KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELiR SEFALET DÖNER

73 0 1
                                    

                                                                      

   Sıradan, sessiz günlerden biriydi. Hava hafiften sıcak, bulutlar hafiften beyazdı. Şehrin kalabalığı insanı bunaltıyordu. İnsanların çoğu bunalıma giriyordu.

   Zühre ile Öznur bir ayakkabı mağazasına girdi. İkisi de aynı ayakkabıyı beğendi. Satıcı bir çift ayakkabı uzattı. Zühre :

- Ama bize iki çift ayakkabı lâzım.

- Bu modelden sadece bir çift kalmış. Hanginize olursa o alsın.

   Öznur ayakkabının tekini aldı. Zühre de diğer tekini. Zühre sağ ayağına giydi. Öznur sol. Aniden ortaya büyük, parlak ışık çıktı. Öznur ile Zühre ayakkabılarla birlikte yok oldular. Satıcı :

- Gider ayak ayakkabıları da götürdüler iyi mi ? Diye açtı ağzını, yumdu gözünü.

Zühre ile Öznur kendilerini tuhaf evlerin bulunduğu, yolların taştan olduğu yerde buldular. Bir baktılar ki ayaklarında ayakkabı yok. Zühre konuşmadan edemedi :

- Neredeyiz biz böyle ?

- Benim harita bilgim kötüdür. Ne biliyim ben Zühre !

   Sonra karşılarında prens bitiverdi. Elinde ayakkabı mağazasında denedikleri ayakkabı vardı. Prens :

- Bayanlar, acaba... Prens daha lafını bitirmeden Öznur :

- Bize ayakkabı denettireceksin. Tamam, kabul ediyorum.

   Prens tuhaf bir bakış attı. Ayakkabıyı önce Zühre denedi. Ayakkabı tam oldu. Prens :

- Sonunda buldum seni ! Birlikte sonsuza kadar yaşamaya ne dersin ? Seni prensesler gibi yaşatırım. Birelin yağda, bir elin balda. Oh kebap ! Ekmek elden, su gölden.

   Öznur beleş yaşamı duyunca atladı :

- Ben de denemek istiyorum şu ayakkabıyı. Dedikten sonra Zühre'nin ayağından ayakkabıyı saatte elli kilometre hızla çekip aldı. Hemen denedi. Tam oldu.

   Prensin gözleri açıldı :

- Oh, oh. İyi. Bir taşla iki kuş. Lütfen benimle şatoma gelin. İkiniz de prensesim olun. Zühre :

- Ne ? Sen ne açgözlüsün be ? Medeni kanunda en fazla bir kere evlenilir. Öğren de gel cahil adam !

   Öznur, Zühre'ye en tersinden bir bakış attı :

- Çok konuşma işte. Hayatın sefasını sürmeye bak.

Öznur, Zühre'yi çekiştirdi. Hep beraber şatoya gittiler. Prens :

- Artık burada, bu şatoda kalın. Öznur :

- Burada kalacağız zaten. Başka gidecek yerimiz mi var ?

- Yarın sizin için davet yemeği hazırlayacağım. Zühre :

- Bence bugün de yemek hazırlasan iyi olacak. Öldük yahu açlıktan !

- Derhal.

Zühre ile Öznur odalarına çekilir. Sonra konuşmaya başlarlar. Zühre :

- Şu lüks hayat da olmasa şu prens hiç çekilmez.

- Aynen der ve sonrasında " Lüküs Hayat " şarkısını söylemeye başlar.

- Akşam akşam kafa şişirme Öznur.

- Sen de ne sanattan, ne şarkıdan anlıyorsun.

- Yat, zıbar hadi. Çok konuşma. 

Beklenen yemek zamanı gelir. Davetliler salonu doldurmuş, uzun zamandır bekleme modundadırlar. Çünkü Öznur ile Zühre iki saatte hazırlanamamışlardır.

Prens odanın önünde ağaç olmuş, beklemektedir. Sonunda çıkarlar. Prens Zühre'yi bir koluna, Öznur'u bir koluna almak ister. Zühre :

- Hadi be oradan ! Görgüsüz, çıkarcı herif !

Prens önde, Zühre ile Öznur onun hemen arkasında merdivenlerden inmeye başlarlar. Zühre, Öznur'un elbisesine takılır. Düşerken, Öznur'u tuttuğu için birlikte düşmeye başlarlar. Önde prens olduğu için onu da arada götürürler. Kurunun yanında yaş da yanar. Üçü birlikte düşe düşe aşağıya inmiş olurlar.

Kalabalık kahkahadan yerlere yatar. Öznur :

- Sayende rezil olduk Zühre !

- Ne ya ? Bilerek düştük sanki.

Masaya otururlar. Daha yemeğe başlamadan biri kapıda " Durun " diye bağırır.Bu Cinderella'dır. Öznur:

- Bari aç karnımızı doyursaydık ya.

Zühre :

- Aynen, aç aç gitmeseydik iyiydi. Cinderella :

- Yemek davetini duydum. Prenseslerimi buldum demişsiniz. Bunlar sahtekâr. Prens :

- Yakalayın şunları, zindana atın ! Öznur :

- Aaa ! Biz seni zorlamadık ki ! Ayakkabılar bize oldu. Aldın, getirdin. Biz ne bilelim. Prens :

- Evet, doğru. Bırakın ! Zühre :

- Bizim sefa hayatı da pek kısa sürdü. Öznur :

- Nasıl döneceğiz biz şimdi ?

- Benim bir fikrim var Öznur.

Zühre, prense döner :

- Şu ayakkabıları versene. Öznur :

- Ne yapacaksın onları ?

- Yakacağım. Ayakkabı yoksa, masal da yok ! 

Zühre ayakkabıları yakar. Kendilerini eski sefil hayatlarında bulurlar. Bu da sefadan sefalete dönüşün masalı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KESER DÖNER SAP DÖNER GÜN GELiR SEFALET DÖNERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin