Murtiks

51 1 0
                                    



Pembe Papağan logolu yabancı dil fakültesinin 2. sınıfında sadece 13 öğrenci vardı. Özel okul görünümlü bu sınıfın 12si kız sadece biri erkekti. Yabancı dil fakültesi en az erkek nüfusuna sahip fakülteydi. Herkes bunun sebebini pembe çizgili gömleklere yoruyordu. O tek erkek öğrenci Erdem de okula pek gelmiyordu. Sınıfın öğrenci sayısının az olması Aslı, Kayra, Rana ve Derya'yı çok öne çıkarıyordu çünkü sınıfta arkadaş grubu içinde 4 kişiyle en kalabalık onlardı. Dolayısıyla her işin içindeydiler.

Arkın hoca sınıfa girinceye kadar sınıfta herkes kendi havasındaydı. Derya mesajlaşıyor, Aslı Rana'ya ilk kez tattığı bir yemeği anlatıyordu, Kayra ise sırası ile sandalyesini temizliyordu... Arkın hoca'nın gelişiyle birden herkes yeni dönemin başladığını farketti. Arkın hoca sınıf hocalarıydı ve İngilizce & Edebiyat derslerine girecekti. 1. sınıftan tanıştıkları için hemen derse başladı. "Size biraz yeşillik getirdim" dedi "özlemişsinizdir". Arkın hoca ders kitabı haricinde ne zaman fotokobi test getirse hep böyle derdi. "İlk günden test mi olur" diye isyan etseler de kuzu kuzu test çözmeye başladılar. Test çözmek kızların en sevdiği ders şekillerinden biriydi çünkü grup calışması adı altında test çözerken konuşuyorlardı ve her defasında sessiz sınıfta göze batıyorlardı. Nitekim yine olan oldu ve "Murtikler hade ama kaynattınız ortalığı" diye Arkın hocadan azarı yediler.

 "Murtiks" kızların gruplarının ismiydi. Birinci sınıfın ortalarında bir grup ismi bulmaya karar vermişler, Kayra'nın önerisiyle hoşlandıkları kişilerin baş harflerinden bir kelime bulma kararı almışlar ama Kayra bütün Türk ve İngiliz alfabesini yazınca başladıkları yere geri dönmüşlerdi. Daha sonra Murtik ismi ortaya atılmış, dört kişi olduklarından da İngilizce'deki  çoğul yapan "s" harfini  kullanıp "Murtiks" olmuşlar. Hocalarının Murtiks'in anlamı hakkında çeşitli teorileri olsa da Murtiks gizemini hep korumuş.

Blok dersleri bitince ilk ara zili çaldi. Kayra ve Rana başta olmak üzere herkes dışarıya akın etti. "Evet" dedi Kayra "v" harfine vurgu yaparak. "İlk hedefimiz 4 ağaç bölgesi".

LOL kampüsünün 4 köşesinde 4 farklı tür ağaç vardı. 4 fakültenin öğrencileri bu 4 ağacı paylaşmış ve fakültelerinin toplanma alanı olarak kullanmaya başlamıştı. Merkez kafeterya dışında en çok toplanılan bu yerlere 4 ağaç bölgesi denilirdi. Fen öğrencileri Dişbudak, sosyalciler Meşe, matematikçiler Gürgen ve yabancı dilciler Söğüt ağacının altında toplanırdı.

"Size iyi takiplation'lar" dedi Rana. "Önemli bir şey olursa bana mesaj atın". Kızlar tamam dercesine başlarını salladılar ve Kayra'nın peşinden hic görmedikleri bir çocuğu aramaya koyuldular.

"Çocuğu bize tarif etsen de biraz mantıklı bir şekilde sürdürsek bu takiplation'ı" diye isyan etti Aslı, anlamsız bir şekilde sağa sola bakarken.

Mantık Aslı'dan sorulurdu. Grubun en aklı başında, en mantıklı kararları veren üyesiydi. Ağır başlı ve akıllıydı. Örnek öğrenci denilen tiplerdendi. Sınıf kaptanı ve onur kurulu üyesiydi. Saçmalamak ve Aslı iki ayrı kelimeydi ve bir cümle içinde asla yanyana gelmezdi.

"Siz doğal davranın. Ben bulunca size haber veririm" dedi Kayra.

Derya ile Aslı bir ağızdan "D'accord*!" diye onayladılar.


Rana'nın okulda en sevdiği yer bu muazzam kütüphaneydi. 5 katlı bu yapı Rana için adeta bir tapınaktı. Rana tipik bir kitap kurduydu. Dinlemektense okumayı tercih ederdi. Konuşmaktan çok yazmayı seçerdi. Muazzam bir hafızası vardı. İlgisini çeken hiçbir şeyi unutmazdı. İlgisini çekemeyen hiçbir şeyi de hatırlayamazdı. Sıkıldığı an uyukusu gelirdi. Romanlardan hiç sıkılmaz, okuduğu her romanı hatırlardı. Okulda en çok kitap okuyan kişi oydu. Hazırlıktan beri her sene yıl sonunda, en çok kitap okuyan kişi ödülünü hep o alırdı. Kısaca Rana'yı aramak isterseniz LOL kütüphanesi'ne bakmanız yeterliydi.  Kütüphanenin ilk katında kitap sorgulaması için bilgisayarlar, çalışma masaları ve kitap ödünç alma masası vardı. İkinci kat fen, üçüncü kat matematik, dördüncü kat sosyal bilimler ve beşinci kat yabancı dil fakültesi kitaplarıyla döşenmişti. Rana 5. kata kadar sarmal merdivenlerden çıkıyor ve bunu zevk alarak yapıyordu. Kütüphanenin çatısı da kış bahçesi şeklinde düzenlenmişti. Yeşil bitkiler ve çiçeklerle dekore edilmiş, camla kaplı bu alan Rana'nın gizli okuma alanıydı. Rana genelde 5. kattaki edebi eserleri ve yabancı dillerde romanlar okurdu. Arada bir, ilgisini çekerse diğer katlardan da kitaplar alıp okurdu. Kütüphane Dewey sistemine göre düzenlenmediğinden bazı romanların konusu fene, sosyal bilimlere kayıyorsa edebiyat bölümünde değil de fen ve sosyal bölümü katlarında yer alıyordu.

Elinde 5 kitapla kütüphaneden çıkan Rana, kızları karşısında bulunca şaşırdı.

"Biz de sana bakmaya geliyorduk Rana"

"Abartsaydın" dedi Derya, Rana'nın elindeki kitapları işaret ederek.

"Gerek yok. Çarsamba baştan gelir, alırım" diye yanıtladı Rana. Kişi başı 3 kitap ödünç veren kütüphane, kütüphanenin en çok kitap okuyanı ünvanına sahip Rana'ya sınırsız kitap ödünç alma hakkı tanıyordu. "Neyse siz beni bırakın da takiplation noldu onu anlatın. Buldunuz mu X şahsı?"

"Bulduk. Bulduk" diye yineledi Aslı. "Bahçede turladık, Gürgen ağacında da bulamayınca pembe gömleklerimizle gizlice (!!!) matematik fakültesine gittik ve Pi heykelinin orda bulduk beyefendiyi"

"eee??" dedi Rana.

"Arkadaşlarıyla konuşmasını duyunca, Kayra hanıma bir soğuma gelmiş"

Rana kahkahayı patlattı "Hiç şaşırmadım nedense! Benim asıl şaşırdığım Aslı'nın matematik fakültesine girmesi oldu"

"Zorla soktuk" dedi Kayra muzipçe gülümseyerek.

"IQ yerlerde, saçmalamayın diye diye geldi" diye ekledi Derya. "Çok komikti"

"Tahmin edebiliyorum" diye gülümsedi Rana.

Mozart'ın Türk Marşı olan tenefüs zilinin çalmasıyla, yabancı dil fakültesine geri döndüler.


Dip Not:

*D'accord: Fransızca "Tamam" demek.

MURTİKS 1 (Tamamlandı)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt