinden kendine kocaman bir aferin verdi.

"Akşam dönecektim belki de ne biliyosun? Canım sıkılmış olamaz mı?"

"Ne biliyosun mu? Pardon da tinercilerle vakit geçirebilmek için mi kaçtin?"

"Değiller."

"Ne değiller?"

"Tinerci."

"Kim tinerci?"

"Evet kim tinerci?"

"Yeter!"

"Bağırma bana! " aniden bağırınca omzuna bir ağrı saplandı ve "Aghhh!" diye inledi.

"Tamam tamam sakin ol. Lanet olsun başıma bela oldun!"

"Defol odamdan!"

Duyduğu sözler ile siniri tavan yapan Nezih iki adımda Melahatin burnunun dibine kadar geldi ve ölümcül bir ses tonuyla

"Bana bak kızım. Bu hastane bana ait. Yattığın yatak bana ait. Giydiğin gecelik bana ait. Parasını bile ödemeden kaçtığın odadan kimi kovduğuna dikkat et." dedi ve aceleci tavırlarla odadan çıktı.

MELAHAT-Bir Dügün ŞarkıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin