6-Uras'ın Teklifi

14.2K 397 12
                                    

İlerleyen saatlerde, Özge, Uras'ın Tuğçe'yi uğurlayışını duydu. Kapının kapanışını, ve kilitlenirken çıkan tak, tak seslerini ve anahtarı çıkartıp cebine koyuşunu. Her anı duymuştu veya hayal gücünün yardımıyla duyduğunu düşünüyordu. Birden bütün ses kesildi. Özge sonunda çöktüğü sert zeminin üzerinden kalktı. Poposu fena uyuşmuştu. Odadan çıkmak istiyor ama bir yandan da buna cesaret edemiyordu. Yeniden ayak seslerini duyunca kulağını kapıya dayadı. Ayak sesleri, sonunda Özge'nin bulunduğu oda olan koridorda yükseliyordu. Kalbi hızla atmaya başladı. Uras geliyordu. Kapıdan bir kaç adım geri çekildi ve açılmasını bekledi.

Uras kapının diğer tarafında duruyordu. Tuğçe'ye sakin olacağına dair söz vermişti. Bu yüzden bir süre bekleyip iç sesini dinledi. Özge'ye zarar vermek istemiyorsun. Özge'ye zarar vermeyeceksin! Sadece konuşacaksınız. Özge bir an acaba yanlış mı duydum düşüncesiyle kapısını açmaya yeltendi tam bu sırada Uras'da kapının diğer tarafında aynı şeyi yapıyordu. Kapı açma anı aynı anda gerçekleşince Özge hemen irkilip bir iki adım geri kaçtı. Onun böyle ürkek davranması Uras'ı daha çok teşvik ediyordu. İçinde yükselen büyük bir ihtiyaç vardı. Özge'ye dokunma ihtiyacı. Bunu onun rızasıyla yapmak istiyordu ama kibar olamayan bir adamdı. Romantik ise hiç olamazdı. Yirmi yedi yıldır hiç böyle davranması gerekmemişti. Korkusuz,kavgacı ve kaba olmayı öğrenmişti. Sert bir duruşa ve acımasız bir karaktere sahip olmanın erdem olduğu bir ailede büyümüştü.

"Sana sabah ne dedim ben?"

Özge sessiz kaldı.

"Akıllı olmazssan sana neler yapacağımı da göstermiştim."

Özge odanın Uras'tan en uzakta kalan köşesine sinmiş öylece duruyordu.

"Şimdi sana iyi bir ders vermem lazım değil mi? Çünkü sen bana pislik herif dedin. Öyleyse sana pislik herif tabirine yakışır bir şekilde davranmalıyım!"

Ağır adımlarla Özge'ye yaklaştı. İşte yine ufak bir serçe gibi hızlı nefes alıyordu. Göz bebekleri büyümüş öylece Uras'ın koyu renk gözlerine bakıyordu. Bu kız tamamen onun insafına kalmıştı. Uras sakin ve kibar davranmaya çalışsada karakteri bu isteğinin önüne geçiyordu. Özge'nin karşısında korkutucu tavrını kontrol edemiyordu. Özge titreyen sesiyle "Halbuki sana yardım ettiğim gece ne kadar iyi birisiydin!" dedi. Uras birden durdu kaşları çatık bir şekilde sen ne demek istiyorsun bakışı attı. Özge devam etti. "Senden bile güçlüleri var demek ki! Sana da kötülük yapabilecek birisi var." Özge de saçmaladığının farkındaydı. Cümlelerini mantıklı kuramıyordu. Korkuyu ve heyecanı aynı anda yaşıyordu. Uras yatağın üstüne oturdu ve yanındaki boşluğa eliyle vurarak "gel" dedi. "Böyle iyi" Uras ters bir bakış fırlattı ama ısrar etmedi. "Peki, o gece nasıl o hâle geldiğimi merak ediyor musun? Bana kimin öyle zarar verebileceğini?" Özge'nin gözleri merakla parlamıştı. Aceleci bir şekilde başını sallayarak "evet" dedi. Uras hemen cevapladı.

"Babam"

"Ha?"

"Şaşırdın değil mi? Muhtemelen senin baban sana çok değer veriyordur."

Sıkıntılı bir sesle devam etti. "Neyse ayakta dikilmen beni rahatsız ediyor oturmassan anlatmayacağım" Özge yatağa az önce gösterdiği yere oturdu. Uras kıkırdadı "Gerçekten merak ediyorsun değil mi?" Özge'nin dudağıda belli belirsiz bir gülümsemeyle kıvrıldı. "Benim babam gibi adamların evlatlarının kendi hayatları olmaz. Babaları ve onların kararları olur. Babamın kararlarını koşulsuz ve sorgulamadan uygulamam gerekir. Yağmurun sel olduğu o geceye kadar da hep öyle yaptım." Özge sessizce yanında konuşmasını dinliyordu. Böyle biri olmasının sebebi babası olmalı diye düşündü. Uras sessiz kalınca gözlerini ayaklarından Uras'a çevirdi. Devam etsene dermişcesine baktı ama sesini çıkartmadı. "Sonunda kendi isteğinle gözlerime bakabildin" Özge'nin beyaz yüzü hemen pembeleşti. "Anlatacak mısın?" diye sordu. "O akşam babam bana 'Uras bu akşam baba-oğul yemek yiyelim hatta rakı içelim!' dedi. İçimden bir ses beni hemen uyardı. Bu işte bir bit yeniği vardı! Baba-oğul tabiri bizim aramızdaki ilişkiye pek uygun değildi ve babamın ağızına hiç yakışmamıştı. En sevdiği restoranda yerlerimiz hazır masamız kuruluydu." Özge bir an önce bu detayları atlamak istercesine "Senden ne istedi?" diye sordu. "Evlenmemi" Özge sesli bir şekilde yutkundu. "Hem de kendinin hamile bıraktığı bir kadınla" "Yuuhhhh" Özge bu istemsizce verdiği tepkiden sonra utanarak eliyle ağzını kapattı. "Bunu asla yapmayacağımı söyledim. Tabi ki bana ağızına gelen her lafı söyledi. Reddetmek gibi bir seçeneğim olmayacağınıda net olarak belirtti" Uras hızlı bir şekilde iç çekti. "O kadınla evlendiğim gün kadınıda karnındaki piçide öldüreceğimi söyledim" Özge'nin tüyleri ürperdi. Hamile bir kadını öldürmek? Bu kötülüğün en üst seviyesi olmalıydı! "Bana öyle bakma, bunu yapmaya bende bayılmazdım" dedi ve devam etti. "Bu tehditim üzerine babam beni evlendiremeyeceğini anladı fakat ilk kez ona itaatsizlik etmiştim. Sana bunu ödeteceğim dedi ve yalancı güler yüzüyle restorandan çıktı. Ben çıktığımda ise dört tane adamı beni bekliyordu. Bana kusura bakmayın Uras Bey diyerek giriştiler. Adamlardan hiç birine karşılık bile vermedim. Eğer bir tanesine bile vursam babama vurmuş olacaktım. Geriside malum hikaye, dayaktan sonra sersem sersem nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm. Yağmura yakalanınca o marketin önüne oturdum ve sen şemsiyeni verdin." Özge daha fazla aklındaki düşünceyi tutamadı ve sesli söyledi "Baban tam bir şerefsizmiş" Uras kıkırdadı "aaah evet öyledir. Daha ne haltlar çevirdiğini bilsen, kanın donar." Kısa bir sessizlik oldu. "Babam bile bana karşı bu kadar acımasızken, senin bana şemsiyeni vermen beni o an aptal etti." Özge, "demek o yüzden o an gözleri doldu. Aptal olmuş!" Diye düşündü ama tabiki dile dökemedi. "Bu iyiliğinin karşılığında en azından sana şemsiyeni geri getirmek istedim ama beni her görüşünde seni biraz daha belaya soktum." Uras ilk defa birine karşı bu kadar içten ve samimi konuşuyordu. En yakını bildiği Halil ile hatta en sadık adamı Tolga'yla bile böyle konuşmazdı, hele ki babası hakkında. "Evet, beni belaya bulaştırdın bu da yetmez gibi özgürlüğümü elimden aldın" Uras sinirle "konu yine buraya mı geldi?" diye sordu. "Öldüreceksin beni değil mi? Bu evden sağ çıkamayacağım!" Özge iyice paranoyak olmuştu. Bu adam ile sonunun ne olacağını düşünmeden edemiyordu. "Ne öldürmesi? Öldürecek olsam seni neden..." Uras birden sustu. "Benimle sevişirsen seni bırakırım" Özge şok olmuş bir şekilde bakakaldı. Bu ne kadar adice bir teklifti! "Bunu düşün biraz" diyip ayaklandı ve odayı terk etti.

Rehine Aşık ( Askıda )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin