*1*

121K 4.5K 3.3K
                                    

Hepiniz Hoşgeldiniz!♡

Not: Yorumlarda kendi kitabının ya da başkasının kitabının reklamını yapanlar engellenecektir. Kimsenin kitabı sizin reklam panonuz değildir!

&&&

"Sen benim kızımsın! Nasıl ikinci olabilirsin!"

Babamın sert tutumuna karşı yutkunarak gözlerimi kapattım. Hep böyle mi olacaktı? Her zaman yaptığı ve söylediği sözler bir öncekilerinden daha mı çok yaralayacaktı beni? Öyleyse yorulmuştum, çok yorulmuştum.

"Baba..." diye mırıldandım sözlerimin fikrini değiştirmeyeceğini bilerek. "Ben... gerçekten çok çalışmıştım. Bildiğim tüm soruları da yaptım. Özür dilerim."

Salonda bir ileri bir geri yürüdü seri adımlarla. "Demek ki daha çok bilmen gerekiyormuş değil mi?" Adımlarını durdurup bana baktı. "En son gelen matematik öğretmeni güzel anlatmadı mı yoksa? Hemen başka bir tane bakmalıyım." Telefonunu çıkarttı cebinden. Koltuktan kalkıp önüne dikildim. Gözünü telefonundan kaldırıp bana baktı. Gözlerim dolmaya yüz tutuyordu.

"Hayır, en son gelen matematik hocasında sorun yoktu. Sadece ondan önce de gelen üç farklı dersin üç farklı hocasının hepsinin ardı ardına gelmesinde sıkıntı vardı. Ben de insanım. Bir günde farklı farklı derslerden ders alınca bunalıyorum, yoruluyorum. Okul, dershane, özel ders... Bilgiler karışıyor. Dinlenmeye vaktim yok. Artık beni biraz rahat bırak, dinleneyim. Gerçekten çok yoruldum." diye mırıldandım. Babamın bitmek bilmeyen ve gözünü karartan hırsından çok yorulmuştum. Asla doymayışından yorulmuştum.

Babam, elindeki telefonu koltuğa fırlattı. Telefon koltuğa hızla çarptıktan sonra yuvarlanarak gürültüyle parkeye düştü. Gözünü bir saniye bile olsun benden ayırmamıştı.

"Yoruldun, yoruldun ha? Öyle mi? Senin yorulmaya şansın var mı? Yok. Seni dinledim, bir gün matematik dersini iptal ettim, ertesi denemelerde hemen ikinciliğe düşmüşsün. Senin ikinci olma şansın yok, sen benim kızımsan birinci olmak zorundasın! Yorulmaya vaktin yok, birinciliği kaptırmamak için yorulacağına daha çok çalışmalısın!"

Bir adım öne attım sakince. Başımı daha çok dikleştirip cesaretimi toplamaya çalıştım. "Ya, artık senin kızın olmak istemiyorsam?" dedim kendimden emin bir şekilde. Bu kadar özgüvenli oluşum beni bile korkutmuştu.

Kaşlarını çattı, bana yaklaştı. "Ne dedin?" diye sordu daha da katılaştırdığı sesiyle. "Bir daha söyle!"

Sesimi yükselttim. "Ya artık kızın olmazsam? Hem o zaman birinci olma zorunluluğum da kalmaz!" Cümlemin sonunu yarım yamalak duydum. Çünkü, babamın yanağıma geçirdiği okkalı tokat son kelimelerimi yutmamı sağlamıştı. Gözümde biriken yaşlar yanağımdan aşağıya doğru süzüldü. Dişlerimi sıktım. Canımın acısına bin kat da ruhumun acısı eklenmişti.

"O kelimelerin bir daha ağzından çıktığını duymayacağım! Çantanı al ve derhal okuluna git. Okuldan sonra dershaneye gideceksin, sonra da eve gelip denemede hata yaptığın matematik konularını hocanla tekrar edeceksin! Bir daha da ikinci oluşunu görmek istemiyorum!" Babamın sert ve itiraz istemeyen sesi içimdeki öfkeyi dindirmek yerine daha çok harlıyordu.

Yüzüne bakmadan arkamı dönüp ilerledim ve kapının kenarında duran çantamı omzuma asarak evden çıktım. Şoförümüz Nadi Amca kapıda bekliyordu. Yüzüne bakmadan arabanın arka koltuğuna oturdum. Çünkü yüzüne bakarsam ağladığımı anlardı ve babama sinirlenirdi. Sinirlenince bir şey yapacağından değildi ama işte üzülmesini istemiyordum. Okul, dershane ve ev üçlüsünde bana eşlik eden iyi bir yol arkadaşıydı.

Dev Gezegen ||TEXTING||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin