11.BÖLÜM 'Büstiyer'

8.9K 364 35
                                    

Hepinize merhaba arkadaşlar. İlk önce bölümü bu kadar geciktirdiğin için çok özür dilerim, içiniZden istediğiniz kadar küfür edebilirsiniz. Bu gecikmenin birçok sebebi var ama bahanelerin arkasına sığınmak istemiyorum. Tekrar özür dilerim, iyi okumalar.

NOT:Bu bölüm bana biraz kısa geldi?

Sevgilerle

-Ceren

XXX

    İçmek,

    Gözlerinde içmek ayışığını.

    Varmak,

    Gözlerinde varmak can tılsımına

Gözlerin hani?

XXX

Küçük parçalara ayırdığım yumurtamı yerken içimden de şarkı mırıldanıyordum. Onların ne konuştuklarını duymamak için, karanlığa adım atmamak için. Bu son bir haftadır yaptığım tek şey.

Tamamen kabuğuma çekilmiştim, böylesi daha iyiydi.

Onları umursamıyordum, acı da çekmiyordum.

O geceden bu yana bir hafta geçmişti. Ener’i bir haftadır görmüyordum, babamı bir haftadır duymuyordum. İkisi de kabuğumun dışındaydı. Hasta bir çocukmuş gibi baktığım ruhum olanları atlatamamıştı.

Gerçekler kanla kapanmıyordu. Gerçekler ortaya çıktığında kanatıyordu. Babamın beni hiçbir zaman sevmediği gerçeği ruhumu kanatmıştı. Ruhum kabuğumun içinde iki büklüm yatıyordu. Kalpten süzülen kan damlaları ruhumu kırmızıya boyamıştı.

Babamın ruhuma sapladığı hançer kanatmıştı, acıtmıştı.

Gerçekler hırçın bir dalga gibi kabuğuma çarpmış, dövmüştü.

Şimdi her zamankinden daha paranoyaktım. Kabuğumun kapılarına kilitler asmış, kılıçlar kuşanmıştım. Ruhum her zamankinden daha paranoyaktı. Paramparça olmuş kalbime bakıyordu.

Kimi zaman göz yaşları döküyor kimi zaman sadece bakıyordu.

Kalbim bir dinamit kuyusu gibiydi. Kalbimin üzerindeki her bir yaraya dinamit bağlanmıştı. Bekliyordu, son bir hamle. Patlamak için son bir bakış bekliyordu. Son bir söz, son bir ses.

Kalbimin de ruhumdan bir farkı yoktu. İçten içe kanıyordu. Bir buz kütlesi olan kalbim bu soğukluğa dayanamıyordu. Kalbime giden damarlarda kan yerine buz tutmuş su vardı benim.

Bu soğukluk damarlarımı acıtıyordu.

Gözlerimi kapattığımda boşluğu hissediyordum. Boşluk artık geceleri beklemiyordu. Her an benimleydi. Göğsümün üstüne çöküyordu, oraya karanlığını yayıyordu.

 Tüm iyi, tüm güzel şeyler şimdi siyah bir örtünün altındaydı.

Nefes alırken tıkanıyordum. Boşluk bir pençe gibi sıkıyordu beni. Nefeslerimi bile esir almaya çalışıyordu. Nefes alıp vermeyi bile unutmuştum. Nefes alıyordum ama geri veremiyordum. Üstüme bir ağırlık çöküyordu, boşluk nefesi içine hapsetmeye çalışıyordu.

Bir yanda ateş bir yanda mavi gözler…  hepsi boşluğa yardım ediyordu.

Boşluk ilk defa kabuğumun kapılarını zorluyordu. Kimi zaman zile basıyor, kimi zaman kapıyı yumrukluyor.

KURUYAN YAPRAKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin