Aşık olmak ya da olmamak

18 1 0
                                    

 Rana sabah okula gitmek için evden çıktığında Mert'i sokağın köşesinde beklerken buldu.

"Geciktin" dedi Mert.

"Burada ne işin var?"

"Seni bekliyordum"

"Amaç?"

"Okula beraber yürümek"

"Gerek yok"

"Sızlanmayı kes. Seninle yürümek için sabahın köründe kalkıp buraya geldim. Ayrıca yarım saattir de soğukta seni bekliyorum"

"Kimse sana bekle demedi"

"Şikayet etmiyorum zaten. Kız arkadaşıma onu nasıl önemsediğimi gösteriyorum"

"Gecikiyoruz. Haydi yürü"

"Günaydın öpücüğü yok mu?"

"Yok"

"Elele tutuşalım o zaman?"

"Çok beklersin"



"Çok azimliyim" dedi Kayra elinde 10-15 dergi, sayfaları karıştırırken. "Kendime bir erkek arkadaş bulacağım"

"Zevkle seni herhangi birinin üzerine ittirebilirim" Rana'nın sesi çok imalıydı.

"Aslında olabilir. Sonuçta sende işe yaramıştı"

Aslı birden sordu "Konu açılmışken, Mert'le nasıl başladınız? Bize anlatsana"

Kayra destekledi "Evet, evet"

"Şey aslında..."

...

"Neee? Onu ittirip, kendini beğenmiş, çapkın ve güvenilmez olduğunu mu söyledin?" Derya olayın nasıl bu boyuta geldiğine anlam veremedi.

Aslı "Doğru demiş" diye onayladı. "Pek güvenilir bir tip değil"

"Çocuk güvenini kazanacağım demiş işte. Bu kadar katı olma Aslı" Kayra tamamen Mert'in tarafındaydı.

"Siz de yelkenleri hemen suya indirmeyin. Ben hala Rana'nın Mert'in teklifini nasıl kabul ettiğine şaşıyorum. Onu hatırlamasından, ona karşı bir ilgisi olduğunu farkettim ama yine de ben onları yakıştıramadım. Bana Rana'yı üzecek gibi geliyor"

"Teklif konusunda... Onu da kabul ettim denemez"

"Nasıl yani?" Herkes şaşkındı.

Derya özetledi "Çıkıyorsunuz ama teklifini kabul etmedin mi?"

"Şimdi sen öyle söyleyince biraz tuhaf oldu ama durum az çok bu"

"Ben de istiyorum" diye atıldı Kayra "Niye benim karşıma düzgün biri çıkmıyor?"

"Çıkıyordur da sen ona bakmıyorsundur. Nerde bir antika var onu beğeniyorsun" Aslı yılların gözlemini kelimelere döküyordu. "Ayrıca Mert'e düzgün demek ne kadar doğru bilemedim"

"Rana sen ne hissediyorsun bu durum hakkında?" Derya yine psikologluğa başlamıştı.

"Bilmiyorum. Emin değilim... Ama nefret de etmiyorum. Hislerimi anlamlandırmaya çalışıyorum sadece. Ama tek bildiğim onunlayken konuşabiliyorum"

"Rana aşıkkk" diye bağırdı Kayra.

"Bağırma be. Yok öyle bir şey"

...

Kayra'nın tiyatro çalışmaları devam ediyordu. Tiyatro klübü bu sene iki oyun üzerinde çalışıyordu biri Anton Chekhov'un Vanya Dayı'sı diğeri ise Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu müzikali. Kayra müzikalde başrolü yani Esmeralda'yı oynayacaktı. Hem esmer hem de güzel olduğundan bu rol için biçilmiş kaftandı. Üstüne üstlük Fransızca konuşabiliyor ve yetenekliydi de. Şubat tatilinden hemen önce temsil edeceklerinden Kayra mütemadiyen dans edip şarkıyı mırıldanıyordu. Oyunda herkesin aşık olduğu kadını oynaması ona çok ironik geliyordu.

Oyunun gösterimine birkaç ay kaldığından her zamankinden daha gergindi. Gerginken de her zamankinden daha fazla yerdi. Kayra genelde her zaman açtı. Çok fazla yer ama hiç kilo almazdı. Murtiklerin hepsi zayıftı ama Kayra'nın durumu bir mucizeydi. Elinde 4 pohaça, bir gofretle tiyatro odasına giderken gofreti elinden düşürdü. O sırada oradan geçen bir çocuk gofreti alıp Kayra'ya uzattı.

"Teşekkür ederim" dedi Kayra.

"Bunların hepsi senin için mi?" Çocuk şaşırmıştı.

Kayra kafasını salladı.

"Daha önce iştahı bu kadar fazla olan bir kız görmemiştim" deyip gülümsedi ve gitti.


MURTİKS 1 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now